nargile (boşboğaz) gibi kelimeler kendi aralarında kullanılan parola gibidir. Bu kelimelerin yaşam biçimlerini karakterize ettiği açıkça görülmektedir. Soğuk havalarda kendilerine yuva olan külhanı ana kucağı olarak, hamamcıyı baba olarak tanımlamışlardır. Hapishane onlar için bir okul ve koğuş, arkadaşlarının her hikayesi onlar için bir derstir. Tulumbacılar, külhanbeyleri ve ayaktakımı tarafından kullanılan birçok argo sözcük, toplumun diğer kesimlerince de benimsenerek kullanılmıştır. Tulumbacıların, İstanbul argosunun gelişmesinde büyük rolü olmuştur. Kullandıkları birçok argo kelime ve deyim, zamanla genelleşmiş ve herkes tarafından anlaşılır olmuştur. Yapı bakımından içinden çıktığı ortak dilden farklı olmadığından, sürekli değişmiş ve gelişmiştir. Bazı sözcükler ölmüş, yerine güncel sözcükler türetilmiş ve eskiden argo olan sözcükler zamanla gündelik dilde kullanılmaya başlanmıştır. Hatta günümüzde güncelliğini koruyan çok sayıda argo sözcük bulunmaktadır. Örneğin; eskiden argo sayılan kurnaz (hilekôr, açıkgöz), hayta (tembel, kaytarıcı), fiyaka (çalım, kibir), kıyak (güzel), çıngar (kavga) gibi sözcükler günlük dilde yaygın bir kullanım kazanarak argo olmaktan çıkmıştır. Külhanbeyler ve tulumbacılar tarafından kullanılan sözcükler çoğu zaman, genel olarak kullanılan sözcüklere başka bir anlam yükleyerek türetilmiştir. Sözcükler alışılmışın dışında bir anlamda kullanılmış, TULUMBACI 1 :' _fı r.' ~:' ~ " . i > . . . ·-· ... . ~. _,; ..c4,1!:;;;:~ ',• " Tulumbacıların, İstanbul argosunun gelişmesinde büyük rolü olmuştur. l(ullandıkları birçok argo kelime ve deyim, zamanla genelleşmiş ve herkes tarafından anlaşılır olmuştur. kelimelere yeni anlamlar yüklenmiştir. Kendi sınıfındaki kişilere bilgi aktarırken, sözcüklerin anlamları değiştirilerek gizlenmiştir. Örneğin; arpacı (hırsız), aynalı (güzel, yakışı kl ı), kanun (yalan söz), kopuk (parasız, işsiz), makine (silah), mantar (yalan), boğdu (elinden parayı aldı), çaktı (anladı, farkına vardı), kırık (ilgisi olan kimse), sırıkladı (çaldı, hırsızlık yaptı), dalga (keyf için kullanılan haşhaş) gibi. Tulumbacıların kullandığı argo kelimelerin birçoğu, halkın kullandığı kelimelerin bozuluş ve uydurulmuş şeklidir. Birçoğu da, Rumca, İtalyanca, Fransızca gibi yabancı dillerden türetilmiştir. Bazen Türkçe kök ve sözcüklere yabancı bir dilden ekler getirilmiştir. örneğin: aftos (dost, sevdiği kadın), alarga (açığa çekmek), antin (fahişe), gaco (fahişe), kodes (hapishane), nanay (yok, bitti), şinanay (sahte kibarlık, boş gösteriş), erketeci (zabıta) matiz (sarhoş), piyastos (barışmak, dağılmak) bu kelimelerden bazılarıdır. Kimi argo sözcükler ise Türkçe'den ya da yabancı dillerden yararlanıp uydurma, yakıştırma, benzetme yoluyla türetilmiştir. Boş, değersiz anlamına gelen 'pojyoz', yalan karşılığı kullanılan 'maval' ya da aptal anlamındaki 'keriz' bu tür argo sözcüklerdir. Tulumbacılar yangına gül veya kızıl bayram derlermiş. Belki de, yangında kurtardıkları evlerden, mahalle halkından ve sigorta şirketlerinden bahşiş aldıkları için yangını bayram olarak nitelendirmişlerdir. YANGIN ve GÜVENLiK SAYI 1251 9 ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=