� Banka Güvenliği GÜSOD Yönetim Kurulu Başkanı Orya! Ünver: ''Devlet, güvenlik yükünü özel sektörle daha fazla paylaşmalıdır'' "The state shou/d share its security burden with the private sector much further" İstanbul'da yaşanan banka soygunları özel güvenlik konusunu kamuoyu gündemine taşıdı. Biz de, özel güvenlik ve özel güvenlik faaliyetlerini düzenleyen 249 5 Sayılı Yasa' daki değişikliklerle ilgili görüşlerini almak üzere GÜSOD-Güvenlik Sistemleri ve Gözetim Organizasyon Derneği Başkanı Orya! Ünver'e başvurduk. Yayın Yönetmenimiz Hakan Töre'nin Orya! Ünver'le yaptığı söyleşiyi bilgilerinize sunuyoruz. Hakan Töre: 6 ve 13 Mart günlerinde yaşanan banka soygunu girişimlerinden sonra "özel güvenlik kavramı'' yeniden tartışma konusu oldu. Soyguncunun ölümüne neden olan özelgüvenlikgörevlisi hakkında kamuoyunda birbirine zıt fikirler ortaya atıldı. Son gelişme ise güvenlik görevlisinin tutuklanmasıydı. Güvenlik konusu ve son banka soygunları ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? Oryal Ünver: Anarşi ve terörün tırmandığı dönemlerde kamu-özel kurum ve kuruluşlar ile bankaların tamamının korunması devletin silahlı kuwetleri tarafından yapılmaktaydı. Ancak uygulamadaki bazı olumsuzluklar nedeniyle, buralardan mavi berelilerin çekilmesi ve özel yetki verilmiş güvenlik personeli tarafından korunmalarının sağlanması ihtiyacı hasıl olmuştur. O tarihlerde polis adedi ve teçhizatı yetersizdi, ayrıca mevcut emniyet personeli tamamen terörle mücadeleye angaje olmuştu. Bu nedenle, bahse konu olan yerlerin güvenliklerinin sağlanması için 1981 yılında "2495 Sayılı Bazı Kurum, Kuruluş ve Kişilerin Korunması ile Özel Güvenlik Teşkilatlarının Kurulması Hakkında Kanun" çıkarılarak yürürlüğe konmuştur. Bu uygulama neticesinde anarşi ile yapılan mücadelenin başarısına paralel olarak banka soygunlarında da belirgin bir azalmanın sağlandığı müşahade edilmiştir. Yasa gereğince görevlendirilen güvenlik görevlisinin silah taşıma ve hangi şartlar oluştuğu zaman silahını nasıl kullanacağı yine ilgili yasalarda tarif edilmiştir. Son yaşanan olaylara gelince... Güvenlik görevlisi 2495 Sayılı Yasa'nın 30'uncu maddesi uyarınca silahını kullanmıştır. Saldırıya uğramış, darbe almış, burnu kırılmıştır. Kendine geldiği zaman ise soyguncuların paralarla birlikte kaçtığını görmüştür. Böyle bir şok anında hareket etmek zorunda olan güvenlik görevlisinin ateş etmesiyle ilgili eleştiriler yanlıştır. Nitekim görevlinin tutuklanmasından iki gün sonra yaşanan başka bir soygunda güvenlikçiler pasif kalmış ve önceki olayların etkisiyle görevlerini tam olarak yerine getirememişlerdir. Yapılan tartışmalar suçlulara prim verecek bir ortam yaratılmasına zemin hazırlamamalıdır. Yangın ve Güvenlik m Sayı 62 Nisan 2002 Hakan Töre: Banka güvenliği konusunda üç ana faktör var: Emniyet, fiziki güvenlik ve elektronik güvenlik. İdeal bir güvenlik düzeyine ulaşmak için bu üç faktör nasıl koordine edilmelidir? Orya) Ünver: Emniyet görevlisi yani güvenlik personeli, fiziki tedbirler ve elektronik güvenlik... Bunların hiç birisinden vazgeçe-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=