ITULUMBACI Galata Kulesi'nin uzun süre yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldığını ve "Galata Yangın Kulesi" olarak isimlendirildiğini çoğu kişi bilmez. Yapılışından sonra Cenevizliler ve Bizanslılar zamanında nice olaylara tanık olan, fetih askerlerini izleyen Kulenin taşlarında tarihin gözlerini görebilir, merdivenlerinde "yangınnn varrrr" seslerini duyabilirsiniz. Emektar kule, savunma ve gözetleme amacıyla yapılmış ama zamanla ambar, hapishane, rasathane, yangın kulesi olmuş ve sonunda turistik lokanta olarak kullanılmaya başlanmıştır. Galata adının nasıl verildiği tam olarak bilinmemektedir. Bir görüşe göre, oradaki inek ahırlarına ve süthanelere izafeten Grekçede 'süt' anlamına gelen 'gala' sözcüğünden türemiştir. Galata sözcük olarak 'sütler', golatos 'sütçü' anlamına gelmektedir[l ]. Evliya Çelebi "Soğmallar koyunlarını ve sığırlarını bu Galata toprağında otlatarak sütünü krala takdim ederlerdi. Bu mahsuldar yerdeki nebat ve berekôt-ı enôrı olarak süt gayet leziz husule geldiğinden ismine Galata derler" demektedir. Bir başka görüş ise, Gallialıların komutanı Brennus'un, peşindeki orduyla birlikte Bizant i on'a doğru ilerlemesi ve Boğaziçi'ni geçerek Pera yakasına varması, böylece bu kavimden sonra bu bölgeye, Golatai'den üretilerek, Galata denmesidir. Bir diğer görüş ise, Galata S I YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 141 Galata Yangın Kulesi Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ ITO Makina Fakültesi Sultan 111. Selim döneminde Galata Kulesi, Merling'in Gravürü adının İtalyancanın Cenova Lehçesi'nde 'yokuş' anlamına gelen 'caladdo' sözcüğünden türemiş olduğudur[2)[3]. Galata'nın Cenevizlerin eline geçmesi, İstanbul'un Lôtin işgalinden kurtulduğu zamandan itibaren boşlar. İmparator Mikhael Paleologos ( 1 26 1 - 1 282), İstanbul'u Lôtinlerden geri aldıktan sonra, Galata'yı, yandaşları olan Cenevizlilere ödül olarak vermiştir. İmparator, Cenevizlilerin şehir içinde kalmalarını sakıncalı gördüğünden, onları sur dışında bir yerde toplu olarak bulundurmayı emniyet bakımından daha uygun görmüş, surları yıktırmış ve İmparatorun egemenliğini tanımak şartıyla, Galata'yı olduğu gibi Cenevizlilere vermiştir[l -3]. Cenevizliler, imparatorluğun zayıf olduğu dönemlerde, Golata'yı git gide genişletmişler, yeni bölgeleri surlarla ve kalelerle çevirmişler ve Osmanlının fethine kadar burasını ellerinde tutmuşlardır. İstanbul'un kuşatılması sırasında Türk ordusu tarafından gözlem altında tutulan Cenevizliler, fetihten sonra Osmanlılara boyun eğmişler ve fetih gününde, kale anahtarlarını Fatih Sultan Mehmet'e sunmuşlardır[2].
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=