Yangın ve Güvenlik Dergisi 150. Sayı (Nisan 2012)

IHABERLER ::11.,ıwEs "' N r.ım. ri 'nin Organizasyon ve Danışma Komitesi Toplandı Atık Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi - IWES 2012, l 5-l 6 Kasım tarih- Atık ,,.........,j lerinde, WOW Convention Center'de, e; Sektöre! Fuarcılık • 0 •m• ""' tarafından 4. kez düzenlenecek. IWES ... 20 l 2 öncesinde -'"': konunun uzmanları etkinliğin taslak programını belirlemek için Organizasyon ve Danışma Komitesi Toplantısı'nda bir araya geldi. Oturum başkanlığını TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya'nın yaptığı toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Uluırmak da bir sunum gerçekleştirdi. Sempozyum Başkanı ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Erol Kaya IWES 2012'nin bu toplantısının hayırlara vesile olmasını temenni ederek başladığı konuşmasında hem geçen yılki sempozyumu değerlendirme hem de atık ve geri dönüşüm sektörünün durumunun ve sorunlarının ele alınacağı bir toplantı olması açısından organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Kaya konuşmasında, çevrecilik anlayışının topluma aykırı olmakla, hatta toplumun yerleşik değerlerine karşı olmakla eş değer bir imaja büründürüldüğüne dikkat çekti. Kendini çevreci olarak gösteren marjinallerin bununla kalmayıp kendileri dışında bu konuyla ilgilenmek isteyenleri de çevre düşmanı olarak yaftalama gayreti içerisine girdiğini söyledi. Kaya: "Çevre duyarlılığının ideolojik bir kılıfa büründürülmesini çevreye verilecek en büyük zarar ve kötülük olarak gördüğümü belirtmek isterim. Ülkemizde ayrıca çevrecilik adı altında her türlü dönüşüme, değişime, ilerlemeye, kalkınmaya karşı bir zihni- - 1 YANGIN ve GÜVENLiK SAYI 150 -22 son bölümünde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Uluırmak "TürkiyeAvrupa Birliği Çevre Fasılları Müzakere- • lerinde Gelişmeler fBMM ÇEVRE KOMiSYONU 8$K. ve Bu Gelişmelerin Sektöre Olan Etkileri" başlıklı bir sunum yaptı. Uluırmak sunumunda şu konulara değindi; Süleyman Bulak Sektörel Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı, Erol Kaya TBMM Çevre Komisyonu Başkanı yet de türemiştir. Bu zihniyet maalesef çevre kisvesinin arkasına sığınarak ülkemiz ve vatandaşlarımız için gerekli olan bütün kalkınma projelerinin, yatırımların karşısına çıkan bir anlayışa sahip. Art niyetle her şeye karşı çıkanlarla, samimi çevre endişesiyle eleştirilerini dile getirenler zaman zaman birbirine karışmış durumdadır. Tepkilerin toptancı anlayışa döndüğünü görüyoruz" dedi. Kaya, ayrıca çevre hassasiyetinden taviz vermeden kalkınmanın mümkün olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Çevre hassasiyeti ve kalkınma birbirinin düşmanı değildir. Birbirleriyle paralel yürüyecek bir olgudur. Bu dengeyi tesis etmenin güç olduğunun farkındayız. Körü körüne bir kalkınmacı anlayış içinde olmadığımız gibi körü körüne bir çevre fetişizmi içerisinde de değiliz. Biz önce insan diyoruz. insanla ve hayatla dost sürdürülebilir kalkınma anlayışıyla hem ülkemizin ilerlemesini hem de çevrenin korunmasına ilişkin dengeleri gözetiyoruz. Geçmiş dönemde yapılanla bizim dönemimizde yapılanları karşılaştırmakta fayda vardır. Hiç uzağa gitmeye gerek yok; toplantımızın konusu atık yönetimi ile ilgili yapılanlara baktığımızda aradaki muazzam farkı görmek mümkündür. IWES 2012 öncesi yapılan Organizasyon ve Danışma Komitesi toplantısının "AB bir uyum sürecidir ve bu süreçte epeyce bir mesafe aldık. Sunumumda, genelde Türkiye-AB ilişkilerine değineceğim. AB üyeliği adaylık sürecinde aday ülkelerde en son açılan fasıl olmasa bile en son kapanan fasıl çevredir. Sebebi de ciddi yatırımları, ciddi zihinsel dönüşümleri gerektiren bir fasıl olmasıdır. 3-1 l Nisan 2006'da birinci tarama toplantısında, AB bize çevre mevzuatını anlattı; biz de onlara çevre mevzuatına ilişkin olarak ülkemizdeki durumu anlattık. Burada bir boşluk vardı ve tabi ki bu boşluğa dayalı olarak AB Komisyonu bir rapor hazırladı. AB bu raporda açılış kriterlerini bize sundu. Açılış kriterlerinde önemli olan AB çevre mevzuatını kabul etmeniz ve bazı konularda ayrıntılı strateji hazırlamanızdı. Bunlardan en önemlisi de atık konusuydu. Atık konusunda ulusal bir stratejinin hazırlanması istendi. Sadece bizim bakanlığımız değil diğer bakanlıklar da bu sürecin içerisinde vardı. En sonunda çevre faslı müzakerelere açıldı. Şu ana kadar, çoğunluğu direktif bazı önemli konular tüzük haline getiriliyor. Tabiri caizse tüzüklerin noktasına, virgülüne dokunamıyorsunuz. Bunları ülke mevzuatına aktarmanız gerekmiyor; doğrudan uygulama isteyen bir mevzuat."

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=