Yangın ve Güvenlik Dergisi 214. Sayı (Nisan 2020)
yanginguvenlik.com.tr çocukların bakımı ve bahçe işleriyle bık- madan uğraşır. Zaten zayıf olan vücudu iyice zayıflar. Yorgunluktan bağışıklık sis- temi çöker. Göğüs ağrıları başlar. Sürekli öksürür ama halinden şikâyet etmez. Günler geçtikçe kanlı öksürmeler başlar. İnce hastalık denen vereme yakalan- mıştır. Bahriye çok genç yaşta henüz iki yaşındayken yetim kalır. Tulumbacılığa Heves Eder Küçük yaşta annesi veremden ölünce, Bahriye kendi kaderiyle ve ken- disinden dört yaş büyük olan ağabeyi Bahri ile baş başa kalır. Babalarının içkiye olan düşkünlüğü artar. Ayyaş baba çocuklarla ilgilenmez. Bahri; on dört-on beş yaşlarında iken hayta gençlerin pen- çesinde kötü yollara sapar, içkiye alışır. Kap-kaç ve hırsızlık olaylarına karışır, sonunda yakalanır ve Sinop ceza evine gönderilir. Bahriye ise sokakta büyür, tulumbacılığa özenir. [6] Bahriye; kızlardan ziyade mahallenin erkek çocukları ile oynayıp boğuşarak büyür. Sırtında palaspare bir entari, yalın ayak, saçları dağınık daha dokuz-on yaşlarında iken tulumbacıların arasına girer, mahalle tulumbası ile yangınlara gitmeye başlar.[3] Köşklünün veya bek- çinin “yangınnnn vaaarrrr” sesini duyar duymaz tulumbacı uşaklarından önce koğuşa gelir, yeldirmesini toplayarak fenercinin yanında yerini alır. Langa’dan Fatih’e, Fener’e, Galata’ya, Beşiktaş’a ve Ortaköy’e kilometrelerce yolu koşar, yangınlara gider gelirdi. On altı-on yedi yaşına basıp gelin- lik çağına geldiğinde, komşu eliyle örtü altına tutulduğu zaman bile, Tulumbacı Bahriye bir gece, köşklünün narasını ve bekçinin avazını işitince yeldirmesinin eteklerini toplamış, takunyalarını eline almış, Langa sandığının önünde fener- cinin yanında Defterdar’daki yangına gitmiştir.[6] Tulumbacılar konusunda engin bilgisi olan yıllarca tulumbacı kah- vesi işletmiş olan Üsküdarlı halk şairi Vasıf Hoca, Defterdar’da zamanın namlı tulumbacı reislerinden Kâhya İsmail’in kahvehanesinde otururken, iki delikan- lının konuşmalarına kulak misafiri olur. Biri diğerine; — İşte meşhur tulumbacı Bahriye yan- gındaki kızdır, deyince öbürü, — Ulan uskumru gibi kız, çiy çiy ye, diye sırıtınca birincisi hemen arkadaşının ağzını eliyle kapatır, — Sus ulan, işitirse vallahi billahi ikimizi birden ayağının altına alır, pestilimizi çıkarır, şu kalabalığın ortasında namu- sumuz beş paralık olur, demiş. [7] Bahriye zıpır mı zıpır, kimine göre benzersiz bir yiğit, kimine göre deli, kimine göre velidir. Vasıf Hoca, yakından tanıdığını söylediği Bahriye’nin karakte- rini ve güzelliğini abartılı bir şekilde anla- tır: [6] “Kavgacı, küfürbaz, eli sopalı bir kızdı. Güzellikten yana ise, İstanbul şehri öyle bir yosmayı görmemiştir, bundan sonra da pek göremez derim. Şimdiki delikanlıların resimlerini koyunlarında gezdirdikleri ve şecerelerini ezbere okudukları sinema yıldızları Tulumbacı Bahriye’nin kınalı ellerine değil takunyalı ayaklarına su dökemezler, öyle güzeldi. O zamanın sporu tulumbacılık, yeni tabir ile sportmen kızdı. İki omuz ortasında heykel boynu gibi trâşide (yontulmuş, düzgün) bir boyun üstünde amazon başı, benim diyen delikanlı yüreği titre- meden yüzüne bakamazdı. Gülümser- ken bakarsınız kaşlarını çatıverir, zerkaa (koyu gri) gözlerinde şimşekler çakardı. En zıpır oğlanlarla pervasızca konuş- tuğu halde namusuna toz kondurma- mıştı. Kırlarda, bilhassa taşlı çakıllı dere boylarında yetişir açar yaban şakayıkı bir kızdı, uzaktan hayran hayran seyre- dilir, o kadar. Ne koklanır, ne de koparılıp yakalara takılır.” Külhani ve kalender halk şairi Üskü- darlı Âşık Razi, tahmini 1890 yılında Tulumbacı Bahriye on altı-on yedi yaş- larında iken yazdığı şiirde Bahriye’nin özelliklerini ve yaşantısını anlatır. [6] İki kol örgü saçı Sanki çifte kırbacı Sandıkta Bahri Reis Kızoğlan Tulumbacı Sırtında yeldirmesi Olmuş arslan yelesi Nara atar Bahriyem Eflaki tutar sesi Köşklüyü görür görmez Destur izin dinlemez Düşer sandık peşine Kış yalama buz demez Saymaz sarhoş babayı Yoktur enişte dayı Yıldırır gelmiş olsa Dağdaki tüylü ayı Bir oğlan kardeşi var Bilmez namus ile ar Kız Bahri derler ona Hamamda yatıp kalkar Ne kartal ne ebabil Oğlan değil kız değil Dünya güzeli olsa İdemem asla meyil Sanma çürük sakızdır Demir leblebi kızdır Irz ehlidir pespaye Yerde kar gibi kızdır Adı çıkmış deliye Vız geliyor zaptiye Karakolda müseccel Tulumbacı Bahriye Kayıkçı Ahmet, Ali Hammal Hüseyin, Veli Arabacı, askerler Hepsiyle senli benli Vay ona yan bakanın El şakası yapanın Pestilini çıkarmış Sırnaşık bahçıvanın Yangın ve Güvenlik / Nisan 2020 21
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=