Yangın ve Güvenlik Dergisi 23. Sayı (Ocak-Şubat 1996)

üzerine yerleştirmekte ve tesbit işlemi 8/ 1 O saniyeden daha kısa bir zaman almaktadır. El geometrisini verifiye eden bir diğer teknikte ise parmakların uzunlukları ölçülmekte ve avuç içindeki izlerin konfigürasyonu analiz edilmektedir. Pek çok şirket, bir süreden beri insan sesi tanıma üzerine de araştırmaiar yapmaktadır, ancak maliyet fazla yüksek olmakta ve pazarlama imkanları da belirsizliğini korumaktadır. Burada erişim talep eden kimse, belirli sözcükleri bir bilgisayar bağlı bir mikrofona tekrarlamakta, bilgisayardaki bu amaca göre tasarlanmış program da 'yetkili' sesi analiz etmektedir. İmza atma dinamiklerine dayanan teknikte ise erişim izni isteyen kimsenin kontrol ekipmanının özel bir bölümüne imzasını atmakta, cihaz, imza atma hızını, bastırma basıncını ve imza atarken kalemin tutuluş yönünü analiz etmektedir. Retina analizi, günümüzde mevcut en hızlı ve doğruluk oranı en yüksek yöntem olduğu kanaatini vermektedir ve teknik, hiçbir şahsın retinasındaki damarların konfigürasyonunun bir başkası ile aynı olmaması gerçeğine dayanmaktadır. Bu karakteristik fiziksel özellikle ilgili bilgiler, elli yıldan öncesine, l 93S'e kadar gitmektedir. Bu tarihte iki Amerikalı doktor, New York Eyaleti'nde çıkan uzman bir dergide kimlik teşhisinde insan retinası üzerindeki damarların konfıgürasyonunun fotoğraflarının kullanılması hakkında, mükemmel şekilde belgelendirilmiş bir çalışma yayınlamışlardır. Bu yayının çıkmasından yirmi yıl sonra Dr Paul Tower'ın yönetiminde iki adet aynı yumurta ikizleri üzerinde yapılan bir araştırma, retinadaki kan damarlarının konfıgürasyonunun kişiye özel olduğu gerçeğini desteklemiştir. Araştırma derinleştirilip ikizlerin tüm fiziksel özellikleri karşılaştırıldığında hakikaten de sadece retinadaki kan damarları konfıgürasyonlarının tamamen farklı olduğu anlaşılmıştır. Biyometrik ekipman ile yapılan ölçümlerin kesinlik derecesi iki tip muhtemel hatanın ölçülmesi ile saptanmaktadır (veya tahmin edilmektedir). BİRİNCİ tip hatada tanınması veya kabul edilmesi gereken bir şahsa erişim izninin verilmemesi söz konusudur. Öte yandan, İKİNCİ tip hatada ise girmemesi gereken bir şahsa erişim izni verilmesi durumu mevcuttur. Kolaylıkla tahmin edilebileceği gibi çok yüksek koruma gerektiren bir bölgede biyometrik bir sistem kullanıldığında ortaya çıkabilecek en ciddi hata, İKİNCİ tip olanıdır. Retina analizine dayanan sistemin tekrarlanan testleri, BİRİNCİ tip hatanın endeksinin % 1 olduğunu, yani erişim izni verilmesi gereken Güncel Not her yüz kişiden birine bu iznin verilmediğini göstermiştir. İKİNCİ tip hatanın endeksi ise % 0.0001 ;dir; yani incelenen her bir milyon kişiden birine hatalı erişim izni verilmektedir. Sistemi kullanan bir şahsın teşhisi, sadece birkaç saniye sürmektedir. Günümüzde belirli giriş çıkış noktalarında 'güvenliği' sağlamak pek çok şirketi ve yetkiliyi endişelendiren bir sorundur. Kilitler, kimlik kartları, gözetleme kuleleri vs. gibi geleneksel kontrol yöntemleri fazlasıyla bildik hale gelmiştir. Ancak erişim izninin sadece yetkili şahıslara verilmesinin hayati önem taşıdığı yerlerde bu yöntemler artık geçmişte olduğu kadar etkili olamamaktadır. Bilim, artık insanın bazı fiziksel karakteristiklerinin kişiye özel olmasını kanıtlayıp belgelendirdiğine göre buradan çıkan sonuç, günümüzde sadece biyometrinin güvenilir bir çözüm sunabileceği doğrultusundadır. Medikal teknoloji ve bilimin geldiği son nokta göz önüne alındığında, erişim izni verilmemesi gereken kimselere bu iznin verilmesinin • göze alınamayacak kadar yüksek bir risk olduğu bölgelerin güvenliğinin sağlanmasında neden biyometrik bazlı erişim kontrol sistemlerinin güvenlik uzmanlarınca sorunların doğru çözümü olarak mütalaa edildiği de kendiliğinden ·ortaya çıkmaktadır. Biyometrik temelli giriş kontrol sistemlerinin günümüzde, özellikle yüksek riskli alanların giriş kontrollerinde tercih edilen uygulamalar haline geldikleri görülmektedir. Ancak, sistemlerin bilinen güncel iki temel sorunu vardır.· Bunların ilki, tanımlanacak objelerin temiz ve tanımlanması gerekli minimum seviyedeki alanın tanınabilir nitelikte olması gereğidir. Özellikle parmak izi ya da el biyometrisi kontrolüne dayanan sistemler, yetkisi analiz edilen kişinin el temizliğine oranlı bir doğrulukta çalışabilmektedirler. Bu yukarıda belirlenen sorunlardan birinci gruba girmekte olup, normalde yetkili olan kişinin korunan alana girmeme olasılığını artırmaktadır. Bu nedenle el ya da parmak izi biyometrisi, endüstriyel tesis ya da benzeri kirlilik riski olan yerlerde verimli olmamaktadır. İkinci hata unsuru ise protez/erdir. Göz irisi analizi yapan cihazlarda, renkli kontak lensleri kullanılan kişilerin kontrollerinde, yukarıda bahsedilen birinci grup sistem sorunları görünmektedir. Günümüzdegittikçe yaygınlaşan bu tip protez kullanımı alışkanlığı içerisinde, biyometrik kontrol cihazları üreticilerinin çözüm araştırmalarına devam etmeleri kaçınılmaz-görülmektedir. Ayrıca biyometrik analiz için tutulması gerekli kişisel data dosyalarının genişliği ve bunun yarattığı sistem onaysüresigereksinimi, çok sayıda personelin topluca giriş yapmak durumunda olduğu trafiği yoğun alanlarda arzulanan süratte hizmet verememesini bir üçüncü sorun olarak gündemde tutmaktadır. Ancak gelişen tıp ve teknik, biyometrik kontrol sistemlerinin geleceği konusundagüvenilir sonuçlara ulaşılabilecek niteliktedir. Gelişmeler içerisinde olan biyometrinin, sadece yukarıda tanımlanan kriterlerde sınırlı kalmayacağı, insan vücudunun daha birçok "kişiye özgün" şifrelerinin 'güvenlik' amacı ile kullanıma sunulacağına da kesin gözle bakılmaktadır. Zira, mikrodalga ve manyetik rezonans verileri ile vucut yapısı kontrolü, ısıl spektrumun analizi gibi birçok parametre 'kullanılabilir' nitelikte görülmektedir. Berk DALVER

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=