Yangın ve Güvenlik Dergisi 19. Sayı (Eylül 1995)

faktör de, ülkemizde kanuni çalışma süresinin kısa oluşudur. Sistemde kişiler en sağlıklı oldukları gençlik dönemlerinde prim ödemekte, 40-45 yaşından sonra sağlık problemlerinin çıkmaya başladığı dönemde ise prim ödemesini tamamen kesmekte, sistemden hizmet almaya devam etmektedirler. Bu şartlar altında, zaten tahsilat problemleri nedeniyle fon oluşturamayan kurumlar, hizmet vermekte daha da büyük sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Türkiye'de Özel Sağlık Sigortaları Ülkemizde özel sigorta şirketlerinin sağlık sigortası uygulamalarının ilk olarak yaklaşık 7 yıl önce grup sigortaları bazında başlamış olmasına rağmen, gerçek anlamda şirketler bu konuya son 3-4 yıldır eğilmektedirler. Özel sigorta şirketlerinin, sağlık sigortası branşı konusundaki faaliyetleri halen çok kısıtlı kalmaktadır. Sektördeki sağlık sigortası branşında prim üretimi 1992 yılında 122 milyar, 1993 yılında 357 milyar, 1994 yılında ise 1 trilyon 20 milyar 367 milyon TL olarak gerçekleş miştir. Sektörün toplam sigortalı sayısı ise 150-200 bin kişi civarındadır. Sektörde bu konuda son yıllarda bir hareketlenme yaşanmasına rağmen, sağlık sigortaları gerek prim hacmi, gerekse sigortalı sayısı açısından halen çok küçük bir branş olarak yer almaktadır.Bunun nedeni, pazarda özel sağlık sigortalarının faaliyetlerini zorlaştıran faktörlerin olmasıdır. Bu faktörler şöyle sıralanabilir: a) Özel sağlık sigortalarında, kişilerin sigorta başlangıç tarihinden sonra özel ve meslek hayatlarında karşılaşmaları muhtemel sağlık riskleri teminat altına alınmaktadır. Özel sigortacılığın temel prensibi gereği gerçekleşmiş risklerin teminat altına alınması mümkün değildir. Bu bağlamda, özel sigorta şirketlerinin, sigortalılarının sağlık durumları ve tıbbi geçmişleri hakkında detaylı ve doğru bilgilere ulaşabilmesi gerekmektedir. Oysa, ülkemizde kişilerin sağlık durumlarına ilişkin bilgiler derlenip saklanmamaktadır. Bunun yanı sıra, kişilerin sağlık durumlarına ilişkin doktor ve hastahanelerden doğru bilgiler maalesef her zaman alınamamaktadır. Burada kötü niyetten ziyade, özel sağlık sigortaları konusunda bir bilinçsizlik söz konusudur. Ancak bu durum, özel sigorta şirketlerinin yaygın pazarlama yapma ve tazminat ödeme konusunda çekingen davranmalarına yol açmaktadır. b) Özel sigorta şirketleri, prim hesaplarını gerçek risk olasılıklarını göz önüne alarak yapmak zorundadırlar. Ülkemizdeki istatistiki bilgi yetersizliği prim hesaplamalarının yapılması zorluklara neden olmaktadır. c) Sağlık hizmetlerinin fiyatlandırmasında herhangi bir standart olmayışı ise özel sigorta şirketlerinin teminat belirlemelerinde ve tazminat ödemelerinde problemlere yol açmaktadır. Ülkemizde doktorların, basit bir apandisit ameliyatını gerçekleştirmek için talep ettikleri ücretler 3- 4 ile 40 milyon TL arasında değişmektedir. Bu rakamlar aynı özel hastahane içinde farklı doktorlar ameliyatı yaptığında dahi 5-6 ile 30 milyon TL arasında değişebilmektedir. Şartların böyle olduğu bir ortamda, özel sigorta şirketlerinin rahat çalışabilme olanakları kısıtlanmaktadır. d) Ülkemizde sosyal sigortalara prim ödemenin mecburi olması, kişilerin özel sağlık sigortası da almaları durumunda, çifte prim ödemek zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Bu durum, özel sigortaların potansiyel pazarını daraltmaktadır. Ülkemizde özel sağlık sigortalarının yaygınlaştırılabilmesi için atılması gereken en önemli adımların başında, çifte prim ödeme durumuna bir çözüm getirilmesi gelmektedir. e) Özel hastahaneciliğin yeteri kadar gelişmemiş olması ve ülke genelinde yeterince yaygınlaşmamış olması da, özel sağlık sigortası müşterilerinin poliçeleri ile almaları mümkün olan kaliteli sağlık hizmetlerine ulaşamamalarına neden olmaktadır. Özel hastahanelerdeki yatak kapasitesinin, ülkedeki toplam yatak kapasitesinin sadece %3.7'sini oluşturması, bu durumun rakamsal göstergesidir. (Türkiye'nin toplam yatak kapasitesi 150 bin, özel hastahanelerin yatak sayısı 5.663'tür.) Son 6 yılda verilen teşvikler sayesinde özel hastahane sayısında bir artış meydana gelmiş ve 6'sı yabancı, 131 'i yerli toplam 1 37 özel hastahane hizmete girmiştir. Bu gelişmenin devam etmesi özel sağlık sigortaları açısından çok önemlidir. Çünkü özel sağlık sigortaları ile özel sağlık kuruluşları birlikte gelişecektir.Dünyada olduğu gibi ülkemizde de özel sağlık sigortaları ferdi ve grup sigortası olarak yapılmaktadır. Son yıllarda özellikle grup sigortalarında önemli bir artış yaşanmaktadır. Bunun nedeni, iş verenlerin hem kendileri için, hem de çalışan personelleri için grup sağlık sigortasının avantajlarını görmeye başlamasıdır. Şöyle ki, grup sağlık sigortası sayesinde, çalışanların sağlık problemleri ile ilgili gelecek endişeleri ortadan kalkmakta, böylece motivasyonları artmaktadır. Bu da, iş yerindeki verimliliklerine önemli bir şekilde yansımaktadır. Diğer yandan, çalışanların bağlı oldukları sosyal sağlık kurum larından yeterli ve kaliteli hizmet alamamaları da iş gücü kaybına neden olmaktadır. Sosyal sağlık kurumlarındaki, kalitesiz sağlık hizmeti nedeniyle basit bir ameliyat yapıl dığında dahi, kişilerin iyileşme ve işlerine dönme süreleri çok uzun olabilmektedir. Oysa, özel sağlık sigortası ile, sağlık hizmetleri hem çok çabuk, hem de kaliteli bir şekilde sağlanabildiğinde iş gücü kaybı minimum düzeyde gerçek leşebilmektedir. Personeline halihazırda sağlık yardımı yapmakta olan firmalar ise, bu organizasyonun, konusunda profesyonel sigorta şirketlerince yapılmasını tercih etmektedirler. Bunun sebeplerinden biri,firma için yıl için de ödeyeceği sağlık giderleri belirsiz iken, özel sağlık sigortası sayesinde bu belirsizliğin ortadan kalkmasıdır. Diğer faktör ise, özel sigorta yaptırdığında, firmanın bu organizasyon için kaynak ayırmasına gerek kalmaması ve personeli ile sağlık giderlerinin ödenmesi konusunda sürekli muhatap olma durumundan uzaklaşmasıdır. o YANGIN V E GÜVENLİK DERGİSİ SAYl· 19

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=