de içermediğinden sülfür dioksit ya da toz çıkışına neden olmaz. Modern güç santrallerinin enerji verimliliği; ek güç üreten ısı devşirme buhar jeneratörleri ile türbin egzozundan sağlanan ısı enerjisinin, tek bir türbini döndürmek için yakıt kullanan tek çevrim işlemlerin aksine buhar, elektrik ya da her iki şekilde de kullan ı labil mesinden kaynaklanmaktadır. Gaz türbinlerinin büyük bir çoğunluğu sesi azaltmak ve türbinin havalandırma ile soğutulmasını sağlamak için özel akustik bölmelerde konumlandırılmıştır. Genellikle bu türbinler, birincil yakıt olan doğalgazı, sıvı yakıt desteği ile birlikte taşımak için çok sayıda yüksek basınçlı bağlantı noktası içeren karmaşık yakıt ikmal borularına dayanmaktadır. Örnek olarak, 40 megavat'lık bir gaz türbini boruları yaklaşık 30 boru bileziği ya da esnek bağlantı noktası içerirken, 250 megavat'lık bir türbinde 200'den fazla boru bileziği ve 90 esnek bağlantı noktası bulunur. Çok sayıaa boru bileziği ve bağlantı noktası yüksek basınçla birleştiğinde, yakıt kaçağı durumunda patlama tehlikesine neden olur. Yanıcı doğalgazın ana yakıt olarak kullanımı , türbinleri hızlı ve güvenilir bir yangın dedektörü tarafından korunması gereken, yüksek riskli bir alana dönüştürmektedir. Bu uygulama için kullan ılan en gelişmiş optik alev dedektörleri, karışık ve değişen arka plandaki hemen hemen görünmez doğalgaz alevlerini bile ayırt eden ve tanımlayan, Üçlü IR (IR3) dahilindeki tayf analizleridir. Bu dedektörler, dünya çapında çok çeşitli türbinlerde kullanı lmaktadır. Kömür Yakıtlı Elektrik Santralleri Düşük sülfür, yüksek BTU kömürü Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve diğer Asya ülkelerindeki elektrik santrallerinde kullanılmaktadır. Kömür, 21. yüzyılda temiz yanan gazlar ve hafif yakıtlara karşı verdiği mücadeleye rağmen hala dünya çapında çok sayıda elektrik santralinde kullanılarak başlıca enerji kaynaklarından biri olmayı sürdürmüştür. Kömür yangınları her zaman sık olarak görülen bir tehlike ve kontrol edilemeyen ALEV DETEKTÖRLERi 1 patlamalar için belli başlı risklerden biri o l muştur. Kömür işleme ve depolama ocaklarında tehlikeyi azaltmak için, çeşitli bölgelerde gelişmiş yangın tespit sistemleri kuru l muştur. Optik alev dedektörleri, karbon monoksit (CO) dedektörleri, ısı dedektörleri ve son zamanlarda CCTV görüntüleme sistemleri, kömür yakıtlı elektrik santrallerinde kullanılan modern ve karmaşık yangın tespit sistemlerinin birer parçası olmuştur. Kömür asansörleri, otomatik besleme hatları ve depolama alanlarını gözden geçirmek için Üçlü IR (IR3) optik dedektörleri gibi dedektörler; depolama alanları ve besleme hatları boyunca ise CO dedektörleri ve ısı algılayıcı tel dedektörler kurulmuştur. Plastik ve kimyasal endüstrisi; otomotivden ilaca, bilgisayardan ambalaja, inşaattan tüketici aletlerine kadar birçok endüstriye temel malzeme sağlamaktadır. Plastik kelimesi Yunanca'da kolayca biçimlendirilebilen anlamına gelen "plastikos" kelimesinden gelmektedir. Ham petrol, gaz ve kömür gibi elementlerin atomları bir araya getirilerek ve polimer olarak adlandı rı lan uzun molekül zincirleri oluştu rularak plastik yapılmaktad ı r. Benzen, etilen, propilen ve stiren gibi yanıcı , uçucu, organik bileşikler, farklı işleme yöntemleri ile ürünlere dönüşen plastik üretimi için hammaddeyi oluşturur. En yaygın yöntem, plastiğin bir kalıp içinde şekillendirilecek yumuşaklığa kadar ısıtılması ve daha sonra katıla ş ıp yeni şeklini alana kadar soğutu lmasıdır. Plastik üretiminde hem fiziksel hem de enerji kaynakları tüketilir ve işleme yolu boyunca bir çok noktada gaz, sıvı ya da katı atıklar üretilir. Plastik üretiminde ortaya çıkan atıklar, farklı hammaddeler ve Optik alev dedektörleri, karbon monoksit (CO) dedektörleri, ısı dedektörleri ve son zamanlarda CCTV görüntüleme sistemleri, kömür yakıtlı elektrik santrallerinde kullanılan modern ve karmaşık yangın tespit sistemlerinin birer parçası olmuştur. YANGIN ve GÜVENLiK SAYI 971 153
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=