TULUMBACI • BAHRiYE Prof Dı: Abdııralııııa11 KILIÇ kilica@itu.edu.tr İstanbul'un hemen her mahallesinde ve köyünde, gençlerin bir araya gelerek kurdukları tulumbacı takımlarında birbirinden ilginç karekterler bulunmaktadır: Tatar Ahmet, Deligavur Angilidis, Kız Artin, Kürt İdris, Laz Bekir, Yorgancı Bilal, Çingene Cevdet, Kayıkcı Dani yel, Arap Davut, Manav Halit, Helvacı Hasan, Hamamcı İhsan gibi hemen hemen her meslekten kişiler tulumbacı takımlarında yer almıştır. Bunlar arasında en ilginç tiplerden birisi "Tulumbacı Bahriye"clir. Yıllar önce, kabadayıların arasında bir kadının bulunması ve yangınların söndürülmesi çalışmalarına katılması günümüzde bile hayret ve saygıyla kaı·şılanmaktadır. Kadınların hemen hemen her iş kolunda erkekler kadar başarılı olduğunu bi l i yoruz. Tıpta, mühendislikte, politikada erkekler kadar başanlı iken, özellikle güzel sanatlarda, eğitimde ve sivil toplum örgütlemesincle eı·keklerden daha ela başarılı olduğunu görüyoruz. Büyük önder Atatürk, 23 Mart 1923 gunu Kızılay Kadınlar Şubesinin Konya'da düzenlediği toplantıda "Çok büyük şiikranla görüyoruz ve görmekteyiz ki, her yerde hanımlarımız erkeklerle fikir ve nur yolunda müsabaka derecesine yürüyorlar. Yine şükranla ifade etmek lazımdır ki, hiçbir yerde kadınlarımız erkeklere/en aşağıda değildir. Hemen her yerde kadın ve erkek seviyesi arasında bir denklik görmekteyiz. Bul hal şayan-ı iftihardır. Kadınlarımızın daha namüsait şartlar altında erkeklerden geri kalmayışı ve belki aynı şartlar altında erkeklerden ileri gidişi öviinç nedenidir." diyor. Günümüzde kadınlar farklı çalışma kollarında etkinliklerini artıraı·ak Atatürk'Cın sözlerini doğruluyorlar. Köşklüniiıı veya bekçinin ''yaııgııınnn vaaarrrr" sesini duyar duymaz tulumbacı uşaklarından önce koğuşa gelir, yeldirmesini toplayarak fenercinin yanmda yerini alır; Langa 'dan Fatih 'e, Fener'e, Ga/ata'ya, Beşiktaş'a kilometre/erce yolu koşarak yangına gider. ---------------- Yangın ve Güvenlik m Sayı 55 Mart - Nisan 2001 Türkiye'cle kadın itfaiyeciler elenince ilk akla gelen "Tulumbacı Bahri ye"dir. "Tulumbacı Bahriye"nin birkaç film olacak ilginç ve acıklı bir yaşam öyküsü vardır. İstanbul Küçüklanga'cla doğan Bahriye'nin babası, bir paşa oğlu olmasına rağmen iş sahibi olamaz, kendisini içkiye verir adı hırsızlık olayına karışır. Küçük yaşta annesi ölünce, küçük Bahri ye kendi kaderiyle başbaşa kalır ve bu arada tulumbacılığa özenir. Mahalledeki erkek çocukları ile oynayıp boğuşarak büyür, tulumbacıların arasına girer, 1885 yıllarında daha on yaşında iken yangınlara gitmeye başlar. Köşklünün veya bekçinin "yangınnnn vaaarrrr" sesini duyar duymaz tulumbacı uşaklarından önce koğuşa gelir, yeldirmesini toplayarak fenercinin yanında yerini alır; Langa'dan Fatih'e, Fener'e, Galata'ya, Beşiktaş'a kilometrelerce yolu koşarak yangına gider. Reşad Ekrem Koçu'nun belirttiğine göre, tulumbacılar hakkında çok zengin çok değerli hatıralara ve notlaı·cJ sahip olan Vasıf Hoca "Kavgacı, eli sopalı bir kızdı. Ciizelliğinden yana ise bin kız içinde bir tane idi. En zıpır oğlanlarla pervasızca konuştuğu halde namusuna toz
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=