Perim ADALI Aıuulo/u H_aY,af SAĞLIK GÜVENCESİ VE ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI Güncelliğini daima koruyan sağlık konusu, bireylerin olduğu kadar toplumların yaşamlarını da doğrudan etkilemektedir. Konunun sosyal yönü kadar, ekonomik yönü de son derece önemlidir. Bu nedenle, sağlık konusu çağlar boyunca olduğu gibi, günümüzde de ülkelerin gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Devletler, bireylerin sağlıkla ilgili her türlü ihtiyacına cevap verebilmek için gerekli sistemleri, kurumları ve kuruluşları geliştirmeye çalışmaktadırlar. Sağlık Güvencesi Özel sağlık sigortalarının önemini kavramak için öncelikle sağlık güvencesinin anlamını ve önemini irdelemek gerekir. Gelişen teknoloji, yükselen hayat standartları, uzayan yaşam süreleri, hızla artan nüfus gibi yaşadığımız çağın beraberinde getirdiği avantaj ve dezavantajların bir sonucu olarak insanlık tarihi boyunca önemini korumuş olan sağlık konusu, çözülmeyi bekleyen bir sorun, bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda, kişilerin her türlü hastalık karşısında ihtiyaç duyabilecekleri her türlü teşhis ve tedaviye ilişkin giderlerin karşılanması, söz konusu hastalık nedeniyle kişilerin uğrayacakları maddi zararların telafisi için gerekli koşulların, bir başka deyişle sağlık güvencesinin sağlanması şart olmaktadır. Söz konusu sağlık güvencesinin sağlanması, toplumları ve ülkeleri yalnızca moral yönden değil, aynı zamanda ekonomik yönden de ciddi bir şekilde etkilemektedir. Bireylerin hastalıkları süresince iş gücü kaybı meydana gelmektedir ve bu kayıp tüm çalışan nüfus göz önüne alındığında büyük rakamlara ulaşmaktadır. Diğer yandan, sağlık alanındaki teknolojik gelişmelerin takip edilmesinin ve uygulanmasının da ekonomik boyutu çok büyüktür. Ancak, en iyi sağlık hizmetlerinin sağlanmaması çok daha büyük kayıplara sebep olacağından, özellikle gelişmiş ülkeler bu tür çalışmalar büyük miktarlarda kaynak ayırmaktadırlar.Sağlık hizmetlerinin finansmanı konusu, ülkelerin ekonomilerinde önemli bir yer işgal etmektedir. OECD ülkelerine bakıldığında, sağlık hizmetleri ile ilgili harcamalarının ortalama olarak ülkelerin GSMH'larının 7.5'lik kısmını oluşturduğu görülmektedir. ABD'de ise bu oran l 2.4'tür. Bu harcamaların finansmanı için ülkeler, özel veya devlet esaslı veya bunların karışımından oluşan sağlık güvence sistemleri uygulamaktadırlar. Türkiye'de sağlık ile ilgili harcamaların toplam tutarı GSMH'nın yalnızca %4'lük kısmını kapsarken, kendi ekonomik düzeyindeki bir ülke için çok düşük olan bu tutarın harcanma şekli de eşitlik ve etkinlik kriterlerine göre çok başarılı değildir.Türkiye'de sağlık hizmetlerinin bireylere ulaştırılması amacı ile uygulanmakta olan sistem, sosyal sigorta modelidir. Sistem, üyelerine katılımları oranında emeklilik, tıbbi bakım hakkı gibi hizmetleri vermektedir. Sosyal sigorta modelinde, hizmetlerin finansmanında ana kaynak, çalışanlar ile iş verenlerin belli oranlarda bölüştüğü ve zorunlu olan maaş kesintileridir. Ülkemizde çalışan kesimin sağlık güvencesi Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından sağlanmaktadır. Devlet memurları, sağlık güvencesini T.C. Emekli Sandığı'ndan alırken, serbest meslek sahipleri ile esnaf ve sanatkarlar tercihe bağlı olarak Bağ-Kur'dan hizmet almaktadırlar. Nüfusun %0.57'lik çok küçük bir kesimi ise, sağlık güvencesini özel sandıklardan sağlamaktadırlar. Ülke nüfusunun yaklaşık %34.69'u SSK, % l 3.36'sı Emekli Sandığı, %l 8. l 6'sı ise Bağ-Kur kapsamında sağ!ık hizmetlerinden faydalanmaktadır. Kapsam dışında kalan %3 l .32'lik nüfusun çok kısıtlı bir bölümü özel sigortalar yolu ile teminat alabilirken, büyük bölümü tamamen güvenceden yoksundur. İstatistiklere göre, SSK'ya bağlı aktif sigortalı sayısı yaklaşık 4 milyon iken, bağımlılarının sayısı yaklaşık 17 milyon; T.C. Emekli Sandığı'na bağlı aktif sigortalıların sayısı yaklaşık 1.6 milyon iken, bağımlılarının sayısı 6 milyon; Bağ-Kur'a bağlı aktif sigortalıların sayısı 2.8 milyon iken, bağımlıların sayısı yaklaşık 7.6 milyondur. Söz konusu kurumlarda hizmeti finanse edenlerin oranının hizmeti alanlara göre çok düşük olması önemli finansman zorlukları yaratmaktadır.Söz konusu kurumların finansmanını zorlaştıran başka faktörler de söz konusudur. Bunlardan biri, prim hesaplamalarının aktüeryal esaslara dayanmamasıdır. Kişilerden yaşlarına, cinsiyetlerine ve dolayısıyla taşıdıkları risk faktörüne bakılmaksızın prim alınmaktadır. Diğer bir faktör ise, tahsilat konusunda yaşanan sorunlardır. Sigortalılarına, prim borçlarının ödenip ödenmediğine bakılmaksızın hizmet veren söz konusu kurumlar, gün geçtikçe mali zorluklar içine daha fazla girmekte, hatta son dönemlerde iflas etme noktasına yaklaştıkları herkesçe bilinmektedir. Doğal olarak söz konusu kurumların sağladıkları sağlık hizmetlerinin kalitesi de giderek daha fazla düşmekte, toplum ve insan sağlığı açısından kabul edilmesi mümkün olamayacak düzeyerc inmektedir. Finansman zorluğuna neden olan başka bir • YANGIN VE GUVENIİK DERGİSİ SAY1•19
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=