Yangın ve Güvenlik Dergisi 250. Sayı (Ekim 2024)

43 YANGIN ve GÜVENLİK • Ekim / 2024 önemli nokta bunu anlamak. Ayrıca, çoğu “yakıt”ın artık sentetik yakıt, bir diğer ismiyle modern yakıt, olduğunu anlamamız gerekiyor. Evdeki eşyalarınıza baktığınızda, yastıklar, yataklar, battaniyeler, halılar, perdeler gibi her şeyin içinde plastik vardır. Bilgisayarlarınız, telefonlarınız ve diğer eşyalarınızda da çok fazla plastik bulunur. Temelinde, yanıcı sıvılar, yani petrol bazlı ürünlerdir ve bunlar, ahşap, pamuk, doğal lifler ve kağıt gibi geleneksel yakıtlardan çok daha hızlı ve daha yüksek sıcaklıkta yanar, daha fazla enerji açığa çıkarır. Ürettikleri duman da geleneksel yakıtlara göre çok daha toksiktir. Bu durum, binada mahsur kalanların hayatta kalma oranını düşürür; çünkü dumanı soluyamazsınız. Yangınlarda ölen insanların çoğu, termal yanıkları nedeniyle değil, özellikle bu tür toksik karbon monoksit ve siyanid gibi duman inhalasyonu yüzünden ölür. Ayrıca, bir odanın ani parlaması ya da genel parlaması, yani “flash over” gerçekleştiğinde hayatta kalma şansı kalmaz. Korunmasız bir kişi, alevlenen bir odada hayatta kalamaz. Yangın çıkaran bir evde hayatta kalınabilecek alanlar vardır, ancak yangının olduğu odada değil. Bu nedenle, bu alanları arama yapmamız gerekiyor; çünkü hala hayatta kalınabilir alanlar mevcut. Ancak, alevlenme noktasına ulaşmadan önce yangını söndürmeye çalışmalıyız. Yangına müdahale penceresi, ahşap ve kağıt gibi eski yakıtlarla kıyaslandığında şimdi çok daha dar. Bu nedenle, bahsettiğim eğitim merdiven kurmak ya da su sıkmak gibi şeyler değil. İtfaiyeciler bunu nasıl yapacaklarını zaten biliyorlar. Onların, kimya, yangın dinamikleri ve binalardaki yangın davranışlarını anlaması gerekiyor. Eğer yangının nereye gittiğini, hangi yöne doğru hareket ettiğini anlıyorsak, çok büyük bir yangını kovalamaya çalışmak yerine yangının önüne geçmemiz ve geride kalmamamız gerekiyor. Bu da dediğim gibi bir binadaki yangın davranışını anlamakla ilgili. Yangın söndürme teknikleri ve kullanılan ekipmanlar yıllar içinde nasıl değişti? Gelecekte hangi teknolojilerin veya uygulamaların ön planda olacağını düşünüyorsunuz? Muhtemelen en büyük ilerlemeler, havayı soluduğumuz kendi kendine yeten solunum cihazlarında olmuştur. Ve tabii ki koruyucu giysilerimiz: kasklar, ceketler, pantolonlar ve botlar. Bunların hepsi yıllar içinde daha iyi hale geldi. Hortumlarımız ve bazı ekipmanlarımız daha hafif hale geldi. Başlangıçta başlıklar pirinç veya kromdu; şimdi daha hafif ama son derece güçlü materyaller kullanılıyor. Sentetik hortumlar, ıslakken oldukça ağır olan çift jakar (Jacquard) pamuktan daha hafif. Yani, verimliliğimizi artırdık. En büyük teknolojik atılımın termal görüntüleme kameralarının kullanımı olduğunu düşünüyorum. Bu, itfaiye teşkilatı için gerçek bir devrim niteliği taşıyor. Kameralar başlangıçta oldukça büyüktü ve taşınmaları zordu, ancak dumanın içinden görmemizi sağlıyordu ve insanları tespit etmemize yarayan kızılötesi termal görüntüler alıyordu. Tabi ki bu kameraların sınırlamaları var ve kullanımları için çok fazla eğitim gerekiyor. Ama artık daha küçük ve daha kompakt hale geliyorlar; hatta itfaiyecilerin yüz maskelerine bile entegre ediliyor. Maske içinde, ne kadar hava kaldığını gösteren üç ışık var: Yeşil dolu tank, sarı ortada, kırmızı ise neredeyse boş. İtfaiyeci elbiselerimiz, yalıtım elbiseleri (proximity suit) gibi değil. İtfaiye ekipmanı, alevlerin içinde çalışmak için tasarlanmamıştır; aniden meydana gelen bir yangın anında kaçmamızı sağlamak içindir. Yangın ortamlarında çalışmak için değil. İtfaiyecilerin bunu anlaması önemli. Ayrıca, yüksek sıcaklıklara dayanabilmek için bu kadar korumaya ihtiyaç duyuyorsak, korumasız, sıradan insanların durumu ne? Onların sadece derisi var ve belirli bir derecenin üstünde hayatta kalamazlar. Diğer etkili kullanılan ekipman, drone teknolojisidir. Bu, bina üzerinde 360 derece gözlem yapmamızı sağlar. Binalar yan yana olabilir veya diğer tarafa geçiş zor olabilir ancak drone üstten uçarak çatıları ve komşu yapıları görebilir. Tüm bu görüntüler gerçek zamanlı olarak olay komuta merkezine iletilebilir. Bu teknoloji, özellikle orman yangınlarında oldukça etkili kullanılıyor. İtfaiye teşkilatlarının helikopter bütçesi olmayabilir, ama bunun yerine drone kullanabilirler. Diğer bir teknolojik alan ise robotlar. Artık itfaiyecilerin hortum uzatmalarının zor olduğu tehlikeli alanlara, örneğin yer altı otoparklarına robotlar gönderilebiliyor. Bu robotlar, itfaiyecilerin hortumunu serbest bırakmasıyla birlikte ilerleyerek su püskürtebiliyor. Bu, itfaiyeciler için daha güvenli ama bir yandan da her şey robotik hale gelirse, daha az itfaiyeciye ihtiyaç duyulacak. Son olarak, hesap verebilirlik önemli. Yeni solunum cihazları, itfaiyecilerin bina içinde hareket ederken komuta merkezine sinyal gönderen izleyicilere sahip. Eğer kaybolurlarsa veya ekiplerinden ayrılırlarsa, bu izleyiciler olay yöneticisine itfaiyecileri bulma konusunda yardımcı oluyor. Hala geliştirilmesi gereken alanlar var ama bu GPS teknolojisinde büyük ilerlemeler kaydedildi. İtafiyeciliğin geleceğinde de robotların büyük bir rol oynayacağını düşünüyorum. Şu an piyasada bazı özel başlıklar (nozullar) mevcut. Bununla birlikte “hydrovent” adında, binanın dışına yerleştirilen ve yangın bölmesine su püskürtmenin yanı sıra dumanı da SÖYLEŞİ

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=