bir depremde 21 O yangının meydana geleceği tahmin edilmektedir. Bu sayıya büyük sanayi kuruluşlarında meydana gelecek yangın sayısı dahil edilmemiştir. Tahminimiz, eğer İstanbul'da büyük bir deprem meydana gelirse, gecekondu mahallelerinde yıkılan bina ve ölen insan sayısı fazla olacak, sanayi ve ticaret merkezi olan kısımda ve ahşap binaların olduğu bölümlerde esas zararlar yangın nedeniyle meydana gelecektir. Su Durumu: Avrupa ülkelerinde yaklaşık cadde ve sokaklara 75 ile 200 metre aralıklarla hidrant (yangın musluğu) yerleştirilmiştir ve yangın suyu bu hidrantlardan alınmaktadır. İstanbul'da yeni su boruları döşenen bölgelerde de yaklaşık 150 metre aralıklarla hidrantyerleştirilmektedir. Bölgede, su varsa, hidrantlardan yararlanılmaktadır. Cumhuriyet'in başlangıcından bugüne İstanbul'da yangına ilk gidişte tankerle su götürülmektedir. İstanbul' da büyük bir deprem meydana geldiğinde, tahminimize göre; gecekondu mahallelerinde yıkılan bina ve ölen insan sayısı /azla olacak, sanayi ve ticaret merkezi olan kısımda ve ahşap binaların olduğu bölümlerde esas zararlar yangın nedeniyle meydana gelecektir. Avrupa ülkelerinde başlangıç yangınına iki araçta yaklaşık 5 ton su götürülürken, bizde iki araçta yaklaşık onbeş ton su taşınmaktadır. Olay yerine ulaşan ekip taşınan su ile ilk müdahalesini yaparken aynı zamanda denizden, dereden, sarnıçlardan veya özel depolardan su temini yoluna gitmektedir. Boğazın Riski: İstanbul'un denizle olan çok geniş ilişkisi nedeniyle "Denizden Yangın Önleme" üzerinde ciddi olarak durulması gereken önemli bir konudur. Özellikle akıntılı ve önemli bir geçit yeri olan Boğaziçi, ucu kapalı bir durumda bulunan Haliç, gemilerin toplandığı Haramidere açıkları ve Haydarpaşa liman bölgesi gibi deniz trafiği açısından yoğunluk gösteren ve yangın olasılığı yüksek olan bölgeler bulunmaktadır. Tarihi gelişme içinde denizde meydana gelmiş, önemli can ve mal kayıplarına neden olan deniz kökenli yangınlar bu durumu açık bir şekilde kanıtlamaktadır. Nitekim, Boğaziçi'nde meydana gelen bazı yangınların çıktığı noktada kalmadığı, akıntılar sebebi ile yayıldığı da görülmüştür. Boğazlar ve Marmara Denizi'nden geçen gemiler, a) Kimyasal ve biyolojik madde taşıyan gemiler, b) Yanıcı, parlayıcı, patlayıcı madde taşıyan gemi ler, c) Akaryakıt ve LPG taşıyan gemiler, d) Radyoaktif ve sanayi artığı taşıyan gemiler, e) Askeri ve askeri amaçlı gemiler, şeklinde sıralanabilir. Çıkması muhtemel bir yangın veya çarpışan iki geminin getireceği sorunların nasıl çözümleneceği konuları ise düşündürücüdür. Boğazdan geçişler için yeni tüzük hazırlanmasına rağmen, risk tamamen ortadan kalkmaz. Marmara Denizinin bir iç deniz olarak uluslararası seyir yapan gemilerin bu iç denizden geçerken özellikle İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında yarattığı tehlikeler yanında, Kocaeli sanayi bölgesindeki petroYangın ve Güvenlik m Sayı 62 Nisan 2002 kimya tesisleri, dolum tesisleri ve rafineri ile Haramidere petrol dolum tesisleri gibi kıyı sahil şeridi ve sanayi tesislerinin bulunduğu yerler de önemli risk bölgeleridir. Ayrıca sahillerde bulunan yakıt depoları ve yalılar da yangınlara hassas noktalardır. Boğazla ilgili alınacak önlemleri üç grupta toplamak mümkündür. Bunlar; 1. Boğazdan geçişlerin kontrol altına alınması ve sınırlama getirilmesi ile ilgili önlemler, 2. Söndürme ve kurtarma faaliyetlerine ilişkin önlemler, 3. Boğazdaki kirlenmelere karşı ve temizlenmesine ilişkin önlemlerdir. 4. Yangın Güvenliğinin Esasları ve Eğitim Bir şehrin yangın güvenliğinin sağlanması ve yangın riskinin azaltılabilmesi için dört ana konunun ele alınması gerekir. Bunlar; 1 . Yapılarda alınan önlemler 2. Halkın eğitimi, 3. Şehrin alt yapısı (yol, su, trafik), 4. İtfaiyenin eğitimi ve teknik gücüdür. Bu hususların birbirine paralel olarak gelişmesi gerekir. Herhangi birisi ne kadar iyi olursa olsun tek başına yeterli olmaz. Ülkemizde, yakın geçmişe kadar, yangın denildiğinde hep itfaiye ve itfaiye denildiğinde söndürme akla gelmiştir. İtfaiye dışında söndürme ve eğitim hep ikinci planda tutulmuştur. Bilinmesi gereken diğer bir önemli nokta da, halkın eğitilmesi veyangın güvenlik önlemlerinin aldırılmasıdır. Bunlar uzun süre gerektirdiğinden öncelikli olarak ele alınmalıdır. Bir belediyenin parası varsa çok kısa sürede, fevkalade iyi araçlar alınabilir, ama önlemler hemen aldırılamaz ve eğitim hemen yaptırılamaz. İtfaiye dışındaki eğitimler, üç aşamada yapılmalıdır. Birincisi halkın eğitimi, ikincisi ilk müdahale edecek personelin (bekçiler, kapıcılar, güvenlik personeli, gönüllü itfaiyeciler vs) eğitimi, üçüncüsü ise planlayıcı ve programlayıcıların (mimar, mühendis, işletmeci vb) eğitimidir. Kuşkusuz en önemlisi, halk eğitimidir ve okullardan başlanılarak yangını haber verme şekilleri, önleme şekilleri ve basit müdahale şekilleri öğretilmelidir. İstanbul'da konutlarda meydana gelen yangınlarda ölenlerin o/o 70'i on iki yaşın altındaki çocuklardır. Evde yalnız
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=