M. EĞR1KA VUK alındığında bölgeye vasıtalarla ulaşacak olan personelin arazideki herhangi bir hareketi ayrıştırabilecekkadar gözlerinin karanlığa alışması çok hayati bir kaç dakikaya malolabilir. Aydınlatmanın diğer bir yararı da önemli bir caydırıcı etken olmasıdır. Çıplak gözle kolaylıkla görülebilmek, saldırgan açısından algılanma ve yakalanma riskini büyük ölçüde arttıran bir faktör olacaktır. Koruma düzeyinin çok yüksek olduğu imajı, daha önce belirtildiği gibi olası bir saldırının daha kolay hedeflere kaymasını sağlayabilir. Sağlancak asgari aydınlatma çit boyunca 3 lux seviyesinde olmalıdır vekesintisiz olarakjeneratör ile desteklenmelidir. 3. ÇEVRE GÜVENLİK SİSTEMLER Bu bölümde çevre güvenlik amacıyla kullanılan algılama teknolojileri kısaca özetlenmektedir. Böyle biryazıdakullanıcının temin edebileceği tüm sistemlerin yer alması beklenemez. Ancak yaygın kullanım alanı pulmuş tüm sistemlerden kısaca söz edilmeye çalışılmıştır. Herhangi bir çevre güvenlik sistemi ile ilgili olarak (üretici ve temsilci fırmalar ne iddia ederlerse etsinler) iki önemli noktayı unutmamak gerekir: 1. Yeterli zamanı, bilgisi, kaynakları ve azmi olan bilinçli bir saldırganın alt edemeyeceği hiç bir sistem yoktur. 2. Hiç bir sistemin, ne kadar iyi uygulanmış olursa olsun, tamamen yanlış alarmsız olarak çalışacağı iddia edilemez. Bu nedenlerle gerek montaj öncesi gerekse işletme sırasında sistemin yanısıra arazide de gerekli bakım ve müdahalelerin yapılması son derece önemlidir. Su birikintileri ya da ufak dereler, engebeli arazi, kontrolsüz gelişen bitki örtüsü gibi birçok doğal etkenin sürekli bakım ile kontrol altında tutulması önem taşımaktadır. Çevre güvenlik dedektörleri montaj şekilleri itibariyle üç ana başlıkta ele alınmaktadır: •Toprak Altına Yerleştirilen Dedektörler •Çite Monte Edilen Sistemler •Toprak Üstü Sistemler - Büyük alana yayılmış endüstriyel tesislerde ek bir sistemin tüm çevre boyunca kullanıma uygun olduğunu iddia etmek olanaksızdır. Doğru sistemlerin seçimi, yüksek bir güvenlik düzeyi sağlamak açısından büyük önem taşımaktadır. Toprak Altına Yerleştirilen Dedektörler: Toprak altına yerleştirilen sistemlerin en önemli ayantajı görünmez olmalarıdır. Teorik olarak YANGIN VE GÜVENLiK DERGİSİ SAYI 4 göremediğiniz bir sistemi altedemezsiniz. Olası bir saldın planlayan saldırganlar güvenlik hatlarının nerede başlayıp nerede bittiklerini bilemeyecekleri için herhangi bir önlem almaları mümkün değildir. Bu nedenle bu sistemler bazen çite paralel düz bir hat şeklinde değil de rasgele eğriler çezerek yerleştirilir. Bu yaklaşım daha fazla arazi kaybına ve dedektör kullanımına yol açıyorsa da güvenlik değerine katkısı büyüktür. Bu sistemlerin önemli bir dezavantajı ise montaj için gereken inşaat çalışmasının boyutu ve maliyetidir. Bu nedenle planlamanın, sistem seçiminin, tasarımın ve montajın doğru yapılması çok önemlidir. Montajda yapılan bir hatanın geç farkedilmesinin maliyeti çok yüksek olabilir. Toprak altı bir sistem kullanıldığı yerlerde gelecekte yapılabilecek arazi çalışmaları ya da sistem bakımı düşünelerek dedektöryerleşirnleri planlara ayrıntılı olarak işlenmelidir. ToprakAltı mikrofonlar (Geofon): Toprak altında kullanılmak üzere güvenlik amaçlı olarak geliştirilmiş geofonlar, 5-20 Hz aralığındaki ses dalgalarına hassastırlar. Kuvvetli bir sabit manyetik alan içindeki elektrik bobininin ses dalgalan ile titreşmesi neticesinde oluşan elektriksel sinyalin değerlendirilmesi ilkesine dayanır. Toprak altı kullanım için genelde elektrik bobininin yatay hareketi kısıtlanmıştır. Bu sayede uzaktaki ses kaynaklarından etkilenme azaltılarak yakındaki titreşimlere olan hassasiyet arttırılmış olur. Dedektörler toprağın 3 0-5 O cm kadar altına yerleştirilebilirler ve 2-4 m çapındaki bir alanı koruyabilirler. Bu nedenle sistem tasarımında birbirinden 3 metre uzaklıkla yerleştirilen çok sayıda dedektör bir kablo ile değerlendirme ünitesine bağlanır. Bir kablo üzerindeki geofon sayısı değişebilirse de yaygın uygulamalarda bir zonda en fazla 25 dedektör kullanılır ve zon uzunlukları 1 00 metreyi geçmez. Böylece 100 metrelik zonlar halinde istenilen uzunluktaki bir çevre koruma sistemi oluşturulabilir. Ses algılama yöntemi ile çalışan sistemler yapıları itibariyle çeşitli ses kaynakları arasında ayrım yapamazlar. Algılama hattı yakınındaki karayolu, demiryolu, hayvanlar, kuvvetli rüzgarlar gibi diğer kaynaklardan oluşan ses dalgalarını da algılar ve iletirler. Değerlendirme ünitesinin bu doğal gürültü kaynaklarını filtre edebilmesi ancak aynı zamanda da gerçek saldırılara karşı yüksek hassasiyetini koruyabilmesi gereklidir. Bazı sistemler, operatörün bir zon m
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=