Article kanalı bulunan bir 'U' tip dirsek çözüme yardımcı olacaktır. Sıcak hava nemi soğuk havadan daha iyi tuttuğu için, Stratos HSSD detektörlerinin yakınına mekandan alınan hava örneğini yeniden ısıtacak bildiğimiz hava ısıtma üniteleri yerleştirildi. Böylece duman detektörleri güvenilir bir şekilde çalışmaya devam etmekte, su da detektörleri güvenilir bir koruma sağlamaktan alıkoyamamaktadır. Günlük verilen hizmetler açısından da giriş çıkışa bu durum daha uygundur. Yüksek tavanlar Bazen bir binadaki havanın içeriği sorun yaratabiliyorken, başka ortamlarda da binanın kendisi sorunlar yaratabilmektedir. Alışveriş merkezlerinde bina tasarımı yapılırken genellikle dükkanlardoğal bir ışık kaynağı ve ilgi çekici bir odak yaratacak merkezi bir avlunun çevresinde bulunması tercih edilir. Ancak bu tasarımlar alışveriş merkezini ve gelen ziyaretçileri yangından korumak açısından büyük zorluklar da doğurmuş olurlar. Kapalı alışveriş merkezlerinde ve benzeri çok katlı binalarda, dükkan ve kate gibi yerlerden avluya duman ve yanıcı ürünlerin girme olasılığı yüksektir. Newcastle'daki Metro merkezi ve Watford'daki Harlequin Centre gibi aışveriş merkezleri, binalara Stratos detektörleri yerleştirmiş ve alanı korumada doğru adımlar atmışlardır. Bu tip mekanlarda dumanın güvenilir şekilde tespit edilmesinin zor olmasının iki ana nedeni vardır. Mekanın estetik görüntüsünü bozmadan duman tespit sistemlerini yerleştirmek için genellikle sınırlı sayıda nokta bulunur. Diğer neden de dumanın detektör yüksekliğine ulaşamamasıdır. Bu tür nedenler aşağıda daha ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Katmanlaşma Yüksek ve geniş bir mekana duman tespit sistemi yerleştirilirken dumanın katmanlaşması gözönünde bulundurulması gereken en önemli konudur. Duman yükselir çünkü normal havadan daha sıcaktır. Havanın ısısına eşitlenip soğumaya başladığında dumanın yükselmesi durur ve yatay olarak yayılmaya başlar. Katmanlaşmanın oluşacağı yükseklik, öncelikle yangının çıktığı yerle detektörlerin yerleştirildiği yer arasındaki ısı farklılığına bağlıdır. Sıcak biryaz gününde, çatısı camla kaplı bir alışveriş merkezi avlusundaki en üst kattaki ısı şaşırtıcı derecede yüksek olabilir ve sonucunda katmanlaşma nispeten daha alçakta olacaktır. Gece vakti veya hava soğuk olduğunda mekandaki dumanın katmanlaşma seviyesi ise ya daha yüksek olabilir veya muhtemelen hiç katmanlaşma yaşanmayacaktır. Sabit ya da müdahele edilerek çalıştırılan havalandırma da etkili olacaktır. Mekan içinde farklı yüksekliklerden hava örneği alabilen bir sistem bu yüzden daha avantajlıdır. Bu sorunu çözebilmek için katmanlaşma yüksekliklerini önceden tahmin etmek mümkündür ve örnek alınan noktalar genellikle mekan içinde farklı yükseklikteki noktalara yerleştirilebilir. Böylece her katmanlaşma seviyesinde duman tespiti yapılabilecektir. Tespit yöntemleri Eskiden bu tip geniş mekanlardaki avluları yangından korumak için dumanı tespit edecek kızıl ötesi ışınlar yerleştirilirdi ama bugün Chubb Fire şirketinde Proje Müdürü olan Terry Basleigh'in de dediği gibi bu sistemler artık daha az popüler. "Kızıl ötesi ışın kullanan sistemler farklı katmanlaşma yüksekliklerinde işlerlik gösterebilmeleri açısından, nadiren ideal yükseklikte oldukları konusunda giderek güçlenen bir genel görüş var. Bakım için bu detektörlere ulaşmak da sorun olabiliyor. Eğer bina halka açık bir binaysa, bakım sorunu daha da karmaşıklaşıyor çünkü bakım belli bazı zaman aralıklarında yapılabiliyor. Bu da detektörü kullanan