Yangın ve Güvenlik Dergisi 126. Sayı (Nisan 2009)

ıI YANGIN Mevcut yangın algılama teknolojilerinin sınırlarına mı erişiyoruz? Mohamed Cherif Benzerari belki de erişiyoruz şeklinde düşünüyor ve bu yazısında kütle spektrometresi tekniğini kullanarak hakiki yangınları hızlı ve doğru bir şekilde algılamak için alternatif bir yol ortaya koyuyor. ___ _ _ Mohamed Cherif Benzerari DRAX (İngiltere) 1 YANGIN ve GÜVENLiK SAYI 125 60 Moleküler Algılama Kütle spektrometresi teknikleri, dumanın moleküler çek i m ile algılar. Fakat havadaki partiküller toz, toz bileşenlerini genellikle yangın tarafından üretilmeyen diğer partiküllerden kesin bir şekilde ayırabilmesi nedeniyle, dumanın algılanması için alternatif ve etkili bir metot olabilir. Bir binadaki her malzeme, eşyaveya ürünün kendisine özel ID'sinin (kimliğinin) belirtilmesi sadece bir yangını lokalize ederek değil, aynı zamanda söz konusu olan yanan maddeyi de değerlendirerek adreslenebilir bir yangın alarm sistemi için sağlam bir ilerleme get i recektir. Mikro elektroniktek i gelişmeler, bilgi teknolojisi ve yangın bilimi son on yıllar içinde yangın algılama teknolojisinde önemli ölçüde gelişmeye yol açmıştır. istatistiklere göre istenmeyen yanlış alarm oranları az da olsa düşmesine rağmen, hala yapılacak birçok gelişme olduğu herkesçe geniş kabul görmektedir. Video ile duman algılanması gibi çeşitli yeni teknolojiler mevcuttur ve bunun yanında mevcut olan gelişmiş sinyal işleme algoritmalarına dayanan çok kriterli yangın dedektörleri de daha ileri düzeyde geliştirilmektedir. Buna rağmen, bugün son derece gelişmiş olarak kabul ettiğimiz yangın algılama teknolojisi, uygun maliyetli bir paket içerisinde yüksek hassasiyette yanlış alarm kontrolü sağlayamadığı takdirde birkaç yıl içinde modası geçmiş hale gelebilecektir. Açık olarak söylemek gerekirse, mevcut iyonizasyon ve optik duman algılama teknolojileri sınırlarına gelmişlerdirvedaha ileri düzeyde geliştirilmeler i azalan geri ödemelere bağlı olacaktır. Bu husus öyle bir aşamaya gelebilecektir ki, bu teknolojilerden elde edilebilecek herhangi bir marjinal kazanç onları üretmek için gereken yatırımın altında kalabilecektir. Yangın algılaması nda uğraşılacak ana husus, içten içe yanan yangınlardan alevli yangınlara ve küçük bir asansör motorunun olduğu odacıklardan büyük, çok kişinin oturduğu binalara kadar çok geniş bir senaryoyıu kapsamasıdır. Ne yazık ki bütün bu çok geniş senaryolara uygulanabilecek tek bir çözüm mevcut değildir. Temel olarak çözümler, verilen bir yerdeki özel bir yangın senaryosu için formüle edilir ve her zaman korozyon, nem ve rüzgôr gibi çevresel faktörleri dikkate almaz. Duman dedektörleri yanan veya içten içe yanan yanmalardaki havadan kaynaklanan partikülleri şeklinde maddeler, buhar veya sis ve dumandan da oluşabilir. Optik sensör kullanma durumunda yayılan ışık dalgaları, iyonize tip hava dedektörleri mevcut akımda azalmayı ölçerken [l ], görünmeyen herhangi bir artmayı ölçerler. Bu değişkenler, partiküllerin tipine bağlı olmayarak, algılama odasına giren toplam partikülün bir oranı olarak ölçülür. Bu nedenle bu durum için yangın dedektörü basit bir ağırlık kaldırma denetleme sistemi gibi çalışır: Burada örneğin 1 6 insana eşdeğer bir ağırlık ölçmüşse, yükler i n neden meydana geldiği ya da ne yükü olduğunu dikkate almaksız ı n bir aşırı yük uyarı sinyali yollar. Mevcut hissetme metotlarının kısa zaman sonra modası geçmiş metotlar olmasının birkaç nedeni vardır: • Hızla büyüyen alevli yangınlardan oluşan daha küçük parti külleri algılamak için en uygun olan iyonizasyon dedektörleri radyoaktif kaynak (Americium 241) kullanmaları neden i yle bazı ülkelerde yasaklanmışt ı r. Ayrıca depolanmaları ve taşınmaları konusunda çok ciddi sınırlamalar vardır: Bütün bunların anlamı kullanılmaları n süratle düşmekte olmasıdır [2]. • Optik dedektörler yavaş ve içten yanan yangınlardan çıkan büyük partikülleri algılamak için daha uygundur. Fakat bununtersi olarak, alevliyangınları tespit etmede zor l ukları vardır. İlave olarak, yangın olmadan üretilen toz ve diğer sıkınt ı veren aerosoller de yanlış alarma neden olabilir. • Yangında ölümlerin % 95'i, yangının içten yanma aşamasında ve kurbanlar uykudayken olur, buna karşılık ölüm nedeninin % 80'i zehirli dumanın solunması kaynaklıdır [3 ]. Her iki yangın algılama metodu da karbonmonoksit gibi zehirleyici gazları algılayamazlar. Şüphesiz ki, sinyal işleme algoritmaları, bu geleneksel metotları aynı duman detektörünün içine ısı sensörü ilave ederek daha da ileri götürmektedir. Fakat erken algılama bakımından 'ısı' kriteri alevli yangınlar ve içten içe yanan yangınlarda daha sonra ortaya çıkar. Bu paradoksun orta vadede çözümü ise, kombine olarak ileri sinyal işleme algoritmaları ile donatılmış CO/optik duman dedektörü kullanmakt ı r. Bu kombine ısı/optik dedektörden çok daha etkilidir ve gerektiği zaman kızıl ötesi ve/veya ya bir nokta algılaması ya da emme sistemleri ısı algılama kabiliyeti ile yükseltilebilir. Fakat uzun va - durumunda, kanallardan bir algılama ünitesine deli yaklaşımda, radikal bir çözüm bileşenler i n özel

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=