güvenliği başlığı altmda da haliyle söylenecek çok sözümüz var. Dünya denizcilik çevreleri, velinimetleıi olarakgördükleri denizi ve denizcilik ·etkinliklerini gerçekleştirirken riske giren can ve mal güvenliğini korumak amacıyla uzun yıllardır etkin mücadeleleler, çalışmalar ve örgütlenmeler içindedir. "Dünya denizcilik çevreleri" ifadesini kullandım. Zaten denizcilik sözkonusu iken, bölgeseli ulusaldan ulusalı evrenselden soyutlamak olanaksızdır. Çünkü artık günümüzde, hemen her alanda olduğu gibi ülkelerin kendilerine özgü iç düzenlemelerini aşan evrensel hukuksal yapılanmalar, örgütlenmeler vardır. Bu örgütlenmelere eklemlenmek, evrensel hukukla uyum içinde olmak artık varoluş sorundur. İşte, deniz kirliliği ve denizde can ve mal güvenliğine ilişkin uluslararası düzenlemeler ise Birleşmiş Milletler Örgütü'nün bir alt organizasyonu olan IMO, Uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından yürütülmektedir. IM0'nun bünyesinde, denizde can ve mal güvenliği, denizde yangın güvenliği üzerince de çalışan çeşitli alt komiteler vardır. Bu kapsamlı çalışmaların ve oluşturulan konvansiyonların sonucunda bizde eksikliği olan çokönemlibir oluşum da gündeme getirilmektedir: deniz itfaiyesi. Bilindiği gibi Türkiye'de, havadan, karadan ve denizden' yangınla etkin mücadelede eğitilmiş personel ve güncel teknolojiye uygun donanıma sahip bir deniz itfaiyesi kavramı dahi oturabilmiş değildir. Özellikle ıiskli yörelerde merkezi bir otoritenin (örneğin Başbakanlık'a bağlı DenizcilikMüsteşarlığı'nın) eşgüdümünde yerel itfaiye ve ilgili tesislerin (liman, marina, tersane, vb.) olanaklarım da mücadele içine katabilecek bir deniz itfaiyesi örgütlenmesine gidilmesi yaşamsal bir önem taşımaktadır. Ülke genelindeki bu temennimden sonra Aliağa yöresi özeline girmek istiyorum. Yörenin denizcilik etkinliklerinin baskın unsuru "gemi söküm" etkinlikleridir, bildiğiniz gibi. Gemi söküm sanayiinde (biz VlfW gemi sökümü, hurdacılığı çok önemli bir sanayi dalı olarak algılıyoruz) Türkiye dünyada önemli bir düzeye erişmiş durumda. Dünya dördüncüsü. Ülke ve yöre ekonomisine hammadde olarak, istihdam olarak önemli katkılar koymakta. Gönül bu katkıların bir takım yasal düzenlemelerle, teşviklerle artarak sürmesinden yana. Gönül ve akıl birlikte, gemi söküm sanayiinin bugün içinde bulunduğu ve aşmak için iyi niyetli çabalar sarfettiği ilkel çalışma koşullarından kurtarılmasından yana. Modem bir gemi söküm sanayii, temiz bir gemi söküm sanayiidir Türkiye'yi bu alanda Hindistan'a yakın olarak değil, Çin ve Tayvan'a yakın olarak görmek istiyoruz. Aliağa'da iş güvenliğine, çevresel güvenliğe karşı artık riski taşımayan tesisler görmek istiyoruz. Pekiyi önerilerimiz neler? Şöyle sıralayabilirim: 1- Tuzlaömeğindeki gibi veAliağa'da zaman zaman yaşanan olaylardaki gibi faciaların önlenmesinde çok önemli rol oynayabilecek "Gas Free" adıylaanılan; yanıcı, parlayıcı, patlayıcı gaz bulunan ortamlarda çalışma yapılmadan önce gereken önlemlerin alınmasını sağlayacak olan işlem ve buna ilişkin düzelenen rapor ( Gazsız, Emniyetli Ortam Raporu) ciddiye alınmalı, gereksiz bir formalite olarak görülmemeli, uzman kurumlar tarafından, örneğin geçmiş yıllarda olduğu gibi Kimya Mühendisleri Odası tarafından düzenlenmeli/onaylanmalıdır. 2- Bakanlıklar arası bir kurul, varolan yasal düzenlemeleri ki; özellikle Aliağa Gemi Söküm Yönetmenliği 'ni ele almalı ve ilgili meslek disiplinlerinin de yeraldığı bir yapıda, gerekli ve zorunlu yenilikleri (örneğin, itfiaye donammlarımn ve personelinin standardizasyonu gibi) ivedilikle hayata geçirmelidir. Uygulamada da sıkı bir denetim sağlamalıdır. 3- Merkezi, yerel ve özel itfaiye kuruluşları yeniden yapılandırılmalıdır. Bu örgütlerde görevli personel "deniz, gemi, petrol yangınları" konusunda -----------------Yangın ve Güvenlik m Sayı 38 Mayıs - Haziran'98 eğitilmelidir. Bu kuruluşları yangın söndürme, kurtarma ve kirliliğin yayılmasını önleyerek giderme konusunda ayn ayn ve birlikte tatbikatlar yapmalıdır. 4-Gemi söküm tesislerin faaliyeterini düzenleyen"sorumluteknikmüdür", "sorumlu mühendis" ya da "sorumlu şantiye şefi" tanım ve uygulamalarını kapsayan bir yasal çalışma bir an önce andığım yasal düzenlemelere dahil edilmelidir. Tesislerde "iş güvenliği müşaviri" bulunmalıdır. 5- Biliyorsunuz bu bölgede gemi söküm tesisi sahipleri tarafından yapılmaktadır. Gemi kiralamış olan gemi söküm tesisi sahipleri tarafından yapılmaktadır. Gemi söküm tesisi sahipleri de aldıkları yerli veya ithal hurda gemileri çeşitli taşeron fırmalara kilo hesabıyla devretmektedirler. Gemi söküm tesisi sahipleri bu aşamadan soma üretimle değil de malzeme, ekipman temini ve pazarlamayla ilgilenmektedir. Üretimin gerçekleşmesi sırasında ortaya çıkan bütün riskler ise taşeron firmalar yüklenmektedir. Bu durum da işçi sağlığı, iş güvenliği açısından çok önemli eksiklikleri beraberinde getirmektedir. İşte uygar bir denizci ülkeye ters gelecek bu uygulamalar da bizzat gemi söküm tesisi sahipleri tarafından ciddi bir personel politikasıyla giderilmelidir. Örneğin bu bölgede çalışan tüm işçilerin ve diğer personelin çalıştıkları alanlarda "iş makinalan operatörü, oksigaz kesiciliği, izolasyon maddesi sökücülüğü, yangından koruma ve yangın yöntemleri" gibi eğitimlerinin sağlanarak sertifıkalandınlmaları zorunludur. Gemi söküm tesislerinin özlenen modem konumuna ulaşması, çalışanların ve yöre halkının sağlık ve güvenlik içinde, risksiz yaşamaları demektir. Varlığının önemine ve ülke ekonomisine yaptığı katkılara yürekten inandığımız gemi söküm sanayicilerimizin de bu beklentilerimizi haklı bulacağından eminiz. ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=