Yangın ve Güvenlik Dergisi 224. Sayı (Temmuz-Ağustos 2021)
22 Yangın ve Güvenlik /Temmuz-Ağustos 2021 yanginguvenlik.com.tr Çalışmak zamanı... “70’li yıllar öğrenci hareketlerinin ve siyasal çalkantıların yoğun olduğu bir dönem olmasına rağmen öğrencilik haya- tımda hiç olayların içinde olmadım, hiçbir eyleme de katılma- dım. Hem okul hem yoğun çalışma temposu da zaten buna imkan vermiyordu. Okul sonrasında, bir taraftan TEKEL’de çalıştığım için yüksek lisans yapmayı da planlıyordum. Sınavı da kazandım ve yüksek lisans eğitimine başladım. Yüksek lisans sonrasında bir sınava daha girdim ve 1976 yılında asistan olarak İTÜ’nün Maçka’daki Makine Fakültesi’nde göreve baş- ladım. Orada hoca az olduğu için asistanlığım esnasında ders de veriyordum. Bu benim için büyük bir şanstı. Öğrencilere dersleri öğretme sürecinde ben de çok şey öğreniyordum. Yine yoğun ve çok çalıştığım bir dönemdi. Bir taraftan makaleler yazıyor, bir taraftan yabancı dilim olan Almanca yayınlar elimin altında olmadığı için İngilizce kurslara gidiyordum. Asistanken masamın karşısındaki duvara ‘Çalışmak zamanıdır, Tanrı’nın fermanıdır; inan evlat çalışmak, her derdin dermanıdır’ diye bir yazı asmıştım...” Cahit Arf’in kiracısıydım “1976 yılında yüksek lisans eğitimini bitirdikten sonra TEKEL’den de ayrıldım ve Kahramanmaraş’a tatile gittim. İlk evliliğimi de Maraş’ta yaptım. Tuttuğum ev yine Bebek’teydi. TÜBİTAK’ın ilk Bilim Kurulu Başkanı da olan ünlü matematikçi Ord. Prof. Cahit Arf’in alt kat kiracısıydım. O evde Cahit Arf’in yanında geçirdiğim iki yılda kendisiyle yaptığımız sohbetlerin benim gelişimime de katkısı oluyordu. İlginç ve çok değerli bir şahsiyetti. 1980 darbesi olduktan sonra Kenan Evren’in yaptığı toplantıya spor ayakkabı ile gidip, Evren’in uzattığı ele ‘Sana verilecek elim yok’ diyecek kadar da kendine güveni olan bir bilim adamıydı... Bunu bizzat kendisi bana anlattı...” Güneş enerjisi alanında ilk doktora yapan kişiydim “Asistanlığa Isı Tekniği kürsüsünde başladım. Güneş ener- jisiyle ilgili çalışmalar yapıyordum. Hatta Türkiye’de güneş enerjisiyle ilgili ilk doktora yapan kişi olmuştum. Bir taraftan konuyla ilgili kitap yazıyor, bir taraftan da doktoramla ilgili yoğun bir çalışma yürütüyordum. Boykotlar ve siyasal ortam nedeniyle dersler de boş geçiyordu. Rahattık. Doktoramı 1982’de tamamladıktan sonra askere gittim. Polatlı’da 4 ay eğitimin ardından Ankara’da Teknik Daire Başkanlığı’na geç- tim. Fakat Makine Kimya Endüstrisi’nin müdürü, güneş enerjisi konusunda çalıştığımı bildiğinden beni kendi kurumunda çalış- tırmak istiyordu. Sonuç itibariyle komutanımı da ikna etti ve ben Tandoğan’daki MKE’de sivil olarak çalışmaya başladım...” Devrim arabasını yapanlarla çalıştım “MKE’deki en büyük şansım ise Devrim arabasının motor kısmını yapan ekibin önde gelenlerinden Mehmet Nöker ile çalışabilme imkanı bulmamdı. Askerliğim süresince çalıştığım MKE’de Türkiye’de ilk kez parabolik güneş toplayıcısı yaptık ve 180 derece buhar elde ettik. Bu sistem, kurumun binasının önünde uzun süre durdu. Yine MKE’de kendinden depolu toplayıcı yapmış ve patentini almıştık. Benim için de çok yararlı bir dönemdi. Güneş Toplayıcıları başlıklı ikinci kitabımı da bu dönemde yazmıştım...” Yangınla tanışmam... “Askerliğim sonrası tekrar Maçka’daki Makine Fakültesi’ne geri döndüm ve öğretim görevlisi olarak çalışmaya başla- dım. Diğer taraftan yine ağırlıklı olarak güneş enerjisiyle ilgili makaleler hazırlıyordum. Yardımcı doçent olduğum 1986-87 yıllarında İstanbul Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, üniver- sitede İstanbul’un yangından korunmasıyla ilgili bir araştırma başlatmıştı. Orada 130 civarında öğretim üyesi çalışıyordu, rektör ve rektör yardımcısı yürütücüydü. Koordinasyon için Fakülte’de de bir büro olması gerekiyordu. Büro kuruldu ve beni de o büronun başına getirdiler. Yangınla tanışmam böyle başlamıştı...” Kendimi Japonya’daki itfaiye kursunda buldum “Ardından 1987 yılında yangın güvenlik önlemlerini ince- lemek için Japonya’da bir burs kazandım. Fakat meğer bu PROF. DR. ABDURRAHMAN KILIÇ ANISINA
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=