güvenlik elemanları gibi fiziksel barikatlar ve teknolojik sistemler ile bölünmüş bir bölgedeki faillerin ve kurbanların meselesi değildir. 4) Açıkça görülmektedir ki, bu tür problemler en temel tanımları dahi etki altında bırakmaktadır. Ne yazık ki, her kitabın, kılavuzun, hocanın ve yazarın (ben de dahil olmak üzere) tehdit, risk, aktif, yaralanma olasılığı, patlama ... güvenlik gibi kendi anlayışına uygun algılamaları vardır. Yukarıdakilerin hepsi şu anda, güvenliğin ne demek olduğunu ve aktörler, istenmeyen "gerçekler ve olaylar" ve alakaları gibi içeriklerinin ne olduğunu tanımlamanın niye bu kadar zor olabileceğini anlatmakta yardımcı olmaktadır. Herşeye rağmen, daha önce yapılmış olan kritikler ve gözlemlerden yola çıkarak, bu safhada (güvenliğin tanımı, aktörleri, oyun alanları ve kuralları) ilgilenmediğimiz ne gibi yaklaşımları oturtabileceğimizi bulabiliriz. Daha da aydınlık bir gerçekte bu devrede, herhangi bir klasik akademik yaklaşımı kullanamayacağımızdır. Bu ifade, bu yaklaşımların yararsız olduğu anlamında algılanmamalıdır. (Aksine, metodlar ve kararsal işlemlerimizi esasen bu bizim için değeri olmayan bulgular üzerine kurmalıyız) fakat değişik odakları, yaklaşımları ve hedefleri ve farklı alanları kaplayan bir güvenlik teorisinin içerisinde yer almamalıdır. Bu safhada, bir cinayetin ne olduğunu tanımlayamaz, cinayetlerin sebeplerini bir kenara koyamaz veya canice davranışları ele alamayız çünkü güvenlikte, istenmeyen bir olayın meydana gelişi bir cinayet olmayabilir ve tüm cinayetler güvenlik kapsamlarını ve faaliyetlerini çağrıştımaz. Biz, toplum anlayaşına ters olan hareketlerin sosyal sebepleri ile ilgilenmiyoruz çünkü istenmeyen olaylar toplum ahlakına aykırı olarak tanımlanmayabilir. Biz, kanun müeyyideleri ile, kontrol veya ceza ile ilgilenmiyoruz çünkü, yasa ve düzen olası istenmeyen durumlar ile ilgili olmayabilir. Aynı zamanda biz, salt ekonomik değerlendirmeler ile de ilgilenmiyoruz çünkü, bunlar bu safha ile ilgisi olmayan ve sık sık meydana geldiği için bahsetmesi de çok zor maddi koşullarda oluşan istenmeyen olayların sebepleri, aktörleri ve etkileridir. Bu safhada, öncelikle sebepleri ne olursa olsun (zor geçen bir gençlik, aç gözlülük, zaruret, umutsuzluk, liderlik aşkı, risk veya salt kargaşa ...) güvenlik, o olaydan kaçışın üzerine odaklandığı ve sosyal politik veya ekonomik problemleri çözme amacını gütmediği için, klasik yaklaşımlarla da ilgilenemeyiz. Deneyim ve araştırmalar da onaylanmaktadır ki güvenlik, istenmeyen olayların korkusundan başlayan bir korkunun ve bu olaydan kaçma isteğinden kaynaklanan bir karardır. Her ne olursa olsun, günlük işlemsel gerek-sinimlerde ve her araştırmanın en güncel konusunda (fakat her zaman böyle üzerinde durulmaz) ortaya çıkan işte budur. Büyük bir olasılıkla bu safhada, güvenliği amacının bu tür olaylardan kaçış üzerinde odaklandığını ve bunun yanında da istenmeyen bir olaydan sakınmak için bir kişiyi azami çaba göstermeye iten sebeplerin (ki bu istenmeyen etkilerin açık bir tanımını ifade etmektedir) ne olduğunu, hedefi gerçekleştirmek için mümkün olan yolların neler olduğunu ve böyle bir hedefin başarılıp başarılamadığını doğrulayan metodların ne olduğunun belirlendiğini ifade etmek mümkündür. Şu anda, başka bir ispatta göstermeden, öncüllere, sonuçlara ve yapılan değerlendirmelere göre güvenliğin uygun bir tanımını yapabiliriz: "Güvenlik, antagonizme dayanan ve insanoğlunun olanakl arı çerçevesinde canlı varlıklar tarafından uyandırılabilen ve endişe ve tehlikeye sebebiyet verebilen, istenmeyen olaylardan sakınmayı amaçlayan, insanoğlu tarafından yaratılmış, doğal olmayan koşullardır" . Bundan sonra sormamız gereken soru ise; bir güvenlik işlemini başlatan, istenmeyen bir olayın hangi durumu, koşulu veya sebebinin olduğudur. ■ Eğer seçiminiz öncelikli ama tercihleriniz az ise, o zaman güvenlik · arayışlarınızda " Yangın ve Güvenlik 11 en büyük· başvuru kaynağınızdır. YANGIN VE GÜVENLİK ~ MAYIS-HAZİRAN SAYI 31
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=