Yangın ve Güvenlik Dergisi 246. Sayı (Nisan 2024)

43 YANGIN ve GÜVENLİK • Nisan / 2024 MAKALE Bütün bu risklere karşı alınabilecek önlemler kentlerde yangına karşı güvenli ortamlar oluşturulabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Kentlerde yangın güvenliğini sağlamanın en temel yolu kenti yangın risklerinden arındıracak tasarım yaklaşımlarını ele almak, yeşil doku ve su kaynaklarını arttırarak kent dokusunu iyileştirmektir. Var olan dokunun dönüştürülmesi çok kolay olmadığı için risk yönetim sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Tehlikenin büyüklüğünü ortaya koyan; gerekli iyileştirme ve hazırlık çalışmalarını belirleyen; uygulamaya koyan; ekipman, kaynak, iş gücü, eğitim, farkındalık gibi sistemleri bir arada bulunduran bir program hazırlanmalıdır. Deprem gibi afetlerden sonra ikincil bir tehlike olabilmesi sebebiyle depreme dayanıklı altyapı sistemleri, su tankları bulundurulmalı, iletişim devamlılığının sağlanabilmesi için bilgi sistemleri iyileştirilmeli, deniz suyu söndürme sistemleriyle entegre edilmelidir (Shıozakı vd., 2006). Deprem, yangın gibi pek çok afete maruz kalan Japonya bunlardan çıkardığı dersler ile örnek alınması gereken bir afet kültürü oluşturmuş ve bu deneyimleri diğer ülkelerle Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı gibi pek çok kuruluş aracılığıyla paylaşmıştır. Bu gibi kuruluşlar ve üniversiteler aracılığıyla risk değerlendirme, yönetim ve haberleşme teknikleri başlıklarının anlaşılmasını, uygulanmasını ve şehirlerde afet hasarlarının minimuma indirilmesini hedeflemektedir. Bu eğitim programında aktardığı ve kentlerde uyguladığı risk analiz ve yönetim sistemleriyle potansiyel yangın risklerinin oluşturacağı muhtemel hasarlar Japonya' da minimuma indirilmiştir. Bu sistemin doğru çalışabilmesi için risklerin sürekli olarak izleniyor olması önem taşımaktadır (Kuzucuoğlu, 2013). 1995 deprem ve yangın felaketleri sonrası Kobe'de 20052015 yıllarını kapsayan, riskleri afet olduktan sonra değil olmadan önce belirlemeyi hedefleyen bir eylem planı hazırlanmış, belirlenen risklerin azaltılmasına yönelik önemli politikalar oluşturulmuş ve bu politikaların uygulanmasına yönelik bütçe planlaması yapılmıştır. Risk yönetimini sağlayabilmek adına yapılan en önemli çalışmalardan biri Coğrafi Bilgi Sisteminin geliştirilmesi ve aktif bir şekilde kullanılmasıdır. Bu sistem geçmiş afetler, onlara yönelik analizler ve çıkarılan dersler, bölgeye dair mevcut durum ve risk tespitlerinin haritalar üzerine işlendiği ve isteyen herkesin web sitesi üzerinden ulaşabildiği bir sistemdir (Kuzucuoğlu, 2013). Yangına dirençli kentler oluşturabilmenin öncelikli yolları yangına dayanıklı yeni binalar yapmak, mevcut yapı stoğunu geliştirmek, kentlerde yerleşim alanlarında depreme dayanıklı su depoları yerleştirmek gibi yapısal önlemler almaktır. Mevcut yapı stoğunun neden olduğu uygulama zorlukları nedeniyle bu yaklaşım her zaman kolay olmayabilir. Bu gibi durumlarda arazi kullanım yönetimi, müdahale ve kurtarma sistemlerinin oluşturulması ve geliştirilmesi, tahliye planlaması gibi süreçlerle de risk yönetimi sağlanabilir. Tokyo Belediyesi her iki yaklaşımı da bir arada uygulamıştır. Acil tahliyeler için açık alan planlaması yapmış, yapıları yangına dirençli projelendirmiş, güvenli tahliye sağlayabilmek için bu güzergahlar boyunca su depoları, hidrantlar planlamıştır. Ahşap yapı yoğunluğunun fazla olduğu alanlarda 300m ile 1km arasında değişen uzaklıklarda 46 acil tahliye alanı, toplamda 75 adet açık alan planlamıştır. Büyük ölçekli parklar; küçük semt parkları; tahliye, müdahale, yangın yayılımı açısından önem taşıyan yollar afet önleme bölgesi olarak tanımlanmaktadır. Yolların, parkların, nehirlerin yangın yayılımını azaltacak şekilde düşünülmesi ve afet kırıcılarla yangına dirençli bölgeler oluşturulması teşvik edilmektedir. Afet önleme bölgesi olarak da düşünülen bu açık alanlar arasındaki uzaklığın yürüyerek maksimum yarım saatte ulaşılacak mesafede olması; barınma gereken durumlarda m² ye düşecek insan sayısının nüfusa göre planlanması; radyasyon, ısı, sıcak hava akımlarından etkilenmeyecek şekilde tasarlanması ve yeterli büyüklüğe sahip olması gibi politikalara sahiptir. Japonya' da çeşitli kuruluşlarda yetişkin ve çocuklara yönelik eğitim programları oluşturulmuş, kendi güvenliğini kendin koru ve kent güvenliğini toplumla beraber koru hedefleri belirlenmiştir. İnsanların kolay erişebilmesini mümkün kılan, bina içlerine de monte edilebilen söndürme hortumlarıyla erken müdahale edilerek yangının yayılmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir. Tarihi yapıların bulunduğu alanlarda yangın sonrasında devreye giren, bir bariyer gibi yangının yayılmasını engelleyen söndürme sistemleri uygulanmıştır (Kuzucuoğlu, 2013). 3.3. 2017 Londra Yangını 2017 yılında Londra Grenfell Tower'da bir dairede başlayıp, cephe boyunca yayılan yangın büyük can kayıplarına neden olmakla birlikte, kentte yangının bu denli büyümesine neden olan malzeme kullanımının yaygınlığı ve yangın güvenliği açısından kentte büyük bir risk teşkil ettiği ortaya çıkmıştır. Yangının ana çıkış nedeni elektrik altyapısı, cephe boyunca yayılmasının nedeni kullanılan alüminyum kompozit malzeme olsa da yayımlanan kamu soruşturma raporunda belirtildiği gibi bazı iletişim, yönetim ve müdahale eksiklikleri ve hatalarının da olduğu görülmüştür. Bir yangındaki ana hedef can güvenliğini sağlamak ve gerekli tahliyeye imkanını verebilmektir. Bu yangının kontrol dışına çıktığı anlaşıldığında strateji değişikliğine gidilip güvenli tahliye için gerekli organizasyonun yapılmadığı anlaşılmıştır. Komuta ve kontrol açısından büyük eksikliklere sahip olan müdahale aşaması durumun risklerine göre alınacak pratik çözüm önerilerinden de yoksun kalmıştır. Acil durum hizmetlerinin çalışmalarındaki eksiklikler, eğitim açığı olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. 2017 de meydana gelen bu yangın

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=