ve bu tür öncülleri oluşturmanın neden mümkün olduğunu belirtmeliyiz. Bilimsel teori tanımının işleyişinde geçerlilik kuralı hali hazırda yer almaktadır ("insanın hayal gücü"). Bu, böyle bir olasılığın sınırlarını zorlamak değil (fantazi}, hayal gücünü makul ve mantıki sınırlar içerisinde tutmaya çalışmak ve sınırlandırmaktır. Böylece, bunların ve diğer değerlendirmelerin çıkarımlı yapısı hakkında açık bir fikir vermek amacıyla, sergilenemeyecek öncüllerin sayısı mümkün olduğu kadar az tutulacak ve baskı olarak algılanacaktır. Öncüllerden sonuca kadar, mantıklı her adımın doğruluğu garanti altındadır. Oyunun kurallarını koyduktan sonra, gerekli öncüllerin ifadeleri (veya, eğer arzu ederseniz, baskılar) ile işlem yapmaya başlayabiliriz. Bunlar şunlardır: 1. Güvenlik suni, insanın yaratmış olduğu durum veya koşuldur. Tabii ki, güvenlikten bir bilim olarak bahsettiğimizde, şansın bir meyvesi olan ve rasyonel olmayan doğal bir durumu değerlendirmeye almıyoruz. 2. Koşulun bu hali, istenmeyen bir gerçek veya olaydan kaçma isteğinden kaynaklanmaktadır. Açığa çıkmış olaylar halinin sağlanması motivasyon gerektirmektedir. Güvenlik konu olduğunda ise, motivasyon sadece "endişe ve tehlike" den kaçma isteğinden veya daha belirgin ifade edersek, istenmeyen gerçeklerden veya olaylardan kaçış isteğinden kaynaklanır. 3. Bu gerçekler ve olaylar yaşayan kaynaklar tarafından uyandırılabilir. Kazalar veya "Allah'ın Yaptıkları" gibi cansız aktörlerin konu olduğu herhangi bir güvenlik konusunu değerlendirmeye almayacağız. Motivasyonu kabullenerek, bu gerçeği veya olayı gerçek uyandırma isteğinin mevcudiyeti olarak var sayarak; bu isteğin bir insan kaynağına ait olduğunu değil de, aslında yaşayan bir varlığa ait olduğunu düşünüyoruz. 4. Bu koşul antagonizm (zıtlık, muhaliflik) tarafından üretilir. Gerçek şudur ki bu koşul karşı bir arzuya karşı üretilmiştir ve herhangi bir değişikliğe zorlama, uyuşmazlık, dolayısıyla antagonizmin bir tür koşulu anlamına gelir. Şimdi şöyle bir sonuçlarını çizelim: a) Canlı aktörler ile ilgili konu hakkında ki spekülasyon alanlarını sınırlandırmış oluyoruz. Bu durumda eminlik ve güvenlik arasındaki fark da antagonizm kriteri ile açıklanabilir-eminlik tepki göstermeyen bir tehlike olarak ilgilendirilirken, güvenlik reaksiyon gösterenler ile ilgilendirilir (hareketlerini, dolayısıyla kararlarını ayarlayabilen yaşayan şahıslar). b) İnsan kapasitesi sınırlarında böyle bir koşulu başarma olasılığını bir uyuşmazlık sayesinde kabul ediyoruz. Bir uyuşmazlığın meyvesi olan böyle bir koşul, sonuç olarak tehlike arz eder. c) Uyandırılmış herhangi bir olaydan kaçma arzusu ile böyle bir antagonizm'i kabul ederek, hem idraki hem de kararsal boyutları sunmuş oluyoruz. d) Antagonizm'in sonucu olarak, güvenliğin karşı istekler, kararlar ve hareketler arasında olması durumunda, psikolojik, durumsal ve geçici boyutları sunmuş oluyoruz. Bu öncül ve sonuçların bir ileri tetkiki, şu esas açıklamaların kaçınılmazlığını çağrıştırmaktadır: * Hangi gerçekler ve olaylar güvenliğin hedefidir? * Aktörler kimlerdir? * Aktörler arasında böyle bir antagonizm niçin yaratılıyor ve motive ediliyor ve dolayısıyla, sonuç teşkil edebilecek bir tanım için; Güvenlik nedir? Başlangıç problemi şudur: Hangi gerçekler veya olaylar doğmakta olan bir güvenlik teorisine has öncüller olarak değerlendirilmelidir? Her zaman ki basit şekliyle cevap: " Yasadışı veya çağrışımı olanlar, bunların failleri ve bağlantılı sebep ve etkileri" şeklinde olur ve büyük ihtimalle tamamı ile doğru değildir ve aşağıda belirtilen değerlendirmelere dayanarak daha fazla analize ihtiyacı vardır. 1) Problem, güvenliğin tanımının içinde ve ilgi alanının ne olduğu (ya da ne olması gerektiği) konusunda yatmaktadır. Tatminkar cevapların olmaması sebebi ile, "temellere geri" dönmek ve Oxford Advanced Learnes Dictionary'de birini aramak zorunda kaldım. Aynı şekilde güvenlik, "tehlikeden veya endişeden korunma veya bunlardan özgür olmaktır"; Ve daha belirgin olarak ise:" Casusluğu, hırsızlığı, v.b. olayları önlemek için alınan önlemlerdir." Skolastik kanıtı da şudur: Güvenlik, bilimler veya filozofi sözlüğü için bilinmeyen bir konudur ve hatta semioloji alimleri içinde karmaşık bir kapsamdır: Hem psikolojik ve fizyolojik koşulları (endişeden özgür olma, tehlikeden korunma) hem de onu başarmak ve sağlamak için amaçlanmış faaliyetleri içerir. 2) Bir başka problem de güvenliğin korumayı hangi gerçeklere veya olaylara karşı yaptığı konusunun tanımında yatmaktadır. Endişeyi ve tehlikeyi de içerecek şekilde, özgürlük veya koruma bahsi geçen cinayetler gibi, istenmeyen olaylarda olmalı fakat onlarla sınırlanmamalıdır. Aslında, düşman bölgesinde dolaşan bir devriye ve bir polis baskınına karşı kendini korumaya çalışan bir katil aslında kendilerini endişe veya tehlike olarak kabul edilebilecek gerçek veya olaylara karşı garantiye alıyorlar. Ayrıca, cinayetlerin bazıları (kayda değer olarak, ilaç kullanımı, fuhuş, kumar gibi" kurbanı olmayan cinayetler") kendi içlerinde güvenliğe ihtiyacı olan olaylar değillerdir. 3) Biraz önce yapılan tanımların olmayışından dolayı, sonuç olarak aktörlerin tanımlarından problemler meydana gelmektedir. Biraz önceki değerlendirmeleri göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki güvenlik sadece silahlar ile çeşitlendirilmiş, arabalar ile donatılmış ve hırçın köpekleri olan hakimler, polisler ve çirkin üniformalı YANGIN VE GÜVENLİK ·-;-n. • . l MAYIS-HAZIRAN SAYI 31
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=