Muhittin TEKMAN: Teknolojinin son derece geliştiği bu sektörde her geçen gün yeni ürünler piyasaya çıkıyor. Acaba, bizler ona uyum sağlayab iliyor muyuz? Proje bazında da büyük gelişmeler oluyor. Tuncer ORAL: Ben de onu söylemeye çalışıyorum . Bu konuda, çok eksikliklerimiz olduğunu zannetmiyorum. Tam tersi Türkiye'nin dışarıyı izlediği sektörlerin en başında yer almaktayız. Çünkü, dışarıya bağlantılıyız. Orada da bir sorun yok. Şimdi ele güvenlik firması olma akımı var. Bu işe yeni giren firmalar için yapabilecek başka birşey yok. Müşterinin buna müdahale etmesi gerekir. İlave olarak söylemek istiyorum ki sektörün fotoğraflarının kesinlikle çekilmesi gerekiyor. Cihan ÖZDEN: Ben öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Firmamız CSU Elit'i temsil etmek üzere burada Ufuk ÖZBEN bulunuyor. Ben yalnızca konuk olarak bulunmaktayım. Sayın Tuncer ORAL'ın düşüncelerine katıldığımı da hemen eklemeliyim. Söylemek istediğim bazı şeyleri kendisi çok iyi dile getirdi. Öncelikle sektörün eni boyu nedir? Marketimizin boyu nedir? Bunları net olarak belirlememiz gerekiyor. Burada Teknik Yayıncı!ık'a bir görev düşüyor. Firmalarla bire bir yapılan çalışmalarda, firmaların tahminleri ortalamada bize pazar hakkında bir bilgi verecektir. Firmaların eğitimine gelince burada tüketicilerin de eğitiminin önemi var. Bu konuşulmadı. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Bir sertifika verilmesi gibi etkinlikler önemlidir ama tüketicinin biliçli olmasınında çok önemi vardır. Bilinçlendirilmiş bir tüketicinin en doğru kararı vereceğine inanmaktayım. Otomativ sektöründen örnek verirsem, yıllarca sabit standartlarda üretilen, kalitesiz otomobiller sıralara girilerek alınırken şimdilerde bir alıcının arabanın her şeyini sorduğunu görebilmekteyiz. Artık, rekabet kalite ile beraber artıyor. Ne kadar eleman eğitsek, ne kadar toplantı yapsak, tüketici eğitilmediği sürece somut bir sonuç elde edemeyeceğimizi söylemeliyiz. Burada emniyet birimlerinin de eğitilmesi gerekir. Muhittin TEKMAN: Emniyet birimleri derken, neyi anlatmak istiyorsunuz? Cihan ÖZDEN: Karakol bağlantılı sistemlere değinmek istiyorum. Örneğin; İstanbul'da karakol bağlantılı sistemler 1993 yılında yasaklanıp Gayrettepe'cleki Emniyet Müdürlüğü'ne bağlanmıştı. Bundan belki birçok firmanın bilgisi yok. Bir firma satış yaparken karakol bağl antılı sistem satıyorum elediği zaman, müşteriyi etki altında bırakıyor.· Bu konuda kamu biliçlendirilmeli. Küçük firmalarda her işi yapayım düşüncesi halen var. Karşımızda ciddi bir müşteri varsa bir köşedeki elektrikçi ile büyük bir firmanın karşılaştırılamayacağının farkına varacaktır. Yeter ki biz· bu kişilere bu işin güvenlik işi olduğunu, şakaya gelmeyeceğini, kriterlerini öğretelim ve yeterince duyuralım. Bunu firmalara yönelik yapmayalım, elimizdeki malzemelere yönelik yapmayalım. Dünya'daki standartları takip edelim. Adres hep bizim firmaya çıkmasın. Sonu ne olursa olsL n, nereye varacaksa varsın, biz tüketicilerin bilinçlendirilmesini sağlayalım . Ufuk ÖZBEN: CSU adına katılıyorum. Bana göre de sektörün fotoğrafının çekilmesi gerekir. Cirosu, boyutları saptanmalı. Son GESİDER toplantısında bu dile getirildi ama pek sıcak görünmedi. Hatta bunu Teknik Yayıncılık gibi tarafsız bir ekibin yapabileceğine inanmaktaydım. Daha sonra ben araştırmaya başladım. Bir Amerikan firması, 1996 yılının sonunda rapor yayımlamış. Yine bu raporda Teknik Yayıncılık sektörün danışmanı olarak görülüyor. Burada isimler var, adresler var. Evre Güvenlik var. Bilgi Elektronik var. Biz varız. Ortada bir rapor var. Ama, bizim bundan haberimiz yok. Erol YILMAZ: Özür dilerim araya giriyorum ama ortaya bir takım insanlar çıkıyor. Birşeyler soruyor. O insanlar ne için soruyor. Bu belli değil. Yetkisi nedir? Etkisi nedir? Türkiye'den bir firma için mi yapıyor? Kimin için yaptığı belli değil. Ufuk ÖZBEN: Kimin için yapıldığı önemli değil. Ortada bir çalışma var. İlginçtir ki orada rakamlar var. Yangın ve Güvenlik Dergisi'ne bakınız, orada bizlerle söyleşiler yapıldı. Ortaya bazı rakamlar söylendi. Ama, hepsinin gerçeği yansıttığına inanmıyorum. Türkiye için geçerli standartları da vermişler. Belki, size sordu belki ona. Belki bana sordu. Belki de TSE'ye gitti. Ama bize soran olmadı açıkçası Türkiye'deki potansiyel işleri anlatmışlar. 1997 yılındaki potansiyel işleri, 1998'de potansiyel olabilecek işleri anlatmışlar. Bunları kimlerin alabileceğini saptamışlar. İçerisinde, Evre var, EEC var, Bilgi var, CSU var. Bunları liste halinde sunuyorlar. Alarm kontrol merkezleri, sizin değindiğiniz üçüncü unsurlardan biriydı. Alarm kontrol merkezi olmalı mı, olmamalı mı? Oluyorsa, bu nasıl olmalı? Kimler bunu işletmeli? Hangi firmalar işletebilmeli? Hangi standartlar olmalı? Bir ele buralara kimler bağlanabilmeli? Ocak ayında İngiltere'ye yaptığım seyahatte bir günümü bu işe ayırdım. Nasıl görünüyor diye inceledim. Bir gün boyunca Manchester'da kaldım. Bir bakıyorsunuz çok ucuza cihazlar, YANGIN VE GÜVENLİK ~ . i MAYIS-HAZiRAN SAYI 31
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=