41 YANGIN ve GÜVENLİK • Nisan / 2024 MAKALE bakımsız temizlenmemiş bacalar, yanlış malzeme kullanımı, iklim şartları, kasıt gibi sebeplerle yangınlar ortaya çıkabilmekte; kentsel dokunun yoğunluğu, çarpık kentleşme, ulaşım ağının ve bina yerleşiminin oluşturduğu müdahale zorluğu, hidrant gibi destek sistemlerindeki kurgu hataları ortaya çıkan yangınların kontrol altına alınmasını güçleştirmektedir (Uluç vd., 2021). Yangınlar birincil tehlike olabileceği gibi deprem, volkanik patlama gibi afetlerin sonrasında da ortaya çıkabilmektedir (Kalley, 2020). Yangınlar sadece bina ve can kayıplarına neden olmamakta, beraberinde kent dokusunu, geçmişini, önemli tarihi eserleri, kayıtları yok etmektedir. Brezilya Ulusal Müzesi'nde 2018 yılında meydana gelen yangın 20 milyona yakın eseri yok etmiştir (Uluç vd., 2021). Yangınlar kent dokusunu geri dönüşü olmayacak şekilde yok edebilmektedir. Londra' da 1666 yılında meydana gelen yangında yaklaşık 14000 konut ve 90 kilise yanarak yok olmuştur (Ender, 1975; Ceylan ve Arpacıoğlu, 2014). İstanbul'daki kent dokusunun gelişim sürecine bakıldığında da yangınların büyük rol oynadığı görülmektedir. Bitişik nizamlı ahşap yapılardan oluşan yoğun dokuda kasten ya da tedbirsizlik sonucu ortaya çıkan yangınlar geniş alanlara yayılmış, ciddi boyutlarda can ve mal kayıplarına neden olmuştur. Yangınla mücadele etmek için yol açıları, genişlikleri, bina konumları, bina kütle oranları, yangın duvarları gibi konularda alınan kararlar yapı malzemelerindeki değişim kadar kent dokusunu önemli ölçüde değiştirmeye başlamıştır (Ceylan ve Arpacıoğlu, 2014). Mekan kavramı bina ölçeğinden kent ölçeğine kadar insanın hem yaşamını sürdürebilmesi hem de sosyal anlamda var olabilmesi için gerekli en temel unsurdur. Mekan insanın deneyimlerini şekillendiren, biliş ve algılarına yön veren; yeni algılama şekli ile birlikte aidiyetlik anlamı taşıyan yer kavramına dönüşmektedir. Mekan insanı bilişsel ve algısal olarak değiştirdiği kadar, insan da mekanı şekillendirir, değiştirir, dönüştürür (Edgü, 2021). Bu örüntü ise zamanla katmanlaşarak davranış biçimlerini, kültürel değerleri ortaya çıkartır. Büyük tahribatlara neden olan yangınlar ise insanın kültürel değerlerini, davranışlarını biçimlendirdiği kenti yeniden yapılandırmayı, değiştirmeyi gerektirir. 3. BÜYÜK KENT YANGINLARI, NEDENLERİ, ETKİLERİ VE SONRASINDA ALINAN ÖNLEMLER Aşağıda kent ölçeğine yayılan üç yangın olayı incelenmiştir. İncelenen örneklerin farklı dinamikleri barındırmasına dikkat edilmiş, bu sebeple farklı zaman aralıklarında ve farklı lokasyonlarda gerçekleşen örnekler üzerinde durulmuştur. Her bir örnek nedenleri, etkileriyle beraber ele alınmış ve yangın riskini optimize etmek adına bu riske etki eden parametreler üzerinden alınan önlemler analiz edilmiştir. 3.1. 1856-1911 Aksaray Yangınları Tarihi yarımadada ulaşım ağı açısından önemli bir yere sahip olan Aksaray' da 19. yy. yapı stoğunu 2-3 katlı cumbalı ahşap konutlar oluşturmaktaydı. 1856 yılından önce Aksaray' da ahşap yapı yoğunluğunun fazla olmasından dolayı yangınların kolaylıkla yayılıyor olması bölgede değişiklik yapılmasına neden olmuştur. 1856 yangınından sonra İtalyan mühendis ve mimar Luigi Storari yangın sonrası bölgede en majör değişiklikleri ele alan planlamaları yapmıştır. Bu düzenlemeden önce yangın sonrasında yangına maruz kalan alanların eski halleri korunacak şekilde çalışma yapılırken, Luigi Storari'nin planlarıyla birlikte yeni bir yaklaşım oluşmaya başlamıştır. Bu çalışmalar kentsel düzenlemelerin ve imar çalışmalarının temeli olması açısından büyük önem taşımaktadır (Demir, 2020). Modernleşme arzusu ve kente dair problemlere çözüm üretme ihtiyacı kentsel tasarım anlayışına da yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bölgeye dair en kritik risklerden biri olan yangın için ana hedef yangının çıkmasını önlemek ve yangından korunmak olmuştur (Çelik, 2010). Bu yangınla birlikte ilk defa yangının meydana geldiği alanların haritası çıkarılmış, yangın stratejik bir şekilde analiz edilmiş ve Luigi Storari'nin hazırladığı planlar bu strateji doğrultusunda ele alınmıştır. Kentsel tasarıma olan bu yeni bakış açısı Aksaray çehresinin köklü bir şekilde değişmesine neden olmuştur. 1911 yılında yine Aksaray' da meydana gelen ve 2.500 yapının yok olmasına neden olan yangın sonrasında ise yine aynı hassasiyetle Fransız mimar Auric tarafından plan çalışmaları yapılmıştır. Bu yapılan düzenlemelerle kentsel tasarımda yapılan değişimler ulaşım arterleri, kütlesel değişim ve yapı malzemelerindeki değişim olarak gruplandırılabilir (Demir, 2020). 3.1.1. Ulaşım Arterlerindeki Değişim Ulaşım arterleri yangın esnasında bölgeye müdahale edebilmek ve tahliyeyi sağlayabilmek için büyük önem taşımaktadır. O döneme kadar bölgede bulunan organik formlu yollar ve çıkmaz sokaklar yeni düzenlemelerle yol ve kaldırım genişliklerinin tanımlandığı sistematik bir hale getirilmiştir. Kentsel tasarıma dair yapılan düzenlemelerde kent içinde farklı genişliklerde yollar tanımlanmıştır. 1839 ve 1891 yılları arasında yapılan 6 düzenlemede yol genişliklerinin giderek arttığı görülmektedir. Ana arter ve ara akslara göre sınıflandırılarak belirlenen yol genişlikleri süreç boyunca elde edilen tecrübeler doğrultusunda değiştirilmiştir. Yapı adaları ve yolların belirli akslar üzerinde geometrik bir düzenle yapılmış olması da üzerinde durulan diğer bir önemli konudur. Bu kararın uygulanması biranda gerçekleşmediği için hem organik doku hem de geometrik doku bir arada bulunmuş, zamanla geometrik doku baskınlığını arttırmıştır. Yol düzenlemelerine
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=