Yangın ve Güvenlik Dergisi 58. Sayı (Eylül-Ekim 2001)

lnterview ra anlatmak çok zor. Türkiye'de hiçbir sigorta şirketinin sistemi kontrol edecek ve ona göre analizini yapıp riskini düşürebilecek standardı yok! "Standart eksikliği sektöre zarar veriyor" Hikmet Akın, sektörün yaşadığı problemlerin bir kısmının sektör içinde çözülebileceğini belirtiyor: "Türkiye'cleki bazı dernekler yurt dışındaki derneklerle temas kuruyorlar, onların uyguladıklarını Türkiye'cle uygulamaya çalışıyorlar. Üzerinde önemle durduğumuz bir konu "standartsızlık". Bu sektöre zarar veriyor. Birsöndürme sisteminin işlevini teyid için sistemi bire bir yangın senaryosuyla test etmek lazım. Ama her yangın kendi başına bir senaryodur. Yani yapacağınız senaryo ile gerçek yangının senaryosu farklı olabilir. Bu nedenle projeveya uygulamanın doğruluğu, standartlara uyulması çok önem kazanıyor. Bizim söndürme sistemi taahhütleriınizcle şu madde yer alır: "Sistem test edilecektir." Sistemi tetikliyorsunuz ama ortamda yangın yok. Sistem çalışıyor ama yangın varken bu sistem yangını söndürebilecek konsantrasyona ulaşacak mı? Oluşturulan standartlar bire bir uygulanmalı ve denetlemelidir. Dursun Şahin simülasyonla ilgili zorlukların çözümünü şöyle açıklıyor: "Bu tip büyük alanlarda simülasyon şansımız fazla yok. Bu nedenle, uluslararası standartlara sadık kalarak en kötü şartlarda minimum gerekleri yerine getirecek bir sistemi dizayn etmeliyiz. Mali bütçesine katlanırsanız, ABD ve Avrupa'da çeşitli kurumlara projenizin teyidini isteyebilirsiniz. O zaman hatalarınız varsa ortaya çıkar, geriye döner, düzeltirsiniz. Şahin proje maliyetiyle kontrol maliyeti arasındaki oranı şöyle açıklıyor: Bu işlem toplam maliyetin yüzde 1 0'u civarındadır. Yakın geçmişte bir firma 140 bin dolarlık projesinin gözden geçirilip, hataları varsa bunların tespit edilmesi ve onaylanması için yaklaşık 900 dolarlık bir meblağ ödemişti. Bunu yapmak tamamen sizin iyi niyete, bilgiye ve biraz da vicdana kalmış bir şey. Deprem ve yangın Ülkemizin deprem kuşağında olması, son zamanlarda deprem yangınlarını da gündeme getirdi. Bu konuda HikmetAkın şunları söylüyor: "Deprem ve yangın çok güncel bir konu. Deprem kış döneminde yaşanırsa ciddi anlamda hem evsel ve endüstriyel yangınlar çok büyük tahribat ve can kaybına yol açacak. Evlerin yapılarının hiçbir şekilde denetlenmediği bir şehirde enkazlar çok daha fazla olacaktır; depremden daha fazla zararı deprem sonrası yangınlardan göreceğiz. Belki enkaz altında sağlıklı kalabilirsiniz ama binada yangın çıkmışsa o anda herşey biter. Bireyler de bu konuda bilinçlenmeli. Örneğin LPG'nin hoıtum bağlantıları gerektiği gibi yapılmalı. Evlerimizde kullandığımız hortumların çoğu uygun değil. Dolum yapan firmalarca tüp üzerine bazı etiketler yapıştırılabilir. Bunun dışında ocak üreten firmaların termik kontrolüne dikkat etmesi lazım; alev söndüğü anda ocağın gazı kesilmelidir. Böyle küçük görülebilecek önlemler bile çok şeyi değiştirebilir. Bu tip emniyet önlemleri sadece kombilerde ve katalitik sobalarda var. Ama katalitik soba da risklidir; çünkü bacası olmayan, egzosunu dışarıya veremeyen ve benimle aynı ortamda oksijeni paylaşan bir alet. Dursun Şahin ise şunları ekledi: "Çok basit olarak bir evde, bir binanın kazan dairesinde ya da sanayi tesisinde gaz algılama sistemi yapılırken kullanılan cihazın "exproof" olması, yangın çıkartmaması lazım. Ama projelerin çoğunda özellikle doğal gaz geldikten sonra konutların kazan dairelerindeki cihazlar exproof değil. Zaten bir risk var; bunu ela yapınca riske kibrit çakıyorsunuz demektir. Firmalar ela bu problemin bir kaynağı: Siz exproof olarak verdiğiniz declektörün karşısında, standart normal bir cledektör buluyorsunuz ve aradaki fiyat farkı karşısında insanlar da onu tercih ediyor. Bu konuda insanlar ticari kaygılarını bir kenara bırakmalı ve diğer insanların güvenliliği riske etmekten vazgeçmeli. Çünkü ülkemizde tüketici bu konuda eğitimsiz. Ama biz, o eğitimsizliğe alet oluyorsak çok ciddi hatalar yapıyoruz elemektir. Ahlaki kuralları biraz daha ön plana almakta fayda var. Ticari kaygılarınız tabi ki olacak ama onu dengeleyip, doğru malzemeyi önerir ve gerekçelerini açıklarsanız tüketici de buna yönlenecektir. "Sektörde bütünlük kurulmalı" Hikmet Akın sektördeki kopuklukların giderilmesi gerektiğini belirttikten sonra şunları söyledi: "Sektör firmaları birbirine daha çok yaklaşmalı. Bu konuda Yangın ve Güvenlik Dergisi önemli bir faktör; siz dergi olarak bir çok kişi, fırına ve kurumla temastasınız. Bizim sektörümüzde gerçekten söz sahibi arkadaşlarla beraber çalışıyorsunuz. Ama yayın danışma kurulunuzun daha aktif olmasını isterdim. Tüketiciyi biryayın kuruluşu olarak bilinçlendirmeniz lazım. Bu dergi, bizim sektörümüzün dışında ela gitmesi gereken yerlere ulaşıyor. Geçtiğimiz yıllarda dergi olarak bir kongre yapmıştınız; gerçekten etkiliydi. Bunun yanında sektör üyeleri olarak organizasyonlara katılmaIıyız; biz TÜYAK'ın bütün faaliyetlerine katılıyoruz. Orada bulunulması gerekir. Yoksa 'ben sektörde çalışıyorum' demenin bir manası yok. Tek başımıza bir şey yapmanın mümkün olmadığını biliyoruz. TÜYAK olarak dönemin cumhurbaşkanına gitmiştik; bunun gibi, vakıf ve sektör temsilcileri olarak ilgili konuları aktif edebilecek noktalara uluşmamız gerekir. Sadece sektör içinde değil devlet-özel sektör-yatırımcı arasında bir iş birliği ve güvenilirlik oluşması lazım; Ancak böylelikle sektör bir yerlere gelebilir. Bizler de daha kaliteli daha uygun şartlarda hizmet sunabiliriz. 0 ------------------ Yangın ve Güvenlik il Sayı 58 Eylül - Ekim 2001 -----------------

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=