1. Giriş Dünyanın en güzel şehiı·lerinclen biri olan İstanbul ve İstanbul 'un gözbebeği Boğaziçi gün geçmiyor ki yeni bir tehlikeyle karşı karşıya ka I ması n. Doğal, tarihsel ve coğrafi konumuyla dünyada eşine rastl anmayacak bir güzelliğe sahip olan İstanbul Boğazı, bugün, yoğun trafik yükü dolayısıyla adeta patlamaya hazır bir saatli bombayı anclırmaktaclır.Bu saatli bombanm idari ve hukuki boyutlarının tartışıimasırn başka platformlara bırakmak daha doğru olacaktır. Ancak boğazlarda meydana gelen herhangi bir kaza (özellikle tanker kazaları) sonunda tanker yükü olan petrol, deniz üzerine yayılmakta ve yanmaktadır. Bu yangınların meydana getirdiği sonuçları incelemek bu bildirinin konusunu oluşturmaktadır. Yukarıda bahsedildiği gibi problem sadece basit bir yangın değildir. Tankerlerin yükünü meydana getiren herhangi bir ülke menşeli hanı petrolün bir bölümü kaza sonunda deniz üzerine yayılmış ve kıyılarda birikintiler halinde toplanmış, bir bölümü kontrol dışı yanmış ve yanma sonunda uçucu özelliklerini kaybeden petrolün yoğunluğu aıtmış ve deniz dibini kaplaırnştır. Dünya üzerinde gün geçtikçe artan enerji ihtiyacı ve teknik gelişmeler neticesinde petrol ülkelerinden petrol ve petrol ürünlerinin deniz yoluyla taşınmaları ile birlikte deniz kazaları ela istenmediği halele artmakta, kazalar sonucunda yayılan petrol ve petrol ürünleri su yüzeyinde yağ filmleri meydana getirmekte, katran yumrularının oluşumuna, plajların kirlenmesine ve denizde yaşayan canlıların ölmesine sebep olmaktadır.Şans eseri hayatta kalabilen deniz canlıları incelencliğincle, petrol hidrokarbonlarmın canl ı l arın dokularında biriktiği oıtaya çıkmıştır. İstanbul Boğazı'ncla 1940 yılından bu güne kadar 40'ın üzerinde büyük kaza meydana gelmiştir.Pek çok insanm hayatını kaybettiği, bir çok geminin ele sulara gömüldüğü kazalarda boğazlar, tarihi yapılarımız, denizlerimiz ve kıyılarunız maddi olarak ölçülemeyecek zararlara uğramaktadır.Gözümüzle göremediğimiz zararları gözardı etmenin alışkanlığı ile tanker yangınlaruım denize verdiği zararları da araştırma gereğini duymuyoruz. 2.Ham Petrolün . Deniz Ortamı İle Etkileşimi Denize dökülen petrol deniz yüzeyinde yayılır.Bu yayılmanın şekli dökülen petrolün türüne, esmekte olan rüzgara ve akıntıya bağlıdır. Deniz yüzeyine yayılan petrolün bileşimine bağlı olarak fiziksel ve kısmen kimyasal değişiklikler meydana gelmeye başlar. (şekil -J) Bugün için bu değişikliklerin hız ve derecesi ayruıtılı olarak bilinmemektedir. Ancak genel olarak meydana gelen değişiklikler doğruya yakm bir şekilde tahmin edilebilir.Sudaki petrol aşağıdaki değişikliklere uğrar: 2. 1.Buharlaşma Suya dökülen patlaması yüzeyi genişleteceğinden buharlaşma hızı bu olaylarla orantılı olarak artar. Atmosfere geçen hidrokarbonların tekrar deniz ortamına ulaşıp ulaşmaması atmosferik şartlara bağ!ıdır.Değişime uğraması hakkında heni.iz kesin bilgiler mevcut olmamasına rağmen güneş ışınlarının etkisiyle yeni kimyasal ürünler meydana gelebilir. 2.2 Çözünme Bir hidrokarbonun molekül ağırlığı azaldıkça ve polaritesi arttıkça suda çözünürlüğü o oranda artar. Normal parafin hidrokarbonlarının damıtık sudaki ortalama çözünürlüğü milyonda birlik (ppm) değerlerle ifade edilir. Deniz suyunda ise aynı hidrokarbonların çözünürlük değerlerinin tuz etkisi ile %25 oranında daha az olması gerekir. Ancak bidrokarbonlarm mikrobiyolojik ayrışmal arı sonucu suda çözünme yetenekleri bir hayli artmaktadır. 2.3.Emülsiyon Denize dökülen petrol; su içinde Aımo\i'tnk O�')ft)rnn"-· 'Yıyılm• petrol ürününün düşük molekül ağırl ıklı hidrokarbon molekülleri, yüzeye yayı lmış yağ tabakasından hızla buharlaşmaya başlar ve hanı petrolün büyük bir bölümü atmosfere geçer. Buharlaşma denizin başta dalga olmak üzere su hareketlerine de bağ! ıclır. Su hareketleri ne kadar kuvvetli ise buharlaşma oranı ela o hızla artar. Ayrıca petrol küreleri ve ol uşan kabarcıkların Şekil-}: Suya Yayılaıı Petrolün Uğradığı Değişiklikleı: Yangın ve Güvenlik = Sayı 43 Mart • Nisan '99
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=