Yangın ve Güvenlik Dergisi 238. Sayı (Nisan 2023)
50 YANGIN ve GÜVENLİK • Nisan / 2023 Sıvılarda kendiliğinden tutuşma, LFL, UFL değerlerinin ilişkisi aşağıdaki grafikte gösterilmektedir. [3] Kendiliğinden tutuşma sıcaklığı, çok sıcak sıvılar işlen- diğinde veya bir sıvı sıcak bir yüzeye maruz bırakıldığında dikkat edilmesi gereken bir husus olarak karşımıza çıkar. Aslında kendiliğinden tutuşma sıcaklığı parlama noktasının çok üzerindedir ve sıvı buharının, tutuşma meydana gel- meden önce, sıcak yüzeylere bir süre maruz kalması gerekir (genellikle 204°C). Örneğin bu durum yanıcı veya parlayıcı sıvıların ısıtıldığı kaplama tesislerinde, ünitelerin içindeki kaplama malzemesinin kendiliğinden tutuşma sıcaklıklarına eriştiği veya yaklaştığı proseslerde önem kazanır. Buralarda hızlı buhar oluşumunu ve olası kendiliğinden tutuşmayı önlemek için uygun sıcaklık sınır kontrollerine (ısı sensörü vb.) ihtiyaç vardır ve bu kontroller, ısıtılan parçalarının yüzey sıcaklıklarını, kullanılan kaplama malzemesinin kendiliğin- den tutuşma sıcaklığının altında tutabilmelidir. 3. YANICI / PARLAYICI SIVILARIN YANMA BİÇİMLERİ Yukarıda da bahsedildiği üzere, bir yangın durumunda asıl yananın sıvı buharı olmasından ötürü, asıl risk yara- tan alt unsurların – örneğin kolay tutuşabilme veya yanma hızı- buhar basıncı, parlama noktası, kaynama noktası ve buharlaşma hızı gibi özelliklerle ilişkilendirilmesi doğaldır. Bir tesiste depolamanın yapıldığı olağan sıvı buharı sıcaklığı, Alevlenme/Yanma Aralığında bir değerde ise, olası bir alev- lenme durumunda alevin yayılması da oldukça hızlı olacaktır. Doğal olarak parlama noktaları depolandıkları sıcaklığın üzerinde olan yanıcı ve yanıcı sıvıların oluşturacağı alevlerin ise yayılma hızları da küçük olacaktır çünkü bu durumda öncelikle yangın ısısının sıvı yüzeyini yeterince ısıtması ve alev yayılmadan önce yanıcı bir buhar-hava karışımı oluştur- ması gerekir. Bunun ötesinde alevin yayılma hızını etkileyen, rüzgâr hızı, hava sıcaklığı, yanma ısısı, buharlaşma ısısı ve hava basıncı gibi birçok çevresel unsur da bulunmaktadır. Sıvı hidrokarbonlar normalde turuncu bir alevle yanar ve yoğun siyah duman bulutları yayar. Alkoller normalde temiz bir mavi alevle yanar ve çok az duman çıkarır. Bazı terpenler ve eterler, sıvı yüzeyinin önemli ölçüde kabarması (kaynaması) ile yanar ve bu maddelerin karıştığı yangınların söndürülmesini zorlaştırır. Tutuşabilir buhar-hava karışımı konteynırlar, tanklar, odalar veya binalar gibi kapalı alanlarda birikebilir ve burada oluşabilecek parlamanın şiddeti, karışım buharının doğasına, karışımın bulunduğu muhafazaya, karışımın miktarına ve içindeki buhar oranına bağlıdır. Bir tank veya konteynır için- deki yanıcı bir buhar-hava karışımının kendisinin parlama- sından ziyade, tank veya konteynırın çeperinin yırtılmasına neden olan aşırı basınç daha önemlidir. Açıkçası herhangi bir kapalı kap, şiddetli bir yangına maruz kaldığında şiddetli bir şekilde yırtılır, parçalanır. Bir kaplı yerde sıvı buharının birikmesi ile oluşabilecek yangının yanında üstü depolamalarda ve endüstriyel tesis- lerde daha çok karşılaşılan biçimiyle açık tanklardaki yangın- larla (tankın tavanı yangın esnasında açılmış olduğunda da bu olgu geçerlidir) ilgili olarak, üç özel yanma özelliğinden bahsedilebilir: kaynama, taşma ve köpürme. • Kaynama: Belirli türde ham petrol içeren üstü açık bir tankta yangın sırasında kendiliğinden meydana gelebi- lecek bir olgudur. Bu, bir tankın çatısı bir patlama ile havaya uçtuğunda veya ham petrolü açığa çıkarmak için yüzer bir tavan batırıldığında meydana gelebilir. Uzun bir sessiz yanma periyodundan sonra, tankta kalan sıvı- nın bir kısmı ani bir şekilde taşar veya dışarı çıkar. Hızla genişleyen bir buhar-petrol köpüğü oluşturan kaynar sudan dolayı oluşur. MAKALE Şekil 2. Alt ve Üst Alevlenme ve Kendiliğinden Tutuşma İlişkisi Hidrokarbon Yangını (Deepwater Horizon -US Coast Guard.)
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=