Yangın ve Güvenlik Dergisi 214. Sayı (Nisan 2020)

20 Yangın ve Güvenlik / Nisan 2020 yanginguvenlik.com.tr TARİHTEN İlk Kadın İtfaiyeci PROF. DR. ABDURRAHMAN KILIÇ K adınların hemen hemen her iş kolunda erkekler kadar başa- rılı olduğunu biliyoruz. Tıpta, mühendislikte, politikada erkekler kadar başarılı iken, özellikle güzel sanatlarda, eğitimde ve sivil toplum örgütlenme- sinde erkeklerden daha da başarılı oldu- ğunu görüyoruz. Cumhuriyetin ilanın- dan sonra, her konuda profesyonel iş hayatına girmeleri için kadınlar teşvik edilmişler ve desteklenmişlerdir. [1,2] Yıllar önce, kabadayıların arasında bir kadının bulunması ve yangınların söndürülmesi çalışmalarına katılması, günümüzde bile kuşku, hayret ve say- gıyla karşılanan bir davranıştır. İstan- bul'un hemen her mahallesinde ve her köyünde, gençlerin bir araya gelerek kurdukları tulumbacı takımlarında, bir- birinden ilginç karakterler bulunmak- tadır. Tatar Ahmet, Deligavur Angilidis, Kız Artin, Kürt İdris, Laz Bekir, Yorgancı Bilal, Çingene Cevdet, Kayıkçı Daniyel, Arap Davut, Manav Halit, Helvacı Hasan, Hamamcı İhsan gibi hemen hemen her meslekten kişiler tulumbacı takımlarında yer almıştır. [3] Bunlar arasında en ilginç tiplerden biri de “Tulumbacı Bahriye”dir. Tulumbacıların yaşam öyküleri, daha TULUMBACI BAHRİYE çok destanlarla günümüze ulaşmıştır. Tulumbacı destanları; ayaklı mani ve destan türünde gelişmiş, ün yapmış genç tulumbacılar, kabadayılar ve kül- hanbeyleri için yazılmıştır. [4] Destan- larda acıklı konular ele alınır ve yürekten okunurdu, işiten pala bıyıklı, saçlı sakallı dinleyiciler arasında gözyaşlarını silenler, hatta hüngür hüngür ağlayanlar olurdu. [5] Dinleyenleri ve okuyanları etkilemek için olaylar abartılarak anlatılırdı. Destancılardan Üsküdarlı Vâsıf Hoca (Vâsıf Hiç) ve Üsküdarlı Âşık Razi, Tulumbacı Bahriye’yi anlatan ve destan yazan halk şairleridir. Özellikle Vasıf Hoca Bahriyeyi yakinen tanıyan kişilerden biridir. Bazı olaylara bizzat şahit olmuştur. Birçok olayı da tulum- bacılardan dinlemiş ve Reşat Ekrem’e aktarmıştır. Anlatılanlara göre; Tulum- bacı Bahriye’nin çile dolu bir yaşamı olmuştur. Bahriye’nin Doğumu Bahriye'nin babası Baha Bey bir paşa oğludur. Küçüklüğünde serseri çocuklarla arkadaşlık eder. Meslek sahibi olamamıştır. Gece gündüz içen bir ayyaştır. Meşhur bir randevu evinden çıkardığı Fitnat isimli bir kadınla evlenir. Ailesi tarafından bu evlilik kabul edilmez ve konağa alınmaz. Emektar dadılarına verilen Küçük Langa’daki kulübemsi bir evde otururlar. Baha; zaman zaman yük arabası sürer, bahçe beller, badanacılık yapar, mevsiminde bir mangal tedarik edip kebap kestane satar, hiçbir iş bula- mazsa çarşı boylarında dolaşır, hamallık eder kendi rakı parası ile evinin ekmek parasını çıkarır. [6] Fitnat; evlendikten sonra tövbekâr olur. Uzun boylu, zayıf, çalışkan zarif bir kadındır. Uzun saçlarını belik yapar, başörtüsünü arkadan bağ- lardı. Evliliklerinin birinci yılı olan 1872 yılında bir erkek çocukları doğar. Adını, babasının adını çağrıştırdığı için Bahri koyarlar. Dört yıl sonra 1875 yılında bir de kız çocukları olur ve babasının adından türetilen Bahriye ismini verirler. Minnacık güzel bir bebektir. Evin büyükçe ve güzel bir bahçesi vardır. Erik, elma, kiraz, ayva ve dut ağaçlarının arasında çocukları ve Fın- dık isimli köpekleri ile yaşarlar. Bahçenin bütün işleri, sebzelerin dikilmesi çapa- lanması, sulanması Fitnat’ın üzerinde- dir. Fitnat bambaşka bir kadın olmuştur. Evin temizliği, yemeklerin hazırlanması,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=