Yangın ve Güvenlik Dergisi 47. Sayı (Kasım-Aralık 1999)

"Sektör Toplantıları" henüz bir Avrupa standartı oluşmadığı için kendi lokal normlarını uyguluyor. Peki bu şartlaraltında biz ne yapacağız? Proje aşamasında bir tane standartı baz almam lazım. Çünkü bana deneysel veya modele dayandırılarak ortaya konulmuş değerler lazım. Bunlar arasında ben Amerikan Standartı'nı tercih ediyorum. Bunun nedeni de şu: Diğer standartlarla karşılaştırıldığında çok daha fazla detaya inebilme şansını vermesi, çok daha fazla modellemeye sahip olması. Dünyada da en yaygın olarak kullanılan standartlar Amerikan Standartlarıdır. Örneğin AGF bir Fransız sigorta şirketidir ama Amerikan normlarını baz alarak değerlendirme yapar. Bu nedenlerden dolayı ben Amerikan Standartları'nı tercih ediyorum. Ülkemizdeki birçok mühendislik grubu da Amerikan Standartları'nı baz alıp çalışmalarını yönlendiriyorlar. Bu işin birinci aşaması. Bundan sonra baz aldığım standarta göre yapının risk analizini yapmam lazım. Amerikan Standartı'nda üç ana risk sınıfı var: Düşük tehlike sınıfı, orta tehlike sınıfı ve yüksek tehlike sınıfı. Yüksek tehlike sınıfı da mühendislik hesaplamalarında baz alınacak değerlerin tespiti için kendi içinde ikiye ayrılmış. Benim elimdeki yapıyı hangi sınıfa sokmam gerektiğinin tespit etmem lazım. Literatürü iyi biliyorsam bunu tespit etmek son derece kolay. Akabinde sistem seçimini yapmam lazım. Sistem tipi ise çok net olarak mühendislik gereklerine ve sistemler için risk analizine bağlı. Mesela ortamda donma tehlikesi varsa ber kuru borulu sprinkler sistemini tercih ederim. Eğer mahalde borunun veya sprinklerin kontrolsüz şekilde kırılma riski varsa "Pre-action" sistemi tercih ederim. Pre-action sistem ayrıca sudan zarar görebilecek teçhizatın bulunduğu yerlerde, depolarda forklift- !erin çalıştığı alanlarda ve sabotaj riski taşıyan yerlerde idealdir. Burada sistemden su boşaltılması için iki kilit kullanıyoruz. İkisi de doğru yerinde doğru kapıyı açarsa sisteme su veriyor. Diğer bir sistem ise son derece net bir sistem olan "baskın sistemi". Yangın hızının belli bir m/sn üzerinde ilerleme sağlaması ve sprinklerlerin geç kalabilmesi durumunda, ısıyı hissedip aktif hale geçmesi için baskın sistemi tercih ediyorum. Baskın sisteminin bir başka adı "açık nozul sprinkler sistemi"dir. Elektronik, hidrolik veya mekanik olarak istediğiniz bir anda sprinklerle koruduğunuz bir alanda eşlenik olarak su boşaltmaya başlayabilirsiniz. Bu daha çok riskin yüksek olduğu yerlerde tercih edilir. Bunlar sistem tarifleridir. Binaya uygun sistem tipini tespit ettikten sonra projelendirme aşamasına geçilir. Projelendirme aşamasında, sprinkler sistemi için risk sınıfını tanımladıktan sonra iki tane kritik değer var. Bunlardan birisi metrekareye düşmesi gereken su miktarıdır. Diğeriyse operasyon alanı dediğimiz alanda aynı anda açılması muhtemel sprinkler sayısı. Proje aşamasında sorumlu tutulacak tek kişi proje mühendisi değildir. Proje mühendisinin yanında yerel idare, itfaiye teşkilatları, sigortacılar da masada yerini alır. Abdurahman KILIÇ: Projelendirmede göz önüne alınan kriterler konusunda yerel yönetimin deneysel çalışması beklenen birşey değil. Sadece ülkemizde değil dünyada da itfaiyelerin deneysel çalışmalar yapıp, proje firmasından bazı isteklerde bulunması söz konusu değil. Bu tarz çalışmalar genelde yerel bir yönetmeliğe dayanılarak yapılıyor. Biz burada tartışırken standartları ve yönetmelikleri birbirinden ayırmalıyız. Standartlar, yönetmelikler, kodlar, Yangın ve Güvenlik m Sayı 47 Kasım -Aralık '99 tüzükler ve kanunlar farklı şeyler. Yönetmelik, kanun ve tüzükler bizim tartışmamızın dışında olan şeyler. Aslında NFPA'in öngördükleri birer koddur; öğretici nitelikte esaslardır. Ama DiN standarttır. NFPA Amerika için hazırlanmış kodlardır. Ama örneğin New York'ta, California'da hazırlanan bir yönetmelik o bölgede değişik uygulamalar getirebilir. Orada yerel yönetimin, itfaiyenin deneyimlerini, yönetmeliklere koydurmuşlar. Yani standartve kodlardan farklı olarak yönetmeliklere bazı değişik sorumluluklar girmiş olabilir. Bizim de Türkiye için kodları ayrı, yönetmelikleri ayrı, standartları ayrı değerlendirmemiz lazım. Sorumluluklar ülkeden ülkeye değişebilen birşeydir. Bizim ülkemizde bir bina projesi için ortalama 200 imza gerekmektedir. Bina için sadece itfaiye raporu için 1 O tane imza vardır. İsmail TURANLI: Sorumluk da var o zaman. Abdurahman KILIÇ: Maalesef ülkemizde olması gereken sorumluluk yeterli düzeyde değildir. Bu konudaki görüşlerine katılıyorum. Biraz önce Doğan bey söyledi: "Sigorta şirketleriyle bu konuda çok güzel çalışmalar yapabiliyoruz; karşılıklı bir faydalanma söz konusu ve oldukça güzel projeler çıkıyor" şeklinde. Bense değil Türk sigorta şirketlerinin, yabancı sigorta şirketlerinin dahi yangın güvenliğinin "y" sinden anlamadıklarını düşünüyorum. Durum buyken sigorta şirketini projede nasıl sorumlu tutarsınız? İsmail TURANLI: Benim söylediklerimin de aslında pek farkı yok. Tabii ben burada genel bir şarttan bahsediyorum. Türkiye şartlarında projede yerel yönetimin 1 O tane imzası gerekiyorsa, yerel yönetimin sistem seçiminde taraf olduğunu düşünürüm.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=