mezsiniz. Öncelikle risk değerlendirmenizin ışığında azami güvenliği sağlayacak şekilde üçlü bir kombinasyonu mutlaka kullanacaksınız. Burada bütçeniz de önemli bir faktör. Ama şu çok önemli: Ucuz güvenlik olmaz! Kararlar biraz uzun vadeli olarak düşünülmelidir. Yapılacak yatırımın kısa dönemde demode olmaması, fonksiyonerliğini azami şekilde sürdürebilmesi ve maliyet etkinlik analizlerinin sağlıklı yapılması gerekmektedir. Hakan Töre: İnsan faktörüne dayanan özel güvenlik sektörünün ülkemizdeki yeri ve geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz? Oryal Ünver: Özel güvenlik sektörü 90'Iı yılların başında doğdu ve 10 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede İstanbul metropolü ağırlıklı olmak üzere büyük kentlerimizde bir hayli yaygınlaştı. Ulaşılan rakam bugün için yetersiz ancak son günlerde, önceden sadece büyük alışveriş merkezlerinde karşılaştığımız özel güvenlik personeli görevlendirmeleri artık mağazalar seviyesinde, site gibi büyük yerleşim yerleri yanısıra müstakil apartman düzeyine indi. Güvenlik ihtiyacı -okullardan servislere- aklımıza gelen her alanda arttı, daha da artarak devam edecektir. Bu durum Amerika ve Avrupa ülkelerinde de görülüyor. 11 Eylül olayları çok çabuk hafızalardan silindi; şüphesiz bunun altında terörle mücadele yöntemlerinin etkisi de var; zira insanları sürekli terör ve anarşi olgusuyla yaşatırsanız farkında olmadan terörün istediği şartları oluşturursunuz. O bakımdan bu konuların çok fazla gündemde tutulmaları da sakıncalıdır. Güvenlik sektörünün geleceği açıktır. Yeni ve geniş bir alanda henüz emekleme safhasını yeni aşmış sağlıklı bir gelişme için yasal düzenlemelere ihtiyaç duyan bir durumdadır. Hakan Töre: 2495 sayılı yasa uzun bir süreden beri mecliste bekliyor. Konuyla ilgili son gelişmeleri �izden alabilir miyiz? 4 Nisan 2000 tarihinde komisyondan geçerek meclis gündemine sunulan yasa değişikliği Şubat 2001 'de gündemin yedinci sırasına kadar çıkmıştı. Ama ekonomik kriz gündemi değiştirdi. Şu andayasa 39'uncu sırada ve meclis tati,le girmeden çıkacağını tahmin ediyorur,. Orya! Ünver: Yasa değişikliği 4 Nisan 2000 tarihinde komisyondan geçerek meclise gündemine sunuldu. Şubat 2001 'de meclis gündeminin yedinci sırasına kadar çıktı. Maalesef yaşanan ekonomik kriz yasa değişikliğini meclis gündeminden düşürdü. Şu anda yasa, gündemin 39'uncu sırasında. Meclisteki tüm partilerin grup başkan vekilleri değişikliklerin bir an önce çıkması gerektiğini ve bunun da meclis tatile girmeden çıkacağını belirtiyorlar. Hakan Töre: Yasa çıktığı zaman ülkemizde özel güvenlik konusu ile ilgili yaşanan karmaşa son bulacak mı? Yasanın artıları eksileri nelerdir? Oryal Ünver: Devletin bu konudaki yaklaşımı son derece gerçekçidir. Güvenliğin bir kısmının özel sektöre devredilmesi ihtiyacını seneler önce 70'li yılların sonlarında saptamış ve bu konudaki eksikliği 2495 sayılı yasayı 1981 yılında çıkararak -o yıllar için- büyük ölçüde gidermiştir. Bugün için yapılması gereken, günün şartlarına uygun düzenlemeleri yasallaştırarak güvenlik yükünü özel şirketler ile daha fazla paylaşmaktır. Bu yaklaşımı tüm modern ülkelerde görmekteyiz. Kamu kuruluşlarımız özel sektöre nazaran henüz yeni yeni özel güvenlik yaklaşımı içerisine girmeye başladılar. Bugün, Avrupa Birliği üyesi ülkeleri içinde, özel şirketlerle güvenlik sağlayan kamu kuruluşlarının oranı yüzde 67'ye yaklaşan ülkeler var. AB ile aynı Yangın ve Güvenlik m Sayı 62 Nisan 2002 � Banka Güvenliği kulvarda koşmak isteyen ülkemizin de "özel sektörle güvenlik" konusuna farklı bakamayacağını düşünüyoruz. Hakan Töre: Yasadaki düzenlemeler, özel güvenlik elemanları ve firmaları ile ilgili neleri değiştirecek? Firma faaliyetleri konusunda bir çerçeve çiziliyor mu? Oryal Ünver: Yasa değişikliği yürürlüğe girdiği zaman sektörün en büyük eksikliği olan eğitim ve denetim konusu etkin bir şekilde kontrol altına alınacak. Özel güvenlik firmaları ile ilgili bir yasal düzenleme getirilecek; güvenlik firması artık sadece güvenlik konusu ile uğraşacak. Bugünkü uygulamayla temizlik, bakım, yemek v.b. faaliyetleri sürdüren firmalar güvenlik hizmeti de vermekte bir sakınca görmüyorlar, hatta hepsi bir arada olursa daha kolay ve ekonomik olacağı şeklinde düşünülüyor. Güvenlik ayrı bir uzmanlık konusudur, yoğun bir eğitim ve kontrol gerektirir, asla taviz ve ihmal kabul etmez. Firmalara getirilen düzenlemelerin yanı sıra yasadaki diğer önemli bir konu da güvenlik sektöründe çalışacak elemanlar için getirilen kriterler. Bu kriterler elemanların öncelikle bilgi seviyelerinin arttırılmasıdır. Burada Avrupa ölçeklerinde bir bilgi düzeyi hedeflenmiştir. Belli bir eğitimi aldıktan sonra bunun sertifikalandırılması ve sadece başarılı olanların sektöre kabulü söz konusu olacaktır. Eğitimin hemen arkasından denetim gelmektedir. Denetim profesyonelce etkili ve sürekli bir şekilde sağlanacak. Böylece sektördeki en büyük eksiklik giderilmiş olacaktır. Yasadaki bazı düzenlemeler güvenlik elemanlarının özlük haklarıyla ilgili iyileşmeler de sağlayacak. Hakan Töre: Yasa değişikliği, yetki alanlarının genişletilmesiyle ilgili değişiklikler içeriyor mu? Ülkemizde, güvenlik elamanlarına "yetkinin doğru kullanılması" konusunda yeterli eğitim veriliyor mu? Oryal Ünver: Öncelikle, yasa değişikliği özel güvenlik elemanlarına yeni yetkiler getirmiyor. 2495 sayılı yasada tanınan yetkiler ne ise aynen devam ediyor. Dolayısı ile değişikliklerle her hangi bir sakıncalı durumun meydana gelmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Güvenlik elemanının "yetkiyi kötüye kullanması" ise tamamen bireysel düzeyde
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=