kurumlaşıp oturmuş hale gelmesini istiyorum. Muhittin TEKMAN: Belediyelerde az önce saydığınız mimarlık, elektrik, statik gibi projeler isteniyor ve iskan alınırken de kontrol ediliyor. Bu kontrol sırasında güvenlik veya yangınla ilgili bir talepte bulunuluyor mu? Hayri KARTOPU: 1992'de lstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü bir yönetmelik yayımladı. Beş yıllık bir çalışma sonucu hazırlanan bu yönetmelikte ben de Elektrik Mühendisleri Odası temsilcisi olarak bulundum.O yönetmeliğe göre yangın ihbar projesini onaylatmadan temel bile atamıyorsunuz. İlk önce yangın ihbar sistemleri projenizi onaylatıyorsunuz, dahil sonrn da yapınızın temelini atıyorsunuz. Bu işlemleri de itfaiyenin teknik bürosu onaylıyor. Bugün itfaiye, İlçe Belediyesi.Turizm Bakanlığı otelleri denetleme yetkisine sahiptir. Ama hepsinin de konu hakkında farklı yorumları var. Turizm Bakanlığı cam kırmalı sistem olsun derken, itfaiye hayır diyor. Kurumlar birbirinden ayrı kopuk davranıyor. Bunu denetleyecek kurum kim olmalı? Bizim derneğimizin bu konuda yardımcı olması gerekiyor. Hanife GÜMÜŞ: Bir noktaya değinmek istiyorum.1993 yıllarında yayımlanmış bir yönetmelikte 500m2'nin üzerindeki binalarda bu tür sistemlerin nilsıl uygulanacağına dair hükümler açıkça yer alıyor. Hayri Bey'in de belirttiği gibi temel sorun denetleme mekanizmasının işlememesidir. Bu taslaklar yeterli mi diye tartışılır. Ama ortada olan kurallara kesinlikle uyulsa bir çok şeyin yerine oturacağına inanıyorum. Mustafa ÖRNEK: Arkadaşlarımın ifade ettiği gibi birçok yeni firma bu sektöre giriyor ve fiyatlilrı düşürüyor. Sektörümüzde bunları denetleyecek bir kurum yok. Aradan birkaç sene geçince bu firmalarla ilgili sorunlar başlıyor. Tüketici bunun üzerine firmayı arıyor ama firma çoktan pazardan çekilmiş oluyor. Bunun gibi olumsuzluklar tüketiciyi daha iyi firmalara yöneltirken, bize duyulan güveni de azaltıyor. Bence kesinlikle kaliteyi denetleyecek bir kurum oluşturulmalı . Hakan SÖNMEZ: Genel Savunma Sistemleri'nden katılıyorum. Meslektaşlarım birçok konuyu belirtti. Benim belirtmek istediğim bir nokta var. Türkiye'nin ekonomik gerçeklerine aykırı davranarak bir yerlere varamayacağımız kesin. Çok iyi hazırlanmış, emek verilmiş projelere istediğimiz fiyatı vermiyorlarsa, barındırdığımız mühendislere büyük ücretler ödüyorsak ve bunun karşılığında da ortaya birşeyler koyarak paraya dönüştüremiyorsak, işletmelerimizin varlığını sürdüremeyiz. Öyle ise daha pratik çözümler bularak, idealizmi birleştirmek gerekiyor. Belediyeler ruhsat verirken bazı şeyler talep ediyorsa, yangın ve güvenlik konusunda da belge talep etmeliler. Mimarlar projeleri yaptıktan sonra biz devreye giriyoruz. O zaman dil çok zor durumda kalıyoruz çünkü, bina otomasyon sistemlerini akıllilrına dahi getirmiyorlar. Daha önceki bir toplantımızda sigorta şirketleri ile biraraya gelmiştik. Şimdi ise mimarlarla biraraya gelip, sorunları çözmeye çalışmalıyız. Osman DUVARCI: