Yangın ve Güvenlik Dergisi 53. Sayı (Kasım-Aralık 2000)

Paııel Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ: Sigorta. _ şirketleri hiçbir zaman böyle şartlar getirmiyor. Fiyat çok yüksekse ancak o zaman gidip bakıyorlar. Birçok yangında, müşteri kaybetmemek için, ertesi gün bütün hasarı çek olarak ödediklerini gördüm. Yangının nedenleri asla araştırılmaz. Ben sigorta şirketleri ile ilgili sorunların çözümü için yıllarca uğraştım; bir komisyon kurdum, bir sene boyunca hukukçular ve sigorta şirketlerinin temsilcileriyle "zorunlu sigorta yasa taslağı" üzerinde görüştük. Fakat sigorta şirketleri bu konuda ilerleyemediler. Sadece yabancı sigorta şirketleri bazı önlemleri şart koşuyor. Bahsettiğimiz önlemler sigorta şirketleri lehine olan şeylerdir. Batıda bir çok yangın güvenlik önlemi sigorta şirketlerinin gayretleri ile alınmaktadır. Soru: Benim sorum Fatih Bey'e olacak. 17 Ağustos şokundan sonra değişik birimler olası bir depreme karşı, bir koordinasyon çerçevesinde çeşitli senaryolar ve simülasyon çalışmaları yaptı. Olası bir 7 şiddetli depremde İstanbul'da kaç noktada yangın çıkma ihtimali var. Bu, sanıyorum yaz ve kış ayları için değişik olarak incelenmeli. Bu dağılımı, eğer böyle bir çalışma varsa 20 bar ve 4 bar'lık devre üzerinde açıklar mısınız? İkinci kategori olarak bu dağılım konut ve sanayi için nasıl görünüyor; böyle bir çalışma var mı? Son soru olarak; Marmara Denizi içinden geçen doğal gaz hattının bir depremde ne kadar yangın riski taşıdığını söyleyebilir misiniz? Fatih DÖNMEZ: Risk analizi çalışmasının devam etiğini ifade etmiştim. O çalışma tamamlanmadan sayısal bir değer vermek mümkün değil. Fakat Kandilli Rasathanesi'nin elinde, Dünya Bankası desteğiyle 6 yıl önce yapılmış olan bir çalışma var. Yetkililer bu çalışmanın ABD kaynaklı olduğunu ve İstanbul için detaylandırılan bir çalışma olmadığını belirttiler. Biz herhangi bir fay haltına denk gelmiyorsa ve zeminin yarılma durumu yoksa, depremde polietilen ve çelik hatlarda ciddi bir hasar beklemiyoruz. Bu görüşüm, Marmara Depremi'nde yaşadığımız Avcılar ve Kocaeli tecrübelerinden kaynaklanıyor. BOTAŞ'ın da görüşü aynıdır. Çelik borularımız TSE ve API Amerikan standartlarına göre yapılmış ve ancak 4000 kglcm2'nin üstünde bir çekme kuvveti ile kopabilecek yapıdadır; yüksek basınçları taşıdığımız borulardır bunlar. Polietilen borularda ise esnekliğinden dolayı avantajımız var ve basınç da diğerine göre çok daha az: 4 bar. Boruların ithal ve yerli olanları var ama her ikisi de hem API hem de ISO 9000 standartlarına haiz; ayrıca üretici firmalar uluslararası piyasada da ürünlerini satabilen güçlü firmalardır. Boruların tüm test ve kontrolleri yapılmaktadır. Ama şunu da belirtmek gerekir: Hat, eğer bir fay hattının ya da bir yarılmanın olduğu bir yerde ise burada bir risk söz konusudur. ABD'de bu tür yangınların olduğu söylendi. ABD ve Avrupa'nın bize göre dezavantajı şu: Onlar doğal gazı uzun müddet havagazı şebekesinin içinde kullandılar. Hava gazı şebekesi pik borudan yapılıyor ve daha kırılgan bir Deprem giiveııliği paıreli, çok sayıda katılımcı tarafıdaıı dikkaıle izlendi. ---------------- Yangın ve Güvenlik il Sayı 53 Kasım - Aralık 2000 ----------------

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=