Yangın ve Güvenlik Dergisi 15. Sayı (Mayıs 1995)

• • • ıiiırtin Dl�tiı�in/ Tec�nical Notes Duygu SAMYELİ Elektrik-Elektronik Müh. •• • TECE Ltd. Ştı: HAREKET DETEKTORLERI Şühpesizpasifkızılötesi detektörlergünümüzün hırsız algılama sistemlerinin vazgeçilmez temel taşlarından biri olarak benimsenmiştir. Ancak, pasif kızılötesi detektörlerin pekçok avantajının yanında, kullanımda ortaya çıkan birtakım dezavantajları farkedilmiş ve günümüzün hızla ilerleyen teknolojisine paralel olarak farklı teknolojilere sahip yeni hareket detektörleri geliştirilmiştir. Pasif Kızıl Ötesi Detektörler (PIR) Yeryüzündeki tüm varlıklar (mutlak sıfır olarak tanımlanan -273°C sıcaklığın üzerinde) kızıl ötesi radyasyon yayarlar. Pasif kızılötesi detektörlerin çalışması da detektörün görüş alanı içindeki kızıl ötesi radyasyon değişimini algılama ilkesi üzerine kurulmuştur.Detektörün asıl amacı görüş alanına gire 1 n insanı algılamak olmasına rağmen, algılayıcı üzerine gelen direkt güneş ışığı v.s. gibi çevresel birtakım etkenler de zaman zaman detektörün yanlış alarm vermesine neden olur.Detektörün içinde birden fazla algılayıcı kullanılması, performansı artırmak için kullanılan yollardan birisidir. Kızıl ötesi enerjinin algılayıcı üzerinde yoğunlaşmasını sağlamak için frensel lensler veya ayna düzenekleri kullanılması da duyarlılığı artırıcı etki yapar.Pek çok pasifkızıl ötesi detektör için önemli bir sorun da, algılama sistemi gün içinde henüz aktif halde ("set" konumunda) değilken detektörlerin perdelenebilmesi veya körleştirilebilmesi tehlikesidir. Ancak günümüzde, gelişen teknoloji sayesinde bu gibi etkileri farkedebilecek detektörler de mevcuttur. Ultrasonik Detektörler Ultrasonik detektörler, görüş alanları içinde, insan kulağının duyamayacağı, 20-30 kHz frekanslar arasında ses dalgaları yayarlar. Bu alan içinde herhangi bir hareket yok ise, gönderilen (transmitted) ve algılanan (received) ses dalgalarının frekansları aynıdır ve detektörün alarm vermesine neden olmazlar. Fakat görüş alanı içinde hareket olduğunda, bu iki ses dalgasının frekansları arasında bir fark oluşur (doppler etkisi). Detektörün bu frekans farkını algılaması da alarma sebep olur.Detektörün görüş alanının yapısı, buradaki eşyalar v.s. faktörler ultrasonik detektörlerin duyarlılığını çok yakından ilgilendirirler. Örneğin, radyatörlerden dolayı meydana gelen hava hareketi detektörce gönderilen ve algılanan ses dalgalarının frekanslarının birbirinden farklı olmasına neden olabilir. Bu tip istenmeyen bir takım etkilerin en aza indirgenmesi için üreticilerin aldığı önlemlerden bir tanesi detektör içinde aktif filtre kullanılmasıdır. Yukarıda açıklanan hava akımı, detektörün algıladığı ses dalgaları üzerinde değişken bir frekans değişimine neden olurken, detektörün görüş alanı içine giren bir insanın dalgalar üzerinde neden olduğu değişim buna oranla daha düzenli olmaktadır.Üreticilerin yanlış alarmları en aza indirebilmek için aldıkları önlemlere rağmen çevrede çalan telefonlar, sıkışmış hava kütleleri, sürekli ses çıkararak çalışan makinalar v.s. gibi birtakım ses kaynakları ultrasonik detektörlerin hatalı alarm vermesine neden olabilmektedirler. Bu yüzden alarm sisteminin kurulacağı ortamın fiziksel özelliklerinin dikkatle incelenmesi ve detektörlerin doğru seçilmesi sistemin güvenilirliği açısından çok büyük önem taşımaktadır. Mikrodalga Detektörler (MWD) Mikrodalga detektörlerin çalışma ilkesi de genelde ultrasonik detektörler gibi dalgalar üzerindeki doppler etkisine dayanır. Ancak mikrodalga dedektörlerde ses dalgaları yerine yaklaşık 1 O GHz frekanstaki radyo dalgaları kullanılır.Bu frekanstaki dalgaların dalga boylarının diğer pek çok dalga boyundan kısa olması algılam a anlamında detektöre büyük duyarlılık sağlamakla birlikte, aynı sebepten ötürü detektörün görüş. alanının kesin sınırlarının belirlenmesi güçlüğünü de beraberinde getirmektedir. Yüksek frekansdaki radyo dalgalarının cisimlerden kolaylıkla geçebilmesi mikrodalga dedektörler için birtakım olumsuzluklar yaratmaktadır. Örneğin, mağazanın önündeki cam vitrinden geçen yüksek frekanslı radyo dalgaları detektörün görüş alanını hiç istenmeyen bir şekilde genişletmekte ve sadece vitrine bakmak için yaklaşan insanları algılayarak yanlış alarmlara neden olmaktadır. Bu yüzden mikrodalga detektörlerin, arkasındahareket olacak birtakım yüzey]ere,örneğin cam vitrin, ince tahta panel gibi, bakacak şekilde monte edilmemesi gerekmektedir.Alarm yaratması gereken "gerçek" sinyalin, gürültü sinyallerine oranla daha kuvvetli olması; insan hareketinin yarattığı Doppler etkisinin tanınabilmesi; bu sinyalin önceden belirlenmiş bir zaman aralığından, örneğin bir saniye, daha uzun sürmesi özelliklerine dayanılarak • YANGIN VE GÜVENLİK DERGİSİ SAYl-15

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=