Yangın ve Güvenlik Dergisi 62. Sayı (Nisan 2002)

Agenda BANKALARIN GÜVENLİĞİ TARTIŞILIYOR Mart ayında yaşanan banka soygunları güvenlik konusunu yeniden gündeme getirdi. Kamuoyunda, banka güvenlik görevlisinin 2 soyguncuyu vurarak öldürmesiyle ilgili olarak birbirine zıtfikirler ortaya atıldı. 6 ve 13 Mart günleri İstanbul'da yaşanan banka soygunu olayları bankaların güvenliğini tartışma konusu haline getirdi. Özellikle Finansbank Kazasker Şubesi'ni soymaya kalkan 2 kişiyi vurarak öldüren güvenlik görevlisi Engin Bozkurt'un tutuklanarak hapse gönderilmesi "özel güvenlik görevlileri"nin konumunu tartışmalı hale getirdi. Avrupa Özel Güvenlik İşbirliği Kuruluşu Eurosecurity'in kurucu Üyesi Mahmut Aydın İHA'ya yaptığı açıklamada "Engin Bozkurt ceza alırsa bundan sonra koruma görevlilerinin motivasyonunu sağlamak güçleşir" dedi ve şu görüşlerini dile getirdi: "Şu anki yorumlardan ziyade, yargı sonucu daha önemli. Güvenlik görevlisi görevini şartlara göre yerine getirmiştir. Güvenlik görevlisinin bulunma nedeni ilgili kuruluşun şok gelişmelere karşı korunmasıdır. Eğer Engin Bozkurt ceza alırsa bundan sonra koruma görevlilerinin motivasyonunu sağlamak güçleşir." Güvenlik görevlilerinin eğitimlerinin ağırlıklı olarak devlet tarafından belirli standartlara uygun şekilde verildiğini anlatan Aydın, "Eğitim, polis okullarında emniyet görevlileri tarafından veriliyor. Özel güvenlik görevlileri ayrıca bir eğitimden geçebiliyor. Burada eğitimden geçen kişinin durumu kadar bankaların, korunacak kişilerin kurumların riskleri incelenip bir risk haritası çıkarılıyor. Risk haritalarında her zaman farklılıklar vardır. Bir bankanın risk durumu ile diğerininki bir olmayabilir. Bu nedenle acil durum prosedürleri hazırlanmaktadır. Bu noktada güvenlik danışmanlığı devreye giriyor. Ancak Türkiye'de güvenlik danışmanlığı kavramı yoktur" dedi. Karşıt görüşler Kamuoyunda konuyla ilgili olarak zıt fikirler ortaya sürüldü. Engin Bozkurt'u haklı görenler olayın "meşru müdafaa" olduğunu iddia ettiler. Emniyet ve bazı hukukçular güvenlik görevlisi Bozkurt'a destek verdi. Ankara Emniyet Müdürü Hasan Yücesan, "Banka güvenlik görevlisi ne zaman işe yarayacaktı? Banka işte böyle korunur" dedi. İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir, güvenlik görevlisi Bozkurt için, "Görevini yaptı. Güvenlik görevlileri ile polis eşittir. Gidip alnından öpeceğim" şeklinde görüş bildirdi. Bozkurt'un tutuklanmasının ana nedeni ise; "soyguncuları etkisiz hale getirme ihtimali varken, direk öldürücü darbelere yönelmesi" olarak değerlendirildi. "Kastı aşma" var mı? Bazı hukukçulara göre ise üçüncü kurşundan sonrayere yığılan Suat Durmuş'a sıkılan dördüncü kurşun gereksizdi ve burada "kastı aşma" durumu söz konusuydu. Bu fikri savunanlar; insan canının paradan kıymetli olmadığını, güvenlik görevlisinin soyguncuyu kaçarken vurmasının hukuka aykırı olduğunu iddia ediyorlar. İnsan faktörüne dayalı güvenliğin yanı sıra bankalardaki elektronik güvenlik konusu da gündemin ana konularından biri oldu. Güvenlik açısından yüksek risk sınıfında bulunan bankalarda güvenlik sistemlerinin 24 saat hazır olması caydırıcılık açısından çok önemli. Özellikle son olaylardan sonra alarm algılama ve haber alma merkezlerinin önemi daha fazla anlaşıldı. Orya) Önver: Suçlulara prim verilmemeli Olayla ilgili görüşlerini aldığımız GÜSOD (Güvenlik Sistemleri ve Organizasyon Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Orya! Ünver düşüncelerini şu şekilde aktardı: "Tartışma konusu olan güvenlik elemanı; 2495 Sayılı kanun çerçevesinde görev yapan ve bu görevi sırasında bir olayın vukuunda 2559 numaralı Polis Selahiyeti Kanunu'na göre, polis olay yerine intikal edene kadar "polis yetkisiyle" donatılmış bir görevli. 2495 sayılı kanuna göre alınış olduğu silahını da 6136 numaralı Ateşli Silahlar Kanunu'na göre kullanabilecek bir kişi. Öncelikle bu yetki ve kanunların haricinde, olayın gelişim şekli nefs-i müdafayı ortaya çıkarmıştır. Çünkü ilk hedef olarak güvenlik görevlisi görülmüş ancak silah ateş almamıştır. Silahın diğer gücünden faydalanarak güvenlik görevlisinin Yangın ve Güvenlik m Sayı 62 Nisan 2002 Banka Güvenliği burnu kırılmıştır ve görevli geçici süre saf dışı bırakılmıştır. Bu süre içinde banka kasasındaki para alınmış, kaçma aşamasında "dur" ihtarını dinlemeyen soygunculara ateş açılmış ve üzücü ölüm olayı ortaya çıkmıştır. Birdarp olayı ile karşı karşıya kalan ve nefs-i müdafa hakkı ortaya çıkan güvenlik elemanının şok içindeyken suçlamalara neden olan faktörleri düşünmesi imkan dahilinde değildir. Burada toplumda başlayan tartışmanın, potansiyel suçlulara prim sağlayacak ve yol açacak seviyeye gelmemesini dilerim. Ayrıca aynı gün içinde gerçekleştirilen her iki soygunun da saatlerinin bu kadar yakın olması da düşündürücüdür. Aralarında bağlantı olup olmadığı araştırılmalıdır. Bunların yanında, elektronik güvenlik tedbirleri konusunda, bankalar gibi para ile ilişkili olan benzeri kuruluşlarda eksiklik olduğunu düşünüyorum.Vazgeçilmez olan iki güvenlik tedbiri var: Biri kamera sistemi, diğeri de güvenlikli kapı girişleri. Yani bankaya girenler iki kapı arasında kalacaklar, bu aradaki dedektörler ile silah taraması yapılacak. Birinci kapı kapanmadan ikinci kapı açılmayacak, çıkarken de aynı şekilde ikinci kapı kapanmadan birinci dış kapı açılmayacak. Böylece bir soygun teşebbüsü olduğunda bankanın her hangi bir yerinde soygunu gerçekleştiren kişi otomatik olarak iki kapı arasında tecrit olacak. Bu da ölüm ve yaralanma riskini minimuma indirecektir. Ve bu teknoloji de ülkemizde vardır." 0

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=