A. KILIÇ petrol taşıyan tankerler neden olmaktadır. Boğaz geçişleri esnasında navigasyon hatalarından meydana gelen çarpışmalar sonucu yangın ihtimali daima dikkate alınacak düzeydedir. Yılda ortalama 3-5 önemli gemi çatışması olmaktadır. Boğaz'dan geçen yılda 30 binden fazla geminin yaklaşık 5000 adedi tankerdir. Boğaz'ı geçen günde ortalama 60 gemiden 15 adedinin başlıbaşına patlama ve yangın kaynağı olduğu ve yangın durumunda içindeki petrolün yanma ihtimali yanında, Boğaz'a dökülen petrolün akıntılar ile yalayacağı yalıları ve depoları da yakarak, büyük felaketler doğurabileceği açıktır. Ren ve Main Nehirlerinin Tuna Nehri ile birleşmesi sonucu açılan bu kanalın Kuzey Denizi'nden inecek gemileri Karadeniz ve Marmara Denizi ile Boğazlar'da meydana gelecek sorunlar, bugünle karşılaştırılamayacak kadar büyük olacaktır. Boğazlar ve Marmara Denizi'nden geçen gemiler, kimyasal ve biyolojik madde taşıyan gemiler, yanıcı, parlayıcı, patlayıcı madde taşıyan gemder, akaryakıt ve LPG taşıyan gemiler, radyoaktif ve sanayi artığı taşıyan gemiler, askeri ve askeri amaçlı gemiler, şeklinde sıralanabilir. Çıkması muhtemel bir yangın veya çarpışan iki geminin getireceği sorunların nasıl çözümleneceği konulan ise düşündürücüdür. Montreux Antlaşmasında değişiklikler yapılsa bile, risk tamamen ortadan kalkmaz. Marmara Denizi'nin bir iç deniz olarak uluslararası seyir yapan gemilerin bu iç denizden geçerken özellikle İstanbul ve Çanakkale Boğazlar'ında yarattığı tehlikeler yanında, Kocaeli sanayi bölgesindeki petro-kimya tesisleri, dolum tesisleri ve rafineri ile Haramidere petrol dolum tesisleri gibi kıyı sahil şeridi ve sanayi tesislerinin bulunduğu yerler de önemli risk bölgeleridir. Aynca sahillerde bulunan yakıt depoları ve yalılar da yangınlara hassas noktalardır. Boğaz'la ilgili alınacak önlemleri üç grupta toplamak mümkündür. Bunlar, Boğaz'dan geçişlerin kontrol altına alınması ve sınırlama getirilmesi ile ilgili önlemler, söndürme kurtarma faaliyetlerine ilişkin önlemler ve Boğaz' daki kirlenmelerin ve temizlenmesine ilişkin önlemlerdir. Bu yazıda sadece söndürme ve kurtarma önlemlerine ilişkin hususlar üzerinde durulacaktır. 3. MEVCUT SÖNDÜRME VE KURTARMA EKİPLERİ Herkes, limana bağlı olarak çalışan romörklerin İstanbul itfaiyesine bağlı olduğunu ve deniz itfaiyesi olduğunu sanmaktadır. Oysa, ülkemizdeki yasal düzenlemelerle denizlerde meydana gelen söndürme ve kurtarma görevleri bölge liman müdürlüğüne verilmiştir. Resmi gazetede yayınlanan 8.9 . 1 975 tarihli 7/ 1 0357 karar sayılı karada çıkabilecek yangınlarla, deniz, liman veya kıyıda çıkıp karaya ulaşabilecek ve yayılabilecek veya karada çıkıp kıyı, liman ve denize ulaşabilecek yangınlara karşı alınabilecek önleme, söndürme ve kurtarma tedbirleri hakkındaki yönetmelikte bütün sorumluluk liman bölge müdürlüğüne verilirken "İl Yangın Koordinasyon Kurulu" oluşturulmuştur. Denizde meydana gelecek bir olayda itfaiyenin yasal olarak hiçbir sorumluluğu ve yetkisi bulunmamaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama yoktur. Bütün gelişmiş ülkelerde deniz itfaiyesi ile kara itfaiyesi biraradadır ve itfaiyeye bağlıdır. Tokyo itfaiyesinin 12, Hamburg itfaiyesinin 7, deniz kenarında olmamasına rağmen sadece içinden nehir geçtiği için Frankfurt itfaiyesinde 4 adet söndürme gemisi bulunmaktadır. İstanbul'da halen liman işletmesinde ve Türkiye Gemi Sanayi A.Ş.' desöndürmeişlerindekullanılan2 romörkolmasına rağmen, bunlar itfaiye amaçlı olmadıkları ve içlerinde eğitilmiş itfaiyeci bulunmadığı için yangın söndürmede başarılı olamamaktadır. Bun !ara yapılış amacı, işletilme şekli ve teknik özellikleri bakımından söndürme gemisi demek mümkün değildir. Bunların sadece adı söndürendir, asıl görevi yangın söndürme değildir. İçlerinde profesyonel itfaiyeci bulunmamaktadır ve sadece dışarıdan su sıkabilmektedir. Yanan bir gemi dışarıdan su sıkılarak söndürülemez. Geminin içine girilmedikçe, yangın sönmez. Günümüzde itfaiyecilik teneffüs cihazları, yüksek genleşmeli köpüklü sistemleri, çağdaş haberleşme sistemiyle su sıkmaktan öte teknik bir konudur. Nitekim, yakın geçmişte meydana gelen İstanbul feribotundaki zararın yüzde doksanının nedeni, eğitilmiş deniz itfaiyesinin olmayışıdır. İstanbul'da bir deniz itfaiyesi olsaydı, feribottaki zararın onda biri meydana gelmeyecekti. Feribot Tekirdağ'da limana çekildikten sonra yangından YJ\NGIN VE GÜVENLİK DERGiSi SAYI 3 m
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=