Perteks Firması adına bu toplantıya katılıyorum. Benim eksik gördüğüm noktalar özellikle bina güvenlik otomasyonu söz konusu olduğu zamanlarda müşterinin bilinçlendirilmesi. Peki sistem kurulduktan sonra o müşteri o üründen nasıl verim alıyor? Burada en büyük eksik biz uygulamacı firmalarda. Çünkü gerekli kullanım desteklerini verdiğimize inanmıyorum. Belki de tekliflerimizde bir eğitim maddesi açmak gerekecek. Ama sonuçta müşteriyi illdığı ürün hakkında dilha detayl ı bilinçlendirmek gerekiyor. Mustafa ALTUNTAŞ: Ben de Perteks Firması'ndan bu toplantıya katılıyorum. Söylenenlerin hepsine büyük ölçüde katılıyorum. Ama gördüğüm en büyük eksiklik satın alan ve satışı yapan kişilerin bilinçlendirilmesi. Bu her sektör için geçerlidir. Bizim sektörümüzde herşeyden önce tüketicinin bir güvenlik firmasına saygı duymasını sağlamak gerekiyor. Büyük firmalar bunu, şu şartlar olmazsa ürün satmam diyerek yapabilir. Ama, ufak firmalar işin içinde ekonomik kaygılar olduğu için bunu yapmayabilirler. Tüketici bilinçlenip, sorup öğrenmeye başladığı zaman kendimize çeki düzen vermek zorunda kalacağız. Tüketicinin de işimize saygı duyabilmesi için standartlarımıza, ne yaptığımıza dikkat etmeye başlayacağız. Bir kurul tarafından bunların sağlanıp, kuralların oluşturulması gerekir. İkincisi, dışarıya bağımlılık çok fazla. Bu nerede ise %90'ları geçmekte. Bir ürünü ithal edip pazarlamaya başlayabilirsiniz ama daha ucuz, kalitesiz ürünler satan bir firma sizleri pazarda engelleyebilir. Bunların derneklerce eğitilmesi gerekir. Bugün üniversitelerimizde böyle bir eğitimin verilmediğini biliyorum. Ama şunu da eklemeliyim ki, Honeywell firmasının Amerika'da bir üniversitede kendine ait bir kürsüsü var. Çünkü, bunun önemli olduğuna inanıyorlar. Şu noktaya da değinmek istiyorum hep biz dışarıdan eğitim alıyoruz. Bunun sebebi bizden de kaynaklanıyor. Elimizdeki sistemi Türkiye'ye uydurmaya çalışıyoruz. Acaba bu ürünü Türkiye'de nasıl satabilirim diyoruz. Halbuki en uygun ürünü bizlerin seçmesi gerekir. Eğer onlar rapor hazırlıyorlarsa, bizler de raporlar hazırlayıp onlardan bize göre olan ürünleri talep etmeliyiz. Türkiye'de standartlar belli olmadığı için ortada bir ürün yok. Ama diğer ülkelerde oturmuş standartlar ve kurallar olduğu için biz onlara yöneliyoruz. Akif EKİN: Ben bu toplantıya kiara. Firması adına katılıyorum. Eğitim konusuna girmek istemiyorum çünkü, söylenenlere aynen katılıyorum. Almanya standartlarından örnek verecek olursam, bina otomasyonu olsun, CCTV olsun bu gibi işleri denetleyecek bir dernek ya da kurum Almanya'da da mevcut değil. Orada çok çeşitli sistemler var. Ama, denetlenecek tek ürün grubu alarm merkezleri ve alarm sistemleri. Onların da temeli sigortacılık firmalarında, sigorta firmalarının gerek prim gerekse diğer çalışmaları olsun sektörle doğrudan işbirliği içinde olması gerekir. ■ YANGIN VE GÜVENLİK 121) . 1 MAYIS-~AZIRAN SAYI 31
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=