korunması oldukça detaylı bir konu. Ben sadece tartışmaların dayanağı olmak üzere bir takım ana fikirler üzerinde durmak istiyorum. Kısa başlıklarla gözden geçirecek olursak birincisi, sayın başkanın da ifade ettiği gibi; binanın statik olarak depreme dayanıklı olması gerekliliği kadar, mekanik tesisatın da depreme dayanıklı olması son derece önemli bir konu. İkincisi; mekanik tesisatların sürekli çalışan, dinamik sistemler olması. Ancak deprem arada bir olabi l i r veya bina, ömrü içinde hiç depremle karşılaş-mayabilir. Dolayısıyla bu iki ayrı kavramı, iki ayrı çalışma biçimini göz önünde bulundurmamız lazım. Depremle ilişkili olarak alacağımız önlemler, mekanik tesisatın çalışmasını etkilememelidir. Bir başka konu, ancak ayakta kalan bir binada, mekanik tesisatın da ayakta kalmasından söz edilebilir. Mekanik tesisatta kullandığımız ekipmanlar ikiye ayrılabilir. Bunlardan bir tanesi hayati önemi olan cihazlar. Bu cihazların deprem sırasında yerlerinde kalması yeterli değildir; depremden sonra çalışmaya devam edebilmeleri de lazım. Diğer grup cihazların ise çalışması değil ama yerlerinden kopmaması ve kimseye zarar vermemesi beklenir. Mesela bununla ilişkili olarak bir pompadan bahsedebiliriz; bir su pompası veya bir Prof Dr. Ahmet Arısoy DE EM egzos fanı gibi cihazlar bu gruba girer. Dolayısı ile cihazlarla ilişkili alacağımız tedbirler bunların fonksiyonları ile de ilişkili olacaktır. Mekanik sistemlerde kullandığımız cihazları ikiye ayırmamız mümkün. Bunlardan birinci grup cihazlar; binaya, döşemeye katı olarak bağlanan cihazlar. Dolayısıyla depremle beraber bu cihazlar da aynı biçimde sallanıyorlar. Deprem kuvveti doğrudan doğruya bu cihazları etkilemektedir. O halde bunlarla ilgili çok büyük problemlerimiz yok; yeter ki bunları bağlamakta kullandığımız elemanları depreme uygun olarak seçelim. Diğerleri ise dinamik cihazlardır. Titreşen, çalışan cihazlardır ve bu titreşen cihazlar döşemeye esnek yaylar ve kauçuk gibi titreşim izolatörü adını verdiğimiz ayaklarla bağlanmaktadırlar. Dolayısı ile bu cihazlar normal çalışmaları sırasında bir titreşim yapmaktadırlar, izolatörler bu titreşimi yapıya geçirmemektedir. O halde yapı sabit, cihaz belirli bir oranda titreşmektedir. Şimdi bu cihazları da ikiye ayırmamız mümkün. Bunlardan bir tanesi kompresör gibi ağır cihazlar. Bunları doğrudan doğruya titreşim izolatörleri ve ayaklarla yapıya oturtabiliriz. Diğergruptaki cihazları ise hafif cihazlar olarak düşünebiliriz. Pompa gibi hafif olan cihazlar için ise bir beton kaide yapıyoruz; başka bir deyişle bir atalet kütlesi yaratıyoruz. Bu atalet kütlesini yapıya yine yaylarla titreşim izola törleri üzerine oturtuyoruz. Titreşim izola törleri üzerine oturan cihazlar titreşmeye normal çalışmaları sırasında devam etmeliler. Deprem söz konusu olduğunda ise farklı derinlikte, farklı bir salınım söz konusudur. Bu salınım sırasında bizim alacağımız önlemler devreye girmelidir. O halde öyle bir önlem almalıyız ki bu cihazları öyle bir biçimde bağlamalıyız ki yapıya, normal çalışma sırasında etkili olmayacak; ama deprem gibi normalin dışındaki birtakım etkilerle sallantı başladığı zaman etkili olarak devreye girecekler. Genellikle bizim kullandığımız cihazlar, tavsiye edilen pasif cihazlardır. Yani herhangi bir kontrolle değil, pasif olarak bu görevi yerine getirebilen cihazlardır. Tesisatımızda bir başka önemli grup borular ve kanallardır. Biz cihazları tek başına kullanmıyoruz; genellikle borular veya kanallarla birbirine bağlıyoruz. O halde borular ve kanalların da depremle ilişkili olarak, yapı ile beraber hareket edecek şekilde bağlanmaları gerekir. Yaptığımız uygulamalarda boruları veya kanalları askılar üzerinde tutuyoruz. Askılar sadece bun ları taşımaya yarıyor, bağlamaya yaramıyor. Depreme karşı bunların yapıya bağlanması gerekir. Sabit olan boru ve kanallarla, titreşmekte olan cihazların birbiri ile bağlantılarını yaparken de flexible yani esnek bağlantılar koymalıyız. Doğal gazla ilgili olarak bu, şartnamede belirtilmiş. Aynı bağlantıyı tesisatta kullandığımız diğer makineler, borular ve kanallar arasında da kullanmamız lazım. Bu esnek bağlantılar deprem kuvvetlerine dayanabilecek özellikte olmalı. Kullandığımız elemanları şu şekilde gözden geçirebiliriz. Birincisi sabit bağlama ile ilişkili. Burada cihazı kaidelere veya döşemeye cıvata ile bağlıyoruz. Bu sabit bağlamada lastik esaslı takozlar kullan mamız gerekiyor. Eğer metal - metal teması olursa, civata ne kadar sıkılırsa sıkılsın, sallantı esnasında civatanın kesilmesi söz konusu oluyor; cihaz kopup gidebiliyor. Diğer grup elemanlar ise titreşim izolatörleridir. Cihazları çelik yaylarla oturtuyoruz döşemeye; ama her hangi bir şekilde bağlamış değiliz; depreme karşı ________________ Yangın ve Güvenlik il Sayı 52 Eylül - Ekim 2000 -------------ı�
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=