Yangın ve Güvenlik Dergisi 237. Sayı (Mart 2023)

49 YANGIN ve GÜVENLİK • Mart / 2023 MAKALE korunumunun sağlanabilmesi için uzun yıllardır sprinkler sistemlerinin köpük konsantresi ile kullanımında konu- sunda gelişmeler yaşanmaktadır. Tek başına suyun yetersiz ya da etkisiz kaldığı rafineriler, uçak hangarları, tutuşabilir sıvılar ve diğer emtiaların bulunduğu üretim ve lojistik tesisleri köpük-su sprinkler sistemlerinin tipik uygulama alanlarıdır. Konvansiyonel yangın sprinkler sistemleri, köpük konsantresi ile kullanımı düşünülerek geliştirilmiş sis- temler değillerdir. Korudukları nesneye veya riske bağlı olarak suyu istenilen ölçüde verimli bir şekilde dağıtmak için tasarlanmışlardır. Ayrıca tüm dünyada uzun yıllardır yaygın kullanımı nedeniyle neredeyse emtia bazlı bir fiyat noktasına sahiptir. Buna rağmen, sistem bileşenleri ve köpük konsantresinin doğru kombinasyonu ile kullanıl- dıklarında, köpük-su sprinkler sistemleri olarak çok iyi performans gösterebilirler. Köpük Kaliteleri ve Deşarj Üniteleri Tutuşabilir sıvılar üzerine köpük uygulamaları için doğru “köpük kalitesi”nin elde edilmesi önemlidir. Bu niteliklerden ilki genleşme düzeyidir. Bu, bir deşarj ünitesi aracılığıyla bir yangına uygulandığında köpük çözeltisi- nin ne kadar genleştiğinin oranı olarak ifade edilen bir ölçümdür. Deşarj üniteleri örneğin monitörler, köpük hücreleri veya köpük branşman boruları olabilir. Köpük ile kullanılmak üzere tasarlanmış tüm bu üniteler, genleşmeyi artırmak için köpük çözeltisine hava ajite eder ve/veya aspire eder. Bu hava emişli üniteler için genellikle 6:1 ile 10:1 arasındaki genleşmenin optimum olduğu kabul edilir. İkinci önemli faktör drenaj oranıdır. Bu, genleşmiş köpüğün bir çözeltiye ne kadar hızlı geri döndüğünün bir ölçüsüdür. Etkili bir performansın sırrı bu ikisinin dengesinde yatmaktadır; çünkü, tutuşabilir sıvı üzerinde bir örtü oluşturmak ve oksijen maruziyetini azaltmak için genleşmeye ihtiyaç duyulurken, yangın ve çevredeki yapı- lar üzerinde sürekli bir soğutma etkisi sağlayabilmek için ise drenaj yeteneği önemlidir. Köpük kaliteleri, köpük konsantreleri ile köpük deşarj ünitelerinin test edilip sertifikalandırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bunun nedeni, büyük test altyapısı ve maliyeti gerektireceğinden ve ayrıca farklı ürünler ve üreti- ciler arasında tutarsızlıklara yol açacağından, köpük deşarj ünitelerini 1:1 ölçekte test etmenin gerçekçi olmamasıdır. Bu nedenle, bahsi geçen bu iki nitelik, cihazların çalışma aralığı boyunca farklı deşarj ünitelerinden köpük elde ederek ölçümlenirler. Genleşme ve drenaj değerleri tespit edildikten sonra, özel olarak konfigüre edilen bir hortum nozulu kullanılarak replike edilir ve ilgili test prosedürlerinde belirtilen standart ölçülerle yangın testlerini yürütmek için kullanılır. Geçmişte AFFF bazlı köpükte flor esaslı yüzey aktif maddeler tarafından sağlanan ek güvenlik faktörleri azaldığından, bu köpük niteliklerin SFFF köpüklerde çok daha kritik olduğu kanıtlanmıştır. NFPA Araştırma Vakfı’nın flor içermeyen yangın söndürme köpüklerinin etkinliğine ilişkin raporu gibi bağımsız çalışmalar, köpük üreticilerinin SFFF köpüğün kullanımında bu iki niteliğin kritik doğasına ilişkin bildirimlerinde ne kadar haklı oldu- ğunu ortaya koymuştur. Sentetik Florinsiz Köpük Florinsiz köpükler yeni olmasa da günümüzde köpük içeren PFAS içermeyen maddelere ve geleneksel florinli (AFFF) sistemler ile aynı seviyede performans gösterebilen tamamlayıcı sabit köpük sistemi elemanlarına yönelik talep giderek artmaktadır. “Tam uyumlu” terimini tem- kinli kullanmak gerekse de, piyasada AFFF bazlı ürünler için elverişli alternatifler sunacak yeni geliştirilmiş ürünler mevcuttur. Sabit köpük sistemleri gerektiren yeni inşa edilmiş tesislerin yanı sıra şirket iç politikası veya yönetmeliği de son kullanıcıların SFFF serisi ürünlere geçmesini ve bu sebeple mevcut sistemleri geliştirmelerini gerekli kılabilir. Çoğu durumda bu yalnızca köpük konsantresinin değişti- rilmesi ile mümkün olmayacaktır. Depolama tanklarının, oranlama ve uygulama cihazlarının tamamının yeniden gözden geçirilmesi ve çoğunlukla değiştirilmesi gerekecek- tir. Ayrıca uygulama yoğunlukları, besleme basıncı ve akış hızları gibi tasarım ile ilgili dikkate alınacak hususlar söz konusudur. Bu durum ise su beslemesi ve boru çaplarının belirlenmesi konularında zincirleme bir etkiye yol açabilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=