62 1 KAPAK KONUSU 1999 depremi Türkiye için de önemli sonuçlar doğurdu ve Türkiye adeta afet gerçeği ile tanı ştı . . . � Neden? � 1999'tan sonra afet yönetimi açısından neler öğrendik? Ankara'da Başbakanlığa bağlı bir Afet Yönetim Merkezi kuruldu. Şuralar yapıldı" ve her il kendi afet yönetim merkezini kurGeçtiğimiz günlerde Japonlarla bir top- du. Kaymakamları afetyönetimi konusunlantı gerçekleştirdim. "Biz l 00 yıldır afetlere da eğittik. Yaklaşık 2000 kaymakam bu eğihazırlanıyoruz" diyorlar. Şu anda Japon- timden geçti. İlçelerde afet yönetim ya Tokyo'da bir deprem bekleniyor. Bina- merkezleri küçük çapta kuruldu. Tartışılan ların yüzde 40'ı çok dirençli vaziyette, yüzde 60'ı hala dirençli değil ve de l 00 yıldır afet üzerine çalıştıklarını söylüyorlar. Bizse afet üzerine çalışmalarımızı yaklaşık 8 yıldır sürdürüyoruz. Yani şu anda emekliyoruz, ama en azından bir gelişme sürecinin yaşandığını söyleyebilirim. Bu uzun bir yol, bir maraton. . . Oysa halk sadece konuşulduğu, icraat açısından pek bir şey yapılmadığını söylüyor. Japonlar "Aynı durumu biz de yaşadık" diyorlar. Üstüne üstlük Japonya'nın afet ve acil durum yönetimi açısından bazı konuları hala kesin çizgilere oturmamıştır, açıkları bile vardır. Evet, kesinlikle Türkiye afet gerçeği ve terminolojisi ile 99 depremi ile tanıştı. Deprem sonuçları itibariyle kötü bir olay olsa da, ülkemize afetlere bilimsel ve mesleki anlamda yaklaşılması açısından bu deprem bize çok şey öğretti. 1 YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 102 bir konu olsa da bazı belediyelerde dahi afet yönetim merkezi kuruldu. Afet yönetimi ile ilgili operasyon ve kurtarma ağırlıklı olarak sivil toplum kuruluşları çerçevesinde pek çok organizasyon kuruldu. Bugün Edirne'ye, Kars'a gitseniz bir arama kurtarma grubuyla karşılaşırsınız. Bu işin bir yönetim biçimi olduğu, halkı kurtarmanın önemli bir organizasyon gerektirdiği anlaşıldı. İnternet köşelerinde vakit geçirmektense bir sivil toplum kuruluşuna katılarak bir yaralıyı ya da insanı kurtarmanın çok değerli birvazife olduğunu gençlerimiz öğrendi. Her ilde ve ilçede çok ciddi anlamda gönüllüler var. En azından her ilçede afet yönetimini anlayabilecek 2-3 kişiye sahibiz. Eskiden afet yönetimi sivil savunmanın kapalı dosyaları içerisinde olan bir kavramdı. Sivil savunma mantığı hep dışarıdak i düşmana karşı işlerdi. Bence bu model bitti ve artık "sivil savunma" değil "sivil koruma" ağırlıklı bir güç kazanıldı. Bu güçleri biz toplum içerisinde şu anda barındırıyoruz. 7-8 yıl içerisinde gerçekleşen tüm bu gelişmeler çok önemli adımlar. . . � Afet yönetimine ilişkin sizce en önemli eksikliklerimiz neler? Afet ve acil durum haberleşme ağları ile ilgili olarak hem bilgi açısından hem de ekipmanların kullanılabilirliği açısından Türkiye'de ciddi bir acizlik var. AB'nin ekipman standartlarına uygun haberleşme sistemleri kurabilmemiz, mevcut haberleşme ağlarını da revize etmemiz gerekiyor. İkinci olarak ulaşımla ilgili çok ciddi sıkıntılarımız var. Halen· acil durum ulaşım yolları açısından elimizde doğru dürüst bir şema yok ve bu şemanın topluma indirgenerek aktarılması gerekiyor. Toplumla iletişiminin sağlanması ve acil durum ulaşım planının bu çerçevedetasarlanması gerekiyor. Diğer yandan deprem gibi bir afet meydana geldikten sonra enkazın kaldırılmasıyla ilgili bir planımız da yok. İstanbul'da yaklaşık 6 milyon tona yakın bir enkaz bekleniyor ama bunu koyabileceğimiz "Acil Durum Yöneticisi mesleğine yönelik olarak üniversitemizde yüksek lisans eğitimi veriliyor. Şu anda mezun sayımız 2830 kişi civarında. Her sene yaklaşık 15 başvuru alıyoruz. Eğitim kapsamında teknik, sosyal, psişik, psikolojik derslerin yanı sıra yönetim ile ilgili dersler de veriyoruz. Genellikle mühendislik bölümleri olmak üzere inşaat, meteoroloji, kamu yönetimi, basın ve halkla ilişkiler, iletişim gibi her türlü yönetim lisansı okumuş·öğrencilerimiz bulunuyor. Bütün dünyaya baktığımızda da afet yönetimi alanında yüksek lisans yapanların çok disiplinli bir alanı kapsadıklarını görüyoruz."
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=