Yangın ve Güvenlik Dergisi 247. Sayı (Mayıs-Haziran 2024)

41 YANGIN ve GÜVENLİK • Mayıs-Haziran / 2024 MAKALE 2. YANGINLARDA BİNA KULLANICISININ DURUMU Geçmişte meydana gelen birçok bina yangınında; binadaki ortam koşullarına, yangının niteliğine ve binayı ve kullanıcıyı etkileme biçimine göre, farklı sayıda can kayıpları oluşmuştur. Bu nedenle binalarda; bina işlevinin ve bina kullanıcısının tanımlanması, binada bulunan tehlike kaynaklarının belirlenmesi, yangına karşı önlemlerin belirlenmesinde standartlarla birlikte performansa dayalı yaklaşımların kullanılması, binanın kullanıcı yoğunluğuna uygun tasarlanması, kullanıcı ile uyumlu çıkış bileşenlerinin olması, yangın anında kullanıcıları yönlendirecek eğitimli personelin bulunması can kayıplarını azaltacak ölçütler olarak belirlenebilir. L'Innovation (Belçika, 1967), Beverly Hills Supper Club (Kentucky, 1977), Stardust Night Clup (İrlanda, 1981) ve Happy Land Social Club (New York, 1990) yangınları binalardan güvenli kaçısın her zaman mümkün olamayacağını ortaya koymuştur. Can kaybının yüksek olduğu bu yangınların bazıları yasa ve standart ihlallerinden ya da eksikliklerinden kaynaklanmış ve bu nedenle yangın yönetmeliklerinde değişikliklere gidilmiştir. Ancak bazı durumlarda yangın yönetmeliklerindeki bütün kurallar uygulanmış olsa da kullanıcı faktörünün tasarıma sınırlı bir şekilde eklenmiş olmasının büyük can kayıplarına neden olduğu anlaşılmıştır (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010). Örneğin hapishanelerde ve hastanelerde, yangın anında binada bulunanların tahliyesinde zorluklar yaşanmaktadır. Bu tür binalarda kaçış koşulları riskli ve zordur. Honduras Hapishanesi yangını (350 can kaybı / 2012), Guyana Hapishanesi yangını (16 can kaybı /2017) ve Endonezya Hapishanesi yangını (41 can kaybı / 2021) Hindistan Amri Hastanesi yangını (91 can kaybı / 2013) Japonya Orthopedic Hastanesi yangını (10 can kaybı / 2013) ve Rusya Psychiatric Hastanesi yangını (38 can kaybı /2013) kullanıcı ile uyumlu kaçış yolu tasarımının önemini gösteren yangınlara örnek verilebilir. Bu nedenle bir binanın yangın karşısında güvenli kabul edilebilmesi için, kullanıcı odaklı kaçış olanağı sağlanmasının gerekli olduğu düşünülmektedir. Bunun için, binada yeterli kaçış elemanları ile birlikte kullanıcı profili ve gereksinimleri ile uyumlu yangın tahliye stratejileri geliştirilmelidir. Ayrıca yangın sırasında binalarda etkili bir tahliyenin sağlanmasında insan algısını ve davranışını bilmek önemlidir (Alginahi, Mudassar, Kabir, & Omar, 2019). Bir yangın sırasında insan algısını ve davranışını etkileyen karmaşık ve çok sayıda değişkenin birbiri ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Bu değişkenler; kişinin durumu algılama yeteneği, yangının özellikleri ve yeri, binanın temel özellikleri, yangından korunma sistemlerinin tipi, uygunluğu, müdahale süresi ve etkinliği, bireyin fiziksel ve psikolojik yapısı ile kültürel ve deneyimsel geçmişi, binadaki kullanıcı yoğunluğu ve yapısı olmak üzere beş temel alanda gruplandırılmaktadır (Bryan, 1975). Ancak öncelikle tahliye edilecek kullanıcıların tanımlanması hem kullanıcı özelliklerinin, tepki sürelerinin ve davranış biçiminin hem de önerilecek tahliye stratejilerinin belirlenmesi açısından en önemli etkendir. Yangın olayı ile karşılaşacak kullanıcıların tanımlanabilmesi için; Kullanıcıların sosyoekonomik ve sosyokültürel durumları (Clark, Smith, & Conroy, 2015), Kullanıcıların yaş grupları (Clark, Smith, & Conroy, 2015) (0-5 yaş arası kullanıcılar, 65 yaş üstü kullanıcılar (Flynn, 2010), Kullanıcıların cinsiyetleri (Flynn, 2010), Kullanıcıların sosyal iletişimi ve toplumsal koşulları (Clark, Smith, & Conroy, 2015), Kullanım alanının sahiplik durumu (Clark, Smith, & Conroy, 2015), Kullanıcıların bireysel özellikleri (kullanıcının yaşam tarzı, sağlık ve refah durumu, ilaç kullanım durumu, uyuşturucu ve alkol kullanım durumu, geçmiş yangın deneyimleri) (Clark, Smith, & Conroy, 2015), (hareket hızı, gözlem kabiliyeti, bilinç durumu, karar verme yeteneği) (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010)), Kullanıcılara yönelik yönetmelikler, yangın önleme stratejileri ve alınan önlemler (Clark, Smith, & Conroy, 2015), Kullanıcıların binaya aşina olma durumları (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010) (Flynn, 2010), Kullanıcıların hareket kabiliyetlerinde sınırlılık durumları (Flynn, 2010), kullanıcıların fiziksel hareket kabiliyetleri (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010), Kullanıcıların farkındalık durumları (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010), Kullanıcıların gelir düzeyleri (Shai & Lupinacci, 2003), Kullanıcıların dış uyaranlarla birlikte tehlikelere karşı farkındalık durumları (işaret doğrulama süresi) (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010), Tehlike göstergelerinin doğrulanması ve bunlara yanıt verme süresi (karar verme dönemi) (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010), Güvenli bir yere taşınma/ sığınma süresi (hareket süresi) (Kobes, Helsloot, de Vries, & Jos G., 2010), Kullanıcıların eğitim düzeyleri (Flynn, 2010), Kullanıcıların psikolojik ve sosyolojik durumları (Mohan, 2019), Binanın yoğunluk durumu (Wales & Thompson, 2013) vb. etkenlerin analiz edilmesi gerekli görülmektedir. 3. BİNA YANGINLARINDA GÜVENLİ TAHLİYE İÇİN KULLANICIYA İLİŞKİN ÖZELLİKLERİN BELİRLENMESİ Bina yangınlarında tahliye edilecek kullanıcının belirlenmesi hem özelliklerinin, tepki sürelerinin ve kullanıcı davranış biçiminin hem de önerilecek tahliye stratejilerinin belirlenmesi açısından en önemli faktördür. Kullanıcı özellikleri; bireysel özellikler, sosyal özellikler ve durumsal özellikler olarak üç grupta incelenebilir. 3.1. Bireysel Özellikleri Bireysel özellikler; Fiziksel ve bilişsel yetenekler (A), Kul-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=