Yangın ve Güvenlik Dergisi 63. Sayı (Mayıs 2002)

Agenda vasyonlara sahip olan, marjinal toplumsal grupların Tokyo metrosundaki sarin gazı ile intiharları, gene ABD'de bir tarikatın üyelerinin neden oldukları toplu ölümlerdir. Ülkemizde de benzeri eylemlerin gerçekleştirilemeyeceği garantisi verilemez. Bu tür eylemlere karşı; özel güvenlik ve koruma görevlilerinin daha bilinçli, bilgili ve dikkatli görev yürütmeleri, insan topluluklarının yoğun olduğu metro, alışveriş, eğlence ve spor tesisleri ile diğer sistemlerin planlarının incelenerek tehdide karşı hassas noktaların tespiti ve tahliye durumlarında izlenecek yolların belirlenmesi ve gerekli müdahale teçhizatının tamamlanması (gaz maskesi, vb) ve eğitimlerin tamamlanması zorunluluk göstermektedir. C. KRİZ YÖNETİM MERKEZİ Baştan itibaren aktarmaya çalıştığımız hangi olay olursa olsun, güvenlik ve koruma hizmetlerinin sağlıklı yürütülebilmesi için, bu alanda yetki ve sorumluluk taşıyan tüm kuruluşların etkin koordinasyonuna, seri operasyonel faaliyetlere dönüşebilecek bilgi, teçhizat ve görevler düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Klasik patlayıcı ve ateşli silahlarla gerçekleştirilen terörist eylemler, mala karşı işlenen küçük suçlar, toplumun güven duygusunu zedeleyici kişilere yönelik suçlar, kimyasal maddelerle yapılabilecek sabotajlar, yangın vb. afetler, bilgisayar donanımlarına yönelik sabotajlar gibi büyük zararları olabilecek durumlara karşı, farklı alanların uzmanlarından oluşmuş çalışma gruplarının altyapı çalışmaları yapmaları esastır. Yapılan bütün bu çalışmaların, bilgi gizliliği ve hiyerarşisine uyularak, yetkili ve sorumlu personele hizmet içi eğitimler, bilgilendirme toplantıları ve talimatlarla kazandırılması, bilahare uygulamaların denetlenmesi gerekmektedir. Bu bölümde kriz yönetim merkezine ait tüm ayrıntılar üzerinde durulmayacaktır. Ancak uygulamalara esas olabilecek temel noktalara temas edilecek, takip edecek çalışmalar için farklı değerlendirilmesi gereken hususlara değini lecektir. Kriz yönetim merkezi kavramı, herhangi bir felaket veya spesifik operasyonel çalışmada, söz konusu olayın bütün sonuçlarını hesaba katarak, en hızlı, güvenli ve sonuç alıcı şekilde müdahalede bulunulmasını, sonuçlarının kişiler ve toplum düzeyindeki etkilerinin değerlendirilmesini içermektedir. Kurulma aşamasından faaliyet aşamasına ve takibine ilişkin faaliyetlere kadar çok disiplinli bir mahiyettedir. Yani farklı alanlardan konuyla ilgili tüm uzmanların operasyonel biçimde yapılandırılmasını içerir. Bilimsel çalışmalara, teknik kapasite ve müdahale becerilerine önem verir. İ lgili kuruluşları kapsayan güvenlik koordinasyon toplantıları bu yolda önemli bir adımdır. Ancak, bunları takiben doğabilecek muhtemel tehditlere karşı operasyonel merkezlerin kurulması bir zorunluluktur. Bu merkezler de aşağıdakileri içermelidir: 1. Yasal yetkiyle donatılmış ve teknik açıdan yeterli bir kriz yönetim merkezi başkanı ve kurmay heyeti bulunmalıdır. 2. Merkez bütün kuruluşlara ait, mimari planları, elektrik, su, hava gazı şebekeleri ile risk analizleri, müdahale yeterlilikleri, kriz anında irtibat imkanları, sorumlu ve yetkili personel irtibatları, tahliye planlarına mümkünse bilgisayar ortamında sahip olmalıdır. 3. Merkez bünyesinde farklı fiziksel, toplumsal tahribat yapabilecek ve yapmakta olan olaylara karşı eğitimli operasyon birimleri mevcutolmalı, bu birim marifetiyle sürekli eğitimler düzenlenmelidir. 4. Kriz anında en gerekli ihtiyaç bilgi olduğundan, telefon imkanlarının yanında, telsiz, intranet sistemleri ve gizliliğe ilişkin donanım ve eğitimleri mevcut olmalıdır. 5. Merkezin çok disiplinli yapısı içerisinde, psikoloji, toplumsal psikoloji, insan kaynaklarını geliştirme uzmanı, iletişim mühendisi, sistem mühendisi gibi uzmanların bulundurulması zaruridir. 6. Başta ifade edilen olay türlerine göre, özellikle yetiştirilmiş acil müdahale ekipleri ve operasyon planları hazırlanmalıdır. Yangın ve Güvenlik m Sayı 63 Mayıs 2002 7. Koordinasyon kavramı, en üst düzeyde bir kurum içi yönetimi olduğu kadar, alanıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla irtibatlı, gerektiğinde ortak operasyonel çalışmalar yapabilecek şekilde yapılanmayı gerektirmektedir. Avrupa Birliği üye ülkelerinde geniş tabanlı partnerlik sistemi geliştirilmiştir. ABD'de ise, doğrudan müdahaleye yönelik operasyonel kriz merkezleri geliştirilmiş durumdadır. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerimizde, gerek toplumsal etkileri olan gerekse nokta veya alanı hedef alan saldırı ve sabotajlara karşı her iki yaklaşım ve eğitimlerin de yarar sağlayacağı açıktır. İçinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli işletme ve yönetim sorunlarından birisinin de koordinasyon olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle yetki kargaşası yaşanan ülkemizde bu problemin çözümü daha büyükönem taşımaktadır. 8. Türkiye Elektrik Kurumu, yerel emniyet birimleri ve diğer hizmet birimleri ile hem yönetim, hem de operasyonel düzeyde yakın ilişki ve çalışmalarda bulunmanın faydaları vardır. Coğrafik bilgi sistemi yöntemlerini kullanarak, şehir teknik ve sosyal haritasının çıkarılarak, gerek ani müdahale gerekse uzun vadeli güvenlik stratejilerinin uygulanmasında değerlendirmeye esas teşkil etmesi gereği açıktır. Bu işbirliği, kurumların ellerinde bulundurdukları teknik uzmanlık bilgilerinin toplum yararına daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacaktır. 9. Üst paragrafta belirtilen amacın gerçekleştirilmesi doğrultusunda, polis, TEK, hastaneler gibi kurum ve kuruluşlar içerisinde irtibat görevlerini gerçekleştirecek personele ve ani kriz durumlarında acil ve özel güvenlik telefon numaralarına ihtiyaç bulunmaktadır. Sonuç olarak diyebiliriz ki, terörün top yekün bir toplumu hedef alması, tehlike ve problemlerin toplumun tüm kesimlerini etkilemesi, doğacak zararların çok boyutluluğu ile yetkili ve sorumlu kurum ve kuruluşların ayrı yönetim otoritelerine ve farklı çalışma tarzlarına sahip olmaları etkin bir koordinasyonu gerekli kılmaktadır. 0 1 M. Aubin, Prof. Dr., Revue Administrative 1991, Paris 2 Sebastian Roche, La Societe Hospitalisee, 1993 s: 7-8

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=