Yangın ve Güvenlik Dergisi 139. Sayı (Kasım-Aralık 2010)

1 KAPAK KONUSU - RÖPORTAJ lerinde bulunan binalar için bir yönetmelik yazıldı. İçinde bu konuya daha çok yer verildi, bizlere de danıştılar. Sunduğumuz öneriden çok küçük bir kısım eklendi. Normalde yurt dışında bu konu yönetmeliklerde 30 ila 50 sayfa olarak yer alırken, bizde dört paragraf olarak vardır sadece. Elbette bu da bir gelişme. Ama hiç kimse elini taşın altına koymak istemiyor, herkes topu birbirine atıyor. Şunu söylemek lazım; aslında hükümetin bu işin başında olması gerek, yurt dışında her yerde bu böyle. Çünkü sonuçta kayıp hükümetten, milletten çıkacak. Fakat bu bir bilinç. Bu sorunu Türkiye'de kırmak maalesef çok zor. Halk gördükleriyle hayatına devam ediyor. Çalışmalarımızda o kadar garip sorularla karşılaşıyoruz ki. . . Bunları kırmak için de biraz deneyim gerektiğini düşünüyorum. Ancak deprem deneyimlerinin sonuçlar ı çok ağırdır. Sonuç olarak bu iş sigortacıların elinden çıkmış ve prensibini de bir mantığa oturtmuşlar; "hayat devam etmek zorunda." Bir deprem halinde mahalle bakkalına belki ulaşamayacaksınız. Ancak belli büyüklükte bir alışveriş merkezinden hizmet alabilir hale geleceksiniz. Bu gözle bakarak, en azından o boyuttaki binalarda bu önlemlerin alınması gerektiği aşikar. Yurt dışında olan ve bizdeki yönetmeliklere de giren dört bina özelliği bulunuyor. Birinci öncelik göçme olmaması. İkincisi binanın içerisinde bulunduğunuzda can güvenliğinizin tehlikeye girmemesi. Üçüncüsü binanın hemen kullanıma Tüm bu konular ve benim anlatılarım, konunun önemine göre biraz daha iyimser kalıyor. Boğaziçi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nden bunları dinlediğinizde korkmamak mümkün değil. Deprem korumasının temeli ürün değildir. Projelendirme bir mühendislik hizmetidir. Firmamızda deprem konusunda bir tane bile satış pazarlama personeli yoktur. Çünkü bu iş malzemeyi artırarak doğru yapılmaz; doğru bir mühendislik ve daha az malzemeyle bitebilir ve satış pazarlamaya gerek yoktur. Bu bir hizmettir. Doğru projelendirme, doğru malzeme seçimi ve doğru uygulatma en önemli noktalardır. Süpervizörlerimiz uygulamaların doğru olması konusunda da sürekli sahadadırlar. Eğitim Çalışmaları Artarak Devam Ediyor Bu konuda verdiğimiz eğitim çalışmalarını Türkiye çapında yürütmeye çalışıyoruz. Makine Mühendisleri Odası bünyesinde, tamamen sosyal sorumluluk çerçevesinde bu işi yapıyoruz. Odanın belir l ediği bir ilde, neresi olduğu hiç fark etmez, girebilecek olması. Bir de operasyonel gidip bu eğitim seminerlerini veriyoruz. binalar, afet merkezleri, AKOM, itfaiye, polis merkezleri, hastaneler, okullar vs. deprem durumunda hemen operasyoneı olmak zorunda. Düşünebiliyor musunuz; AKOM'un deprem sonrasında binasında hasar olduğunu? Bunların yanında televizyon, radyo gibi iletişim kanallarının bulunduğu binalar da bu özellikleri taşımalı. Deprem veya benzer başka bir afet sonrası televizyondan haber alamadığınızı bir hayal edin. . . 44 1 YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 139 Sunumlarımızda ne firmamız ne de ürünlerimizden söz edilir. Amacımız öncelikle bu bilinci oluşturmaktır. Bize göre insanlar önce evlerindeki dolabı duvara sabitleyecek bakış açısına kavuşacak, sonra bize sıra gelecek. Bunun yanında Türk Tesisat Mühendisleri Derneği bünyesinde bazı eğitim çalışmalarımız gerçekleşiyor. Kongrelerde, çeşitli toplantılarda, kısacası elimize geçen her fırsatta bunları anlatalım istiyoruz. Yurt dışından misafirler getiriyoruz, üniversitelerle beraber de bazı sunumlar yaptığımız oluyor. Sunumlarımızın içeriğinde, depremden korunmanın yollarını, binanın korunmasıyla bağlantılı can güvenliğinin sağlanması hakkında bilgiler veriyoruz. Tüm bu bilgilerin ışığında büyük çaplı yapıları yapan ve yönetenler, bu bakış açısına kavuştuktan sonra bu korunumun sağlanmasının gerektirdiği ekipmanlar ve dolayısıyla işin ticari boyutu ortaya çıkıyor. Bunun için de, özellikle altını çiziyorum, test sertifikaları depreme göre yapılmış ürünler kullanılmalı. Bu karşımıza çok çıkıyor. Farklı bir özellik için sertifika alınmış ürünlerin depreme de uygun olduğu varsayımıyla hareket edilmesi Türkiye'de çok yaygın bir uygulama. Türkiye henüz bu konuda ne yapacağını tam olarak bilmez bir durumda. Çünkü ürünler taklit edilmeye, Perşembe pazarından alınan ürünler kullanılmaya başlandı. Buna dur demek çok zor ama olacak. Sektör kendi kendine yetişerek belli bir noktada zaten kendi elemesini gerçekleştirecek. Dünyadaki tüm firmalar bonkör oldukları için sertifika almıyorlar ürünlerine; bunların hepsinin gereklilikl eri, nedenleri var. Türkiye'de de firmaların bunu yapması lazım ancak Türkiye'de henüz bir test kuruluşu maalesef yok. Bu konuda çalışmalar var, ilerleyen zamanlarda bu sorun çözülecek ve belki 1 O sene sonra farklı bir yerde olacağız. Deprem bilincinin oturtulması, Türkiye'de yapılması gereken ilk şey.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=