GÖRÜŞ / YORUMI Türkiye'de Yangından Korunma Sistemlerinde Yapı lan Hatalar Ahmet Murat Gönden, "Türkiye'deki yeni yangından korunma yönetmeliği Avrupa standartlarındadır. Fakat uygulamalar maalesef yanlış ve bilinçsizce yapılmakta, kontrol mekanizmaları zayıf kalmakta ve de inşaattaki hiçbir kişi yangından korunmada sorumluluk almak istememek r. ---------------te-di ---------------------------------------------- Ahmet Murat Gönden Dış ülkelerde avam proje safhasında, maliyetlerin, statiğin doğru belirlenmesi için bir yangın danışmanı, bilirkişisi projeyi takip eder. Bilhassa uygulama projesinde ve de uygulamada, avam projesinde istediklerinin yapılıp yapılmadığını kontrol eder. İtfaiyeye karşı da bu şahıs sorumludur. Ayrıca devreye alma, testler ve senelik kontroller bu şahıs tarafından yapılmaktadır. Genel olarak yangın ve duman ayrım bölümleri/zonları meydana gelebilecek olası yangın ve oluşabilecek dumandan diğer bölgeleri korumak içindir. Tabi ki burada öncelikle insan hayatı önemlidir. Ayrıca bu durum oluşabilecek hasarların en aza indirilmesi için alınan bir önlemdir. Bunun için bu bölümler iyi düşünülerek, iş seyrini en alt seviyede etk i leyecek ama en üst seviyede emniyet sağlayacak şekilde küçük zonlara bölünerek yapılmalıdır. Bu bölümler çoğu inşaatta yoktur, doğru değildir veya bir eşik, küpeşte, parapetle ayrılmamıştır. Ana şaftlar, asansör şaftları vs. çoğu inşaatta ya doğru kalınlıkta, ya doğru materyalle ya da doğru şekilde duman sızdırmaz şekilde uygulanmamıştır. Buna çok güzel bir örnek olarak prestijli 35 katlı yeni bir binanın ana şaftları katlar arası tecrit edilmemiştir ve de klima dış ünitelerinin konulduğu ortak şaftlarda daire girişleri tahta kapılardan imal edilmiştir. Bu da bir yangın halinde iyi bir baca şeklinde bütün yangını her daireye en kısa zamanda yayacak demektir. Bu durum yeni birçok modern, moda olan cam giydirme- cephelerde daha vahimdir. Cephe ile katlar arası yangın yalıtımı çoğu gördüğüm inşaatta doğru değil ve bir saatli bomba gibidir. Yönetmeliğimizde bu konu çok açıktır. Ama maalesef gördüğüm uygulamaların yüzde 90'ı yanlıştır. Bu aralıklar ya yanan maddelerle kapanmıştır ya da mesafe 20-25 cm ve üzeri olduğundan yanlış uygulanmıştır. Yangın zonlarını, bölmelerini ayıran kapıların çoğunun ya sertifikası yoktur ya da Endüstri Yüksek Mühendisi duvar dışı kalmıştır ya da damperle duvar arası doğru maddelerle doldurulmamıştır. Çoğununda test sertifikası yoktur. Duvar dışı bırakılan damperlerin üzerinde ya hiç ya da doğru izolasyon uygulanmamışt ı r. Bazı damperlerde müdahale kapağı yanlışt ı r veya her türlü konumda montaj için yapılmamıştır. Bu damperlerin test sertifikaları olmadığından klape mil, yatakları ve yaysertifika bir test sertifikası olmayıp, herhangi lan güven verici değildir. Burada Avrupa bir üniversiteden alınmış, teorik hesap edilmiştir. Hiçbir şekilde o kapının menteşesinin, çerçevesinin, kilidinin, fitilinin yangın anında deformasyona ve yangına dayanıklı olup olmadığı teorik olarak hesap edilemez. Bunun için dış ülkelerde bağımsız test laboratuvarları vardır. Türkiye'de böyle laboratuvarlarda kapılarını test ettiren şirketler parmakla sayılacak kadar azdır. Böylece birçok inşaatta teorik hesaplanmış, hiçbir zaman test edilmemiş kapılar, sert i fikalı kapı olarak kullanılmaktadır. Danışmanlık yaptığım bir inşaatta 56 adet 1 20 dakikaya dayanıklı sertifikalı kapı, inşaat sahibinin test masraflarını üstlenmesine rağmen, üretici firma tarafından teste gönderilmeden sökülüp geri alınmıştır. Yerine dış ülke test onaylı kapılar konulmuştur. Bilhassa yüksek binalarda, kaçış merdivenlerinde uygulanması istenilen basınçlandırma sistemlerinde tecrübesizlikten, gezdiğim hiçbir inşaatta doğru çalışan ve doğru dizayn edilmiş bir sisteme rastlamadım. Havalandırma, klima kanallar ı na monte edilen zon/yangın bölmesi ayırıcı görevi yapan yangın damperleri çoğunlukla doğru monte edilmemiştir. Ya klapesi birliğine yakı nda girmeye hazırlanan ve EN- Normlarını yönetmeliklerinde belirten bir Türkiye için hala inşaatlarda Amerika normlu damper, kapı, yağmurl ama vs. istenmektedir. Hala anlayamadığım bir konu ise; Almanya'nın 1 973 senesinden beri kcal'den ayrılıp, ısı, soğutma vs. için kW'ı birim olarak alması, Türkiye' de ise bugün bile kcal, kW ve BTU'nun devamlı birlikte kullanılmasıdır. Çoğu inşaata yangından korunma sistemleri ayrı bir şebekeye (şu an Türkiye'de çoğu yerde imkansız gibi), jeneratöre veya yangına dayanıklı kablolarla bağlanmamıştır. Herhangi bir yangın anında o yangın için elzem olan sistemlerinde devre dışı kalması doğaldır. Bilhassa yüksek yapılarda istenilen otomatik yangın söndürme/sprinkler sistemlerinin de iki ayrı birbirinden bağımsız dikey şaft borularıyla ayrı şaftlardan beslendiğini de maalesef gözlemleyemedim. Daha fazla detaya inmeden bir atasözüne değinmeden yapamayacağım: "Hakimin olmadığı yerde savcı da, avukat da olmaz." Yakın bir gelecekte bir bilirkişi sistemi, kontrol sistemi oturmadıkça inşaatlarda hertürlü sertifikasız, onaysız materyalleri ve yanlış uygulamaları daha çok göreceğimizi düşünüyorum. ■ YANGIN ve GÜVENLİK SAYI 148 1 77 ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=