1 KAPAK KONUSU "Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri rüzgardır. Bazı meteorologların Türkiye'de hortum olabileceğine ilişkin tahminleri geçtiğimiz dönemde gerçekleşmeye başladı. Oysa dağlık bir ülkeyiz ve rüzgarı kesen dağ sıralarımız var. Aslına bakarsanız inşaat sektöründeki zayıflıklar nedeniyle rüzgar problemi yaşıyoruz. Diğer yandan Türkiye'nin en önemli afetlerinden bir tanesi de erozyon. Bunun dışında sel, heyelan gibi afetlerle de karşı karşıya kalıyoruz. Kuraklık bile bizim çalışma alanımızda yer alıyor çünkü şu anda kuraklık yaşanıyor. Özet olarak erozyon, deprem, yangın, sel ve rüzgar. Bu beşi ülkemizin afet anlamında ele alınması gereken konuları. . . " nelik afet yönetimi eğitimlerinin verildiği bir merkez var. Ortadoğu Teknik Üniversitesi bünyesinde de güçlendirme ve inşaat mühendisliği ağırlıklı bir afet yönetim merkezi var. Ancak bizim merkezimiz terörizmden enkaza, bilgi işlemden tahliyeye kadar çok daha geniş bir spektruma sahip. Bu nedenle Türkiye'de 'tek' ve aynı zamanda 'ilk' olduğumuzu söyleyebilirim. Sizce ülkemizin karşı karşıya olduğu en büyük riskler hangileri? ı 999 depreminden bu yana hep deprem konuşuluyor ve Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tek afet riski depremmiş gibi, her şey deprem üzerine kurgulandırılıyor. Ben bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Özellikle Japonya Kobe'deki depremin, sadece yıkıntıya yol açan bir deprem olmadığını, ciddi anlamda binalardaki elektrik ve doğalgaz sistemlerine zarar vererek yangınları, özellikle de cam yüzeylerin parçalanması ile oluşan kaza ve hasarları meydana getirdiğini görünce, bu gibi olayların sadece bir 'deprem' olarak ele alınamayacağını, bu olaylarla tetiklenecek diğer unsurların da aynı şekilde ele alınması gerektiğini düşünmeye başladık. Aslında uzun zamandır da düşünüyorduk. Sonuç olarak afeti ya da acil durumu tekil olarak düşünmek çok yanlış. Acil durum çok disiplinli bir yapı ve tüm olaylar birbirini tetikliyor. Bu tetiklemeyi iyi bir afet yöneticisi çok iyi bilir. Bu Merfi (Murphy) Konusefalet değil de bir umursamazlık görüyorsunuz. Türkiye de bu vaziyette. Türkiye bir taraftan dünyada ilerleyen ve ilerleme hızı son derece yüksek bir ülke. Ama diğer yandan perde arkasına baktığınızda, hem özel sektörde hem de kamu sektöründe bir atalet içindeyiz. Buna karşın, bu konuda çok da kötümser değilim. Yaptığımız bu röportajın bile bir adım olduğunu düşünüyorum. l 999 öncesinde böylesi röportajlar dahi yapmıyorduk. Şimdi ise sempozyumlar, fuarlar düzenleniyor, bina güvenliğini tartışmaya başladık artık. , . Üniversitelerde bu konularla nu'dur. Bu tetikleme hep vardır ve tek bir ilgili araştırmalar, simülasyonlar yapıyoruz. Ancak ilk olmak pek kolay olmadı. Ön- acil durum yoktur, birkaç tane acil durum celikle biz bu işe kitapla, yayınla girdik. vardır. Üyeler olarak çeşitli dallarda çalışıyorduk. İlk baştaki amacımız yayınlar ve eğitim Maalesef yangın bu tetiklemenin en öağırlıklıydı . Sonradan geniş bir taleple kar- nemli yanıdır. Bu nedenle doğalgazın ya şılaşınca projeler gündeme geldi, özel da yangının depremle bütünleşik bir afet ve kamu kurumlarının bazı konularda za- ya da acil durum olduğunun bilinmesi, yıflıkları ortaya çıktı . Buna ilave olarak ku- bina ve yangın güvenlik s i stemlerinin deprumların kalite standartları ile ilgili başvuru- remle birlikte hesaba katılması gerekiyor. lan başlayınca, kayıtlı tek merkez olarak bize dönüldü, Bu durum bizim sahamızı hem � Siz, ülkemizin afetlere olan dugenişletti ve yoğunlaştırdı, hem de özellik- yarlılığını nasıl değerlendiriyorsunuz? le acil durum içerisindeki çeşitlilikte yangın, sel, deprem, kuraklık, terörizm gibi çok fark- Geçirdiğimiz evreler açısından ülkemizi lı dallarda uzmanlaşmamızı sağladı. Çin'e benzetiyorum. Çin bugün dünya devi olma yolunda ilerliyor. Pekin'de do- � Teknolojik, insan yapımı ve doğal laştığınızda çok güzel binalar görüyorsuafetlere ülkemiz sıklıkla maruz kalıyor. nuz ancak arka sokaklardaki binalarda, 1 YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 102 60 • Tahliye sistemleri üzerinde çalışıyoruz. Böyle dürtüler uyandı. Ama bu gelişmeler topluma hemen yayılamaz. "Yangın, afet tetiklemelerinin en önemli yanıdır. 1999 depreminden çok kısa bir süre sonra kendi mesleki alanımızın devamı olarak "Yangın üzerinde nasıl uzmanlaşabiliriz?" sorusu üzerinde düşünmeye başladık. İlk adım olarak üniversitede verdiğimiz dersleri çok disiplinli dersler haline getirdik. Ben pasifgüvenliği anlatıyorum. Aktifgüvenliği anlatan makine mühendisi, yangmdan korunma ile ilgili dersleri anlatan kimya mühendisi, binaların özellikle yangına karşı direnci ile ilgili dersler veren inşaat mühendisi arkadaşlarımız var."
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=