29 YANGIN ve GÜVENLİK • Kasım-Aralık / 2024 MAKALE gereklidir. Eğer bir veya daha fazla odada yangın tamamen gelişmişse, yangın henüz yayılmamış olan bitişik odaların havalandırmasına odaklanmak genellikle daha etkili bir yaklaşım olacaktır (S. Svennson, 2018). Büyük veya erişilmesi zor odalardaki havalandırma kontrollü yangınlar, son derece dikkatli bir şekilde ele alınmalıdır. Öncelikle, kazanın meydana geldiği alandaki diğer alınan önlemlerle, özellikle de söndürme yöntemleriyle koordinasyon sağlanması gerekir. Yangın havalandırması uygulandıktan sonra, yangının şiddetinin artması büyük olasılıkla beklenir. Havalandırma kontrollü bir yangına daha fazla hava sağlanırsa, en kötü senaryo yangın gazı patlaması veya geri tepme (backdraft) yaşanabilir[2]. Bir havalandırma kontrollü yangına müdahale ettiğimizde, pencere, kapı veya çatıda bir açıklık açtığımızda yangının yönünü değiştirmiş oluruz. Duman içinde biriken yanmamış yakıt, artık oksijenin etkisiyle yanmaya başlar; örneğin, bir pencere açmak yangına belirli bir etki sağlar, iki pencere açmak ise etkisini iki katına çıkarır. Eğer buna rüzgar veya fan eklenirse, yangının şiddeti çok daha fazla artar. Yangının etkisi, sıcaklık değil, öncelikle suyla müdahale etmemiz gereken bir faktördür; dolayısıyla daha küçük açıklıklar, yangını söndürme şansını artırır. Havalandırma kontrollü yangınlarda etkili bir taktik, yangının etkisini azaltmak için tüm açıklıkları kapatıp ardından yangını mümkün olduğunca kaynağına yakın bir yerde soğutmaya çalışmaktır. Örneğin, bir buhar çivisi kullanmak veya duvarı delip bir nozül yerleştirmek ya da bir açıklık açıp sonra tekrar kapatarak suyu buharlaştırmak gibi yöntemler uygulanabilir. Sıvı suyu buhara dönüştürebilirsek, buhar termal kütle olarak işlev görmeye başlar ve duman içinde yeterince buhar biriktiğinde, duman yanmaz hale gelir. Bunun yanı sıra, dolaylı bir saldırı ile gaz soğutma yönteminin farkını unutmamalıyız; her iki yöntemde de buhar kullanılarak duman hareketsiz hale getirilir. Kurbanlar ve itfaiyeciler dumanın içinde olduğunda, duman soğutulup buharla seyreltilir, bu da cilt yanığı riski olmadan yapılır. Dumanı hareketsiz hale getirerek yangının ilerlemesini durdurabiliriz; yangını tamamen söndüremeyiz belki ama zaman kazanır ve içeri girdiğimizde yanıcı olmayan dumanı dışarı tahliye edebiliriz. Sıcak hava genellikle yukarıya doğru yükseldiği için, yangın havalandırmasında çıkışların yüksek noktalardaki açıklıklardan yapılması ve girişlerin ise daha düşük noktalardan sağlanması tercih edilir. Bu durum, binanın üst kısmında çevreye karşı basınç farkının en yüksek, alt kısmında ise en düşük olacağı anlamına gelir. Düşük binalarda ya da aynı katta bu basınç farkları genellikle göz ardı edilebilir, ancak yüksek binalarda bu farklar oldukça belirgin hale gelebilir. Bu, çok katlı binaların yanı sıra yüksek tavanlı depo binaları veya endüstriyel atölyelerde de geçerli bir durumdur. Yüksek binaların dikey kuyu gibi alanlarında, sıcak hava yukarıya doğru hareket eder. Ancak dışarıdaki hava içeriden daha sıcaksa, hava akışı tersine dönebilir ve aşağıya doğru hareket edebilir[2]. Üst ve alt tarafında açıklıkları bulunan binalarda, iç basınç ile dış basınç arasındaki denge belirli bir noktada sağlanır. Bu noktaya “soğuk seviye” denir ve bu seviyede binadaki basınç dışarıdaki basınçla eşit olur. Eğer binadaki hava dışarıdaki havadan daha sıcak hale gelirse, sıcak hava nötr seviyenin üzerinde dışarıya çıkar, bu seviyenin altında ise binaya girer[2]. Yangın havalandırmasının etkinliği için açıklıkların büyüklüğü, belirli bir kılavuzdan ziyade yangın senaryosuna ve yangın gazlarının hareketine göre belirlenir. Bu nedenle, doğru zaman ve doğru yerde uygulanması son derece önemlidir; bu da yangının büyüklüğü, yeri ve gelişim evresiyle doğrudan ilişkilidir. Gerekli açıklıkların büyüklüğü, yangın odasındaki sıcaklığa göre değişir ve bu sıcaklık yangının evresine bağlı olarak farklılık gösterir. Hem giriş hem de çıkış açıklıkları arasında uygun bir denge olmalıdır. Yangın gazlarının dışarı çıkabilmesi için, içeriden eşdeğer bir hava hacminin girmesi gereklidir[2]. Pratikte, açıklıkların büyüklüğünü sağlamak bazen zorlu olabilir, çünkü yapısal unsurlar, örneğin çatı kirişleri, duvarlar, pencere ve kapı boyutları, bu büyüklüğü sınırlayabilir. Ancak, yangın odasında yüksek sıcaklık oluşuyorsa, bu genellikle büyük açıklıkların gerekliliğini gösterir, çünkü yüksek sıcaklık büyük bir yangının ve bol miktarda sıcak gazın varlığını simgeler[2]. Bununla birlikte, açıklıkların çok büyük olması her zaman en uygun çözüm olmayabilir. Genellikle, tek bir büyük açıklık yerine birkaç küçük açıklık açmak daha etkili olabilir. Ancak küçük açıklıklar, çıkması gereken gaz hacmine göre daha fazla dirençle karşılaşabilir ve bu da gazların tahliyesini zorlaştırabilir. Açıklıkların sayısı ve büyüklüğü, aynı zamanda yangın havalandırmasının amacına göre değişir. Örneğin, bir çatı boyunca büyük bir açıklık açmak, yangın havalandırmasından daha fazla yapısal bir önlem almak gerektiğinde daha etkili olabilir[2]. Açıklıkların açılmasının zaman alabileceği unutulmamalıdır. Ancak büyük bir açıklık açmak, küçük bir açıklık açmaktan çok daha fazla zaman almaz. Çoğu zaman, açıklık açmadan önce alınması gereken güvenlik önlemleri ve gerekli ekipman sağlama gibi hazırlıklar daha fazla zaman gerektirir[2]. Mevcut pencereler, kapılar ya da özel araçlarla çıkış açılabilir. Çıkışlar, yangının en sıcak olduğu yerlerde, genellikle binanın üst kısmında yapılmalıdır, çünkü sıcak gazlar termal kaldırma kuvvetiyle yukarı doğru hareket eder ve böylece gaz-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=