A. KILIÇ: Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler Sayın NASSİ. Şimdi sözü TSE temsilcisi Sayın Melih OLCAY'a veriyorum. Buyrun. M OLCA Y. Yangın, insanın tarihi kadar eskidir. Fakat, TSE'de yangın konusuyla ilgili atılan ilk adım henüz beş yılını tamamladı. Bu beş yıl içinde memlekete kazandıracaklarımızın mümkün olduğunca uygulanabilir olması için çalıştık. Elbetteki hata ve eksikliklerimiz var. TSE şöyle yapıyor demek yerine, niçin nerede hata yapıldığı araştırılmıyor da TSE polislikle suçlanıyor? TSE, teknik ve bilimsel çalışan bir kuruluştur. ABD'de NFPA neyse, Türkiye'de de TSE odur. TSE, yapılmayan bir şeyin karşısına geçip, "Şunu yapmak zorundasın" diyemez; böyle bir yetkisi yok. Bize gelen kalitesiz ya da şürheli ürünleri biz test ediyoruz ya da ettiriyoruz. Gerçekten kalitesizse, polisiye tedbirleri alacak ilgili yerlere bildiriyoruz; yaptırımcılık oralarda başlıyor. Eğer yanlış bir üretim varsa, TSE'nin yapacağı bunun yanlışlığını kanıtlamaktır. Bunu kanıtladıktan sonra biz sadece belgeyi iptal edebiliriz. Belgesini iptal ettiğimiz birçok kuruluş var. Biz onları men edemeyiz. Belgesi iptal edilen pek çok kuruluş da 1-2 ay sonra başka bir isimle yeniden kuruluyor. Yani iş belge iptal etmekle de bitmiyor. Bunun peşine de TSE mi düşecek? Türkiye'de herşey birbirine zincirle bağlıdır. Bu zincirdeki üretici ve tüketici arasındaki ilişkiyi TSE, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Sanayi ve Çevre Bakanlıkları ve bunlara bağlı kamu kuruluşları kuruyor. Devletin bu kuruluşları profesyonel zihniyetle çalışıyorlarsa herşey çözülmüş demektir. Ancak hala memur zihniyeti ile problemler çözülmeye çalışılıyorsa, bunlar problem olarak kalmaya mahkumdur. Önceleri Türkiye'ye bütün malzemeler ithalatla gelirken artık bu malzemeler ülkemizde üretilmeye ve tüketiciye sunulmaya başladı. TSE bu noktada kendisini aktif ortam içinde buldu. Uluslararası Standart Organizasyonu, her ülkede farklı olan standartlar ISO standartı adı altında birleştirdi. Böylece standartlar arasındaki farklılıkları ortadan kaldırdı. TSE de ISO'ya kayıtlıdır. ISO standartlarının tercüme edilip Türkiyc'de kullanılmaya başlanması olumlu bir sonuç verecektir. TSE iki türlü standart hazırlıyor. Daha önce çıkmış yabancı ülke standartları kaynak olarak alınıyor. Eğer böyle bir kaynak yoksa, çeşitli yerlerden bilgi toplayarak standartı hizmete sokmak gereklidir. Bugün Türkiye'de 12 bin civarında standart var. Kaç firma kendisiyle ilgili tüm standartları biliyor ve uyguluyor? Biz TSE olarak mükemmel olduğumuzu iddia etmiyoruz. Ama problemleri firmalarla birlikte çözmek gerekir. Teşekkür ederim. A. KILIÇ: Teşekkür ederiz Sayın OLCAY. İtfaiye açısından yangın ve güvenlik sektörünün geleceği, itfaiye ile ilişkisi, itfaiyenin bu konudaki katkıları konusunda bilgi almak üzere sözü Sayın Muhittin SOĞUKOĞLU'na bırakıyorum.Buyrun. YANGIN VE GUVENllK DERGiSi SAYl· 17 M. SOĞUKOĞLU: İtfaiyenin birinci görevi güvenlik olmalıdır. Tabii ki bu vatandaşla karşılıklı iş birliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. İtfayedeki en büyük sorunumuz eğitimsizliktir. Önce halkın, sonra sanayi kuruluşlarındaki, iş yerlerindeki bekçi ve güvenlik elemanlarının, daha sonra da itfaiyecilerin eğitimi çok önemlidir. Halkın eğitimi ilkokuldan başlayan bir süreçtir. Bu Milli Eğitiın'in programıdır; müdahale etme imkanımız yoktur. Ancak biz gelen her talebi değerlendi rerek, halkı bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Göreve geldiğimiz günden bu yana hiçbir iş yeri sahibinin gelip, iş yerlerinde, sanayi tesislerinde, halka açık yerlerde yangın güvenliği konusunda ne gibi önlemler alınması gerektiği ile ilgili bir soru sorduğunu görmedim. 1992 yılında çıkan Yangından Korunma Yönetmeliği'nin vermiş olduğu yetkiyle itfaiyelerimiz yangından korunma ve yangın güvenliği konusunda aktif hale gelmiştir. Eğitim konusunda 1988 yılında kurulmuş bir itfaiye okulumuz var. İmkanlarımız o kadar kısıtlı ki ancak kendi elemanlarımızı eğitebilecek noktadayız. Halkı ve sanayi kuruluşlarındaki yetkilileri eğitmek hususunda ancak çok kısa programlar uygulayabiliyoruz. Halbuki yangınların çoğunun bu müesseselerdeki personelin yangın söndürme araç ve gereçlerini kullanamadıkları için büyüdüğünü görmekteyiz. Geçen aylarda Levazım Sitesi'nde çıkan yangın için hazırlanan bilirkişi raporuna göre yangın itfaiyeye 68 dakika geç haber verilmiştir. Yangın olaylarında ilk beş dakika çok önemlidir. İtfaiyenin en geç on dakika içinde olaya müdahale etmesi gereklidir. Bizim imkanlarımız daha kısa sürede müdahaleye imkan vermediğine göre, güvenlik önlemleri
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=