Yangın ve Güvenlik Dergisi 27. Sayı (Eylül-Ekim 1996)

alarm sistemlerinin çalışırlığı kontrolü sık sık yaptırılmalıdır. Alarm sistemini takviye eden telefon irtibatlarının (kolluk kuvvetleri, banka güvenlik komuta merkezi-banka yöneticisi) kesintisiz sürdürülerek, yedek ve özel telefon hatları tesis edilmelidir. (Soygunda soyguncuların ilk yapacakları faaliyeti alarm sistemleri-telefon hatlarını etkisiz hale getirmektir.) el. Bina çevresini, bina girişleri ve çıkışlarını, bina içindeki kritik yerleri (vezneler vb.) kamera ile gizli ve açık şekilde görüntüleyen Kapalı Devre TV sistemi (CCTV) kurulmalı ve 24 saat esasına göre bir merkezden yönetilerek izlenmelidir. e. Banka güvenliğinin etkin bir şekilde sevk ve idaresi tercihan "GÜVENLİK KOMUTA MERKEZİ"nden yönetilmeli, yönlendirilmeli ve olaylara karşı buradan reaksiyon gösterilmelidir. Bu merkezlerde; izlemeyi 24 saat yapabilecek, verilecek uygulama emirlerini ilgili birimlere iletecek asgari yeterlilikteki (asgari 2 ila 5) personel görev yapmalıdır. Bu birim ile müştereken çalışan hazır bir "MUKABELE TİMİ" oluşturularak, elastikikullanımı sağlayıcı, bir noktadan olay yerine süratli müdahaleyi (soygun, yangın, ilk yardım vb.) kolaylaştırıcı bu etkin gücün tesisi hayati öneme haizdir. f. Bir master planı çerçevesinde (orta vadeli), diğer şubelerin (taşra) güvenliği ile ilgili görüntü (CCTV sistemi), faks ve telefon ile merkez birimin (TCMB de idare merkezi güvenlik komuta odası) güvenlik sistemine entegrasyonu sağlanmalıdır. Daha ileri safhada ise; risk ve güvenlik sistemlerini analiz eden, değerlendiren ve bu konuda istihbaratın müştereken kullanımına olanak veren bu sistem, bankalar birliği ile Merkez Bankası koordinatörlüğü ve desteğinde ülke çapında tesis edilmelidir ki, merkezi otoriteler ve üst düzey güvenlik ve polis teşkilatı; büyük çaptaki soygunlarda, kriz ve olağanüstü durumlarda derhal devreye girip reaksiyon gösterebilsinler: Öyleki, şu anda tüm ticari bankalarla Merkez Bankası arasında tesis edilmiş ve etkin bir şekilde kullanılmakta olan EFT (Elektronik Fon Transfer) sistemi, nasıl bankacılık sisteminin candamarı ise, yakın bir gelecekte güvenlik sistemleri ile istihbarat sistemleri entegre olmuş bir "BANKACILIK ULUSAL GÜVENLİK SİSTEMİ"nin kurulmasıda bir fantazi olmaktan çıkacaktır. 4. KAPALI DEVRE TV SİSTEMİNİN HUKUKİ CEPHESİ Bankacılıkta güvenliği doğrudan etkileyen, teşhis, takip ve kontrolü temin eden CCTV sistemlerinden görüntü alınması ve kaydmın yapılması hususunda 1980'1er sonrasmda bazı Avrupa ülkelerinde, kişisel hak ve özgürlükleri ile özel hayatı smırlandırdığı için eleştirilmeye ve buna çözümler aranmaya başlanmıştır. Gizli ve açık olarak saptanan CCTV sistemine ait görüntülerini dışarı satabilmek ve bunları bazı TV,gazete ve mecmualarda yaymlaınak, kariyeri ve bazı özellikleriyle meşhur kişileri rahatsız etmekte ve bundan dolayı da bu sistemlerdeki görüntüleri yasaklatmak için hukuki dayanaklar aranmaya başlanmıştır. Sonuçta, bazı Avrupa ülkelerinde 1995'de çıkarılan kanunlarla, güvenlik nedeniyle kamera ile gizli-açık görüntü alabilmek serbest bırakılmıştır. Ancak, bu görüntülerin satış ve ifşa edilmesi karşılığında ağır cezalar getirilerek "özel hayatın ve kişisel dokunmazlıkların" ihlali önlenmeye çalışılmaktadır. Halihazırda ülkemizde CCTV ile görüntü alımını sınırlayıcı ve önleyici bir yasa mevcut değildir. Ancak CCTV tesisi için izin veren bir kurum mevcut olup, (RTÜK) bu kurum sadece para ve harçların alınması ve takibini yapmaktadır. Bu konuda sınırlayıcı kanuni mevzuat yürürlüğe girinceye kadar bankalarda CCTV sistemi mevcutsa, bu husus "bir suç işlendiğinde, görüntülerin delil olarak güvenlik güçlerine verileceği, bir suç unsuru ortada yoksa görüntülerin makul bir süre saklanacağı" alenen ilan edilmelidir. 5. BANKACILIK VE MEDYA İLİŞKİLERİ Demokratik ülkelerde düşünce ve basın özgürlüğü anayasal bir hak olarak belirtilmişse, medyanın da okur ve izleyicisine her sahada serbestçe söyleyip, yazacağı ve ekranda göstereceği ilginç konular yaratması kaçınılmaz ve doğaldır. Ancak, insan hayatını doğrudan etkileyen veya ülke düzenine ve milli menfaatlerine olumsuz yönde tesiri olan hayati konularda medyanın da bazı özverilerde bulunması kaçınılmazdır. (örn; yetkili üst düzey bürokrat ve devlet adamlarının "Off-recorcl" kaydıyla yaptığı beyanlar, çok gizli miktarda para çalınmasını ihtiva eden soygunlar, kişinin hayatıyla oynanan fidyeşantajlar-ülke iç ve dış politikasını olumsuz yönde etkileyecek haber bilgiler vb.) Medyaya bilgi vermeden önce,süre ne kadar kısa olursa olsun (olayın vukuu ve bilgi verilmesi arasında), kurumun halkla ilişkiler birimince bir hazırlık yapılmalıdır. Üst yönetim kademesi veya onun yetkili kılacağı bir personel olayı aydınlatıcı az ve öz bilgileri gerek kendi kaynaklarından, gerekse güvenirliğine saygı duyulan diğer kaynaklardan derlemeli ve ------ ----- - YANGIN VE GÜVENLİK . 3 4 SAYI 27

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=