ekibe ihale ve havale etmişlerdir. Çevre illerden gelecek sivil savunma ekiplerinin müdahalesi şarttır. Fakat mahallinde görev alan elemanlardan da mutlaka istifade edilmesi gerekir. Çünkü yöreyi bilen bu elemanlardır, gelenleryabancıdır. Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nün yeterli donanımı ve ekibinin olmadığı anlaşılmıştır. Sınırlı sayıda gelen ekipten fayda sağlamış, fakat bu ekibin sembolik varlığı depremin büyüklüğü karşısında etkisiz olmuştur. Sivil savunmanın kadrosuyla, ekipmanıyla ve uzman elemanıyla devrede olması gerekir. Sağlık Bakanlığı'nın bir seyyar hastahanesinin olmaması ve yurt dışından getirilmesi büyük eksikliktir. Aynca Sağlık Bakanlığı'nın doktorları apar topar ambulanslarla göndermesi ve bunların kamp-treyler dediğimiz yatak ve mutfak ihtiyaçlarını karşılayacak donanımının olmaması büyük sıkıntılara yol açmıştır. Türkiye Elektrik Kurumu bu konuda örnek bir çalışma göstermiş, takviye ettiği elemanların yemek ve barınma ihtiyaçlarını karşılamıştır. Kızılay'ın bu anlamdaki çalışmalarını da şükranla anmak gerekir. Yine Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün yetişmiş elemanlarının müşavir ve destek hizmetlerdeki katkılan önemlidir. Deprem yöneticisinin parasal inisiyatifinin olmaması çok büyük eksikliktir. İlin Valisinin emrindeki para, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün zaman içerisinde gönderdiği 2.5 milyar ve illerden intikal eden 8 milyarla birlikte toplam 1 O milyar liradır. 15 trilyon liraya çıkan Erzincan Projesi'nde 1 O milyarlık bir inisiyatifin yetersizliği ortadadır. Tüm ayrıntıları ve problemleri mahallinde tesbit edip çözmek zorunda kalan ilin bu anlamda yöneticisi yoktur. Yöneticinin sıkıyönetim yetkisine sahip olması bu anlamdaki problemleri çözmemektedir. YANGIN ve GÜVENLiK: Bılindiği gibi ülkemizde depremler sonucunda önemli ölçüde can ve mal kaybı olmaktadır. Zarar/an (kayıpları) en aza indirmek için neler yapılmalıdır? R. YAZICIOĞLU: Can ve mal kaybının önlenmesi, deprem yönetmeliğinin yeniden gözden geçirilip, depreme dayanıklı bina üretimi ile olur. Erzincan'da maalesef binalarımız depreme dayanıklı değildi; beton kalitesi yoktu; depreme göre projelendirilmemişti; statik hesapları yanlıştı;kolon-kiriş bağlantılarızayıftı;birbirine zıt iki perde beton duvar ve sağlam temeller yoktu; bitişik nizam, kat ve kot farkları vardı. Binalar hareketli binalardı. Belediyelerin kontrollerinin yetersiz olduğu ve bu anlamda netice vermediği ortadadır. Mecburi sigorta sistemiyle denetimlere otokontrol getirilebilir. Erzincan depremi 100 bin nüfuslu şehrin yüzde 1 0'unu etkilemiştir ve 15 trilyona malolmuştur. Daha geniş kapsamlı daha büyük bir deprem düşünüldüğünde bu mali portrenin altından devletin çıkması mümkün değildir. Kızılay çadırstoklanyetersizdir. Deprem sırasında paniği önlemek için herkesin evinde birer piknik çadırı bulundurması gereklidir. Herşeyden önce binanın mimarı ve yapımcısı, binanın sahibidir. Bu bilinçte olmayan insanların özellikle yapsatçılıkvekooperatifsistemiyleyapılanbinalarındurumu içler acısıdır. Türkiye'de zaten inşaat okulları yoktur; binalar hababam usulüyle inşa edilmektedir. Dünyada en fazla beton kullanan ülkelerin başında yer almaktayız. Prefabrik yapı kültürü, sistemi maalesef ülkemizde oturmamıştır. Yüksek katlı binalar bile çelik yerine betondan yapılmaktadır. YANGIN ve GÜVENLiK: itfaiyecılerin eğitimleri usta-çırak ilişkisi, Sivil Savunma Koleji'nde veya hizmet içi eğitim şeklinde gerçekleşmektedir. itfaiyecilerin modern, çağdaş, bilgili ve olaya müdahale edebılecek şekılde yetiştirebilmeleri için nasıl bir eğitim modeli geliştinlebilir? R. YAZICIOĞLU: Türkiye'de birkaç itfaiye okuluna ihtiyaç vardır. İtfaiyecilik bir ihtisas işidir, ama aynı zamanda da bir gönül işidir. Olağanüstü durumlarda sivil servis ve ekiplerce de takviye edilecek şekilde kadrolanmalıdır. Yoksa büyük kadrolar, kuruma yük olabilir. Hizmet içi eğitim önemli bir hadisedir. Ancak okullaşmakta büyük yarar vardır. Sevk ve idare, ehil elemanlar, tecrübe her konuda olduğu gibi itfaiyecilikde de önemli bir husustur. Paraşütle tepeden indirilen yöneticiler hem bünyeye ters gelir, hem de işi öğreninceye kadar zaten görevi biter, fayda sağlanamaz. YANGIN ve GÜVENLiK: "Güçlü ve demokratik yerel yönetim ilkesinin gerçekleşmesini her fırsatta vurgulamaktasınız. Bu sistem içerisinde itfaiye hizmetleri nasıl olmalı ve kimler tarafından yürütülmelidir? R. YAZICIOĞLU: Şühpesiz yerel insiyatifle çözülmelidir. Yerel idarelerin emrinde olmalıdır. Polisle iş birliği önemlidir. Batıda bu hizmetler polis-itfaiye iş birliği içerisinde sağlanmaktadır. Çünkü yolların açılması, olayın tesbiti ve mahalline intikal konularında iş birliği şarttır. Türkiye'de bu eksikliktir. YANGIN ve GÜVENLiK: Yangın konusunda verilen eğitim sizce yeterli midir? Yeterli değilse neler yapılmalıdır? R. YAZICIOĞLU: Yangın konusunda okullaşmanın önemini vurguladım. Hizmet içi eğitimin, kadro, ekipman teknik araç ve gerecin yeterli olduğu söylenemez. Ona rağmen itfaiyecilerimiz ülkemizde çok sınırlı imkanlarla olağanüstü mücadele vermektedirler. YANGIN VE GÜVENLİK DERGİ Sİ SAYl· 12
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=