müşteriye fazladan masraf çıkartıyor. Diğer bir sorun da kızıl ötesi ışın kullanan detektörlerin sabit bağlantı noktalarında bulunmasıdır. Modern çelik binalargüneşin ısıtması ve rüzgarın basıncıyla eğilip kasılabilirler. Binadaki bu hareketlilik ışınların hizasını bozar. Aynı şekilde, bu binalarda genellikle 'siyah ısı' radyatörleri ısıtma için kullanılır ve yüksek yerlere yerleştirilir. Bu da ışın detektörlerinin istenmeyen alarmlar vermesine neden olabilir." Korudukları mekanda stratejik olarak yerleştirilmiş örnek alma borularından oluşan bir sistem yoluyla hava örnekleri alarak çalışan aspiratörlü detektörler 2000 m2'ye kadar geniş alanları koruyabildikleri ve bakım için uygun yerlere yerleştirildiklerinden yukarda bahsedilen türde sorunlar yaratmazlar. Bu tip detektörler daha az sorunlu mekanlarda kullanılan diğer duman tespit cihazlarıyla genellikle bir ağ gibi birlikte çalışırlar. Bu yüzden de mevcut sistemin yerine geçmek yerine mevcut sisteme eklenerek çalışırlar. 'Alışılagelmiş' nokta tipli detektörler de düşük ris�li alanları etkin şekilde koruyabilir, alışveriş merkezleri ve bu merkezlerde bulunan mağazaların içinde daha küçük alanları korumak için daha uygundurlar. Uygulanan standartlara, düzenlemelere ve tüzüklere uygun şekilde yerleştirilmeleri gerekir. Stratos marka detektörlerde bulunan Yapay Zeka sistemi büyük toz parçacıklarını ayırt etmek gibi eşsiz özelliğiyle geniş avluların korunmasında önemli rol oynamaktadır. Geniş avlu tip mekanlarda (örneğin havalandırma sistemlerindeki değişikliklerden kaynaklanan) arka plandaki duman seviyeleri dalganarak azalıp artabilir. Bu yüzden yanlış alarma neden olmaması için sistemin sürekli ayarlamalar yapması ve duyarlılık seviyesinin aşırı oranda yükseltilmemesini sağlaması büyük önem taşımaktadır. Buna benzer şekilde, detektörlerin duyarlılık seviyeleri yangın uyarısında bulunmak için yeterince yüksek olmalıdır, ihmal edildiği takdirde çok büyük bir yangın çıkabilir. Bu nedenle kullanılabilirlik performansını arttırmak için bir sensörden gelen çıktıları sürekli denetleyebilecek kapasite, çok karmaşık ve ileri düzeyde Algılayıcı Yapay Zeka (PAi) algoritmaları hazılanmış ve detektörün içine yerleştirilmiştir. Stratos HSSD detektörleri yukarıda sayılan görevleri yerine getirebilmek için, 'sessiz' bir ortama yerleştirildiğinde sistemin daha duyarlı olmasını sağlayacak şekilde ortamdaki 'gürültüyü' (ortamın duman yoğunluğundaki normal dalgalanmaları) sürekli izler. Eğer mekan 'gürültülü' hale gelirse, duyarlılık otomatik olarak azalacaktır ama onaylanan ayarın dışına hiç birzamandüşmezve sürekli koruma sağlar. Sistem gece ve gündüz gibi değişiklikleri tanımaya başladığında, dışardan girdi almadan acil duyarlılık ayarlamaları yapabilir. Bu teknolojiyle istenmeyen alarmların çalışması en aza indirilmiş olur ve en yüksek olası duyarlılık seviyesi elde edilir. Sonuç Yangından korunması zor olan sorunlu ortamların genellikle normal binaların birçoğundan daha fazla yangından korunmaya ihtiyacı vardır. Sözünü ettiğimiz diğer binalar içinde barındırdıkları , tasar.ımları veya tarihi değerleri yüzünden daha önemli olabilirler ama aynı özellikler bu binaların daha fazla yangın tehlikesiyle karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Oysa, durmadan yaşanan teknolojik gelişmelerin iş yerleri, ı<amu binaları ve önemli tasarım binalarının bu tehlikeler n korunmasını bilmek bizi Yangın ve Güvenlik m Sayı 75 Kasım-Aralık 2003
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=