Yangın ve Güvenlik Dergisi 50. Sayı (Mayıs-Haziran 2000)

"Sektör Toplantıları" O da sigorta şirketlerinin görevi. Sigorta şirketleri teminat kapsamına giren bir hasarsonrasında sigortalının hasardan bir gün önceki tazmin kıymetini ödemekle yü kümlüdLir. İşletmenin hasar sonrasında oluşacak mlişteri ve pazar kaybı, işletmenin tekrar eski haline getirilmesi için harcanacak zaman ve emek kayıpları ise teminat altına alınamaz. Bu nedenle kanımca işletme için önemli olan, hasarın sigorta şirketinden temininden önce muhtemel hasarları önlemektir. Bu ndan hareketle işletmelerde bulunan emniyet ve güvenlik sistemlerinin Orhan Akse/ denetlenmesi sigorta şirketinin sorumluluğu yerine sigortalının sorumluluğunda olmalıdır. Sigortacılar olarak bizlerin poliçe düzenlemeden önce işletmenin faaliyet konusuna uygun emniyet ve güvenlik sisteminin bulunup bulunmadığı ve periyodik olarak denetlenip denetlenmediği konularına konsantre olmamız yeterlidir. Erol YILMAZ: Ben bir yere gelmek istiyorum, biz dünya ile ilişkileri olan şirketleriz, işimiz daha çok yurt dışındaki firmalarla. Bizim temsil ettiğimiz firmaların Lilkelerinde belli standartlar var. Biz, sigorta şirketleri ile ilişkiyi sağlayacak işleri takip edecek bir komisyon kurduk derneğimizin bünyesinde. Diğer benzer kuruluşlarla işleri götürecek mevzuat komisyonlarımız var. Ayrıca sadece sigorta şirketleri ile ilişkileri düzenleyecek bir komisyonumuz var. Ben de o komisyonun başkanıyım. Buna nereden geldik? Aldığımız bilgilere göre, gelişmiş ülkelerde sigorta şirketi eğer bir yeri sigorta etmiyorsa, oraya nasıl inşaat yapılmış olursa olsun, ruhsat verilmiyor. O işyeri veya mekan işletmeye, iskana açılmıyor ve bu onayın verilebilmesi için güvenlik ve yangın ekipmanlarının, sigorta şirketinin kabul ettiği kalitede ürünlerle tesis edilmiş olması gerekiyor. Modelleri ile yazılı belli ürünler var, bunlara uygunsa ve servis-bakım anlaşması Erol Yılmaz Yangın ve Güvenlik El Sayı 50 Mayıs - Haziran 2000 yapılmışsa onay veriliyor. Türkiye her nasıl olursa olsun, dört yıl içinde bu bahsettiğimiz türde ülkelerle, AB nedeni ile uyumu sağlamayı hedefleyen bir konumda. Bizim de bu ülkedeki kurum ve kuruluşlar olarak alt yapımızı ve organizasyonları bu şartlara uygun olarak kendi kontrolümüzde oluşturabilmek hedefimiz olmalı. Doğru şekilde oluşturabilmek için, yapı kontrol komisyonları veya benzeri şekilde devletin yönlen-direceği komisyonlarla birlikte çalışmalar yaparak, onların en hızlı ve en uygun şekilde hayata geçirilmesini sağlayacak girişimler yapmamız gerekiyor. Otellerde yaşadığımız bir örneği aktarmak isityorum: Yurtdışından kredi bulan ve yatırımı bu krediyleyapan şirket, istediği yerden yangın sistemi alamadı. Krediyi veren şirket, "bana geri ödemen tamamlanana kadar, bu işi ABD'deki A şirketine veya varsa Türkiye'de bir aracısına yaptırmak zorundasın ve o şirketin kabul ettiği ürünli/markayı kullanmak zorundasın" dedi. Batıda, sigorta organizasyonları, o ülkenin kabul etmediği bir ürünü, bir servis ya da bir hizmeti kabul etmiyor. Bu Türkiye'de de olacak. O eğitimleri, o jenerasyon değişimlerini yaşamadan bir takım şeyleri hayata geçirmek zorundayız. İşte bu aşamada biz az önce Orhan Bey'in de bahsettiği gibi güvenlik şirketleri, Sigortacılar Birliği, TÜYAK, Belediye, İtfaiye, İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle bir araya gelip toplantılar yaparak bir yöntem ve çalışma programı belirlemek istiyoruz. Türkiye'de sizin 4-5 sene sonra artık belirli yerlerde herkesin kabul edebileceği bir sigorta

